confessions

the wall

- Yazar -

  1. toplam entry 221
  2. takipçi 1
  3. puan 15606

hasan doğan

the wall
"euro 2008 de final oynanması" olayı gerçekle$irse, hasan doğan’ın binyüzonbir adet hayvan’ın etini ne yapacağını merak ettim bi’ an. neyse, geçti sonra bu merak.

o değil de ek olarak "yetmezse de ben yine gidip hepsinin alnından öpeceğim" buyurmu$. et, kesmek filan ilgilenmiyorum ama, bak bu son dediğini yapma hacı.
aman diyim.

yo era ninya

the wall
ne zaman ve nasıl dinlesem, bi’ sigara yakmı$ ve çıkan sigara dumanının griliğine bakarken kaybolmu$ durumda yakalıyorum kendimi.

muhte$em.

subjektif bi görüş olarak, -ruhdaki gedikleri doldurma olayı baz alınırsa- bu $arkının 1 (bir) kere dinlenmesi, sarıyer sahili’nde yarım saat denizi seyretmeye e$ değer.

richie havens

the wall
gitar çalmak kelimesine "mana atlatmı$" birey. bir de sakalının mutlaka görülmesi lazımdır. zannedersem bi’ örneğini daha bulmak çok zordur $u an.

ayrıca, 61. cannes film festivalinde söylediği, freedom parçasıyla; insanın içinde cezayir menek$eleri açtırır, gökyüzüne astral seyehat yaptırır.

evet yapar bunu.

patates kızartması

the wall
"namussuz" oldukları konusunda bir takım söylentiler dola$maktadır bazı çevrelerde.

zira ben emin değilim bu konuda. az sonra bi’ kimya laboratuvarında kızartıp bakmak istiyorum kendilerine / namuslarına. sonra karar a$amasına geçeceğim.

ek: ad hominem bi’ entry değil yahu, saçmalama.

resim yapmayı beceremeyip yeni bir akım demek

the wall
evet.

var böyle tipler gözümün nuru, var evladım, var canci$im, var ciğerparem, var mına koyım ya. dünya’nın kutup eksenine basık olmasından bi’ adım sonraki, pi’nin 22/7 olmasından bi’ önceki gündem hatta. evet.

bak, açıklıyorum kim olduklarını hatta; böyle gözünü camgöbeği mavisi tuallerin bürüdüğü zebercet tipli be$eraltı birtakım canlılar bunlar. yaa. tiplerine bakıp bu zebercetleri adam sananlar da var. lakin, yav$ak hacı i$te. yav$ak.

ha bak, angela merkel’in sağ arka kolu olduğu konusunda bazı duyumlar aldıysan, yok değil o. co$ma.

bilgi sözlük

the wall
hakkında ilginç iddiaların dola$tığı site.

lakin, benim önem arz ettiğini dü$ündüğüm konu / parantez açmak istediğim nokta bu değil. çünkü, herkesin hakkında aslı astarı olan / olmayan birçok konuda tezler öne sürülecektir, bazıları doğru çıkacaktır, bazıları tamamen asparagas olacaktır. ilgilenmiyorum açıkcası.

benim değinmek istediğim ayrıntı. bilgisozluk denilen sözlüğün, aslında yazarları üzerinden salt “maddi çıkar” sağlamak üzere $eklinde savların ortalıkta geziniyor olması, bunun çok büyük bir malumat gibi, ki$ilerin özel hayatından tırnaklanmı$ büyük bir detaymı$ gibi insanların gözüne sokulmaya çalı$ması. bunun ihtiva ettiği anlamı sorgulamazdan önce birkaç soru üzerine yeniden gözden geçirme yapmamız $art:

bilgi sozluk nedir?

ki$ilerin fikirlerini payla$tığı, olaylara pozitif / negatif $ekilde görü$lerini açıklama imkânı sağlayan, yöneticisi - idarecisi olan sosyal bir olu$um. tanım a$ağı yukarı bu.

dolayısıyla bir sözlük. yani $u anda hâlihazırda, türkiye’deki net kullanıcıların birçoğunun abana abana kullandığı sözlüklerden $ekil / $emal / fiziksel görünü$ bakımından diğer sitelerden farkı yok. ve burada gözden kaçan (aslında konunun bizzati kaynağını olu$turan) durum $u: zannediliyor mu ki acaba; ek$isozluk’te, itüsözluk’te, lafmacun’da, privatesozluk’te ve diğer sözlüklerde; adminler yahut moderatörler, yazarların yazılarını büyük bir $evkle okudukları için sözlükte kalmasını istiyorlar yahut, yazarlara “yazmaları” için yaptıkları te$viklerin minvali o yönde? bu ülkede kaleminden bal damlayan ve yazıları her gün gazetelerde yayımlanan kö$e yazarı yok mu? sözlük yöneticisi denilen arkada$ bu yazıları takip etmeyi bilmiyor mu da sağlam yazarlarının kendi sitesine yakınla$tırmaya çalı$ıyor?

önce (bilmediğini dü$ündüğüm birtakım insanlara yazıyorum bu kısmı) algıları yerinden biraz oynatmak ve hatta yapılabiliyorsa açık ve net bir hatırlatma ile sağlamla$tırmak lazım... siz birey olarak, bir siteye üye olduğunuz zaman, siz site için potansiyel mü$terisinizdir. siteyi görü$ almak / görü$ vermek için kullanırsınız. yani, eğer herhangi siten “login olma” butonunu tıklayıp içeri girdiğiniz anda o sitenin gönüllü çalı$anısınız, o sitenin “herhangi bir ücret almaksızın çalı$anı” konumda bulunduğunuz i$çisinizdir.. artı olarak da, “site”ye girenlerin / üye olanların sayısı - sıklığı üzerinden yöneticiler kendilerine reklam geliri elde ederler vs. hatta sitede bulunan ki$i sayısını fazlala$tırmak çe$itli kampanyalar düzenlemesi mantıklı olarak yapması gerekendir... bunlara kar$ılık da, site size, sanal bir sosyalle$me imkânı sağlar, bir nevi “ho$ça vakit geçirme” olgunuza / olgusuna yardım eder veyahut vakit öldürür. bu $u anda dünya üzerinde varolan birçok sitelerin için böyledir. bu anlayı$ları benimsememi$ site zaten kurumsalla$amamı$tır, dolayısıyla mali getirisi azdır ve siz oraya üye olmak dahi istemezsiniz, o da ayrı bir konudur.

ikinci olarak kimse hiçbir sitede evladiyelik değildir. isteyen kalır / kalmaz / gelir / gelir. kimse kimsenin kararlarının “ket bekçisi” değildir. artı olarak; internet sitelerini fethedilmesi gereken “be$eriüstü enerji”ler olarak tahayyül edip, bu sitelere kar$ı bilmem kaçıncı viyana seferi gözüyle bakmak mantıklı sonuçlar doğurmaz. ben 5 yıl önce ek$isozluk’e üye olduğum nickname i $u anda hatırlamıyorum.

ha bu arada, ben bu “kapitalist sistem”in bir parçası olmak istemiyorum, kimsenin elemini / derdini / sorunlarını / hatalarını çekemeyeceğim arkada$” $eklinde dü$ünce ve refleksler geli$tirenlere “blog” yazmalarını öneririm.

üzerinde algı sağlamla$tırması yapacak kadar ilgimi çekti bu konu. evet. zannımca ki$iler / topluluklar / toplumlar olarak reel ele$tirilere ihtiyacımız var.
4 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol