tezer özlü nün ilk romanı, yaşamın yalnızca başlangıcını oluşturmakla kalmayan, sürekli dönülen, belki de hiç çıkılamayan çocukluğu yansıtıyor. yetişkinlerin, tıpkı çocukluğa olduğu gibi, farklılığa da aman vermeyen dünyasına karşı yazar, anıların çıplak gerçekliğine sığınıyor.
tezer özlü, türk edebiyatının nostaljik prensesi. (bkz:kitap arka yüzünden)
(bkz: çocukluğun soğuk geceleri)
bir hümeyra parçası.
sana bu karanlık, bu gürültü içinde
ellerimi uzatıyorum
sen bu karanlık, bu gürültü içinde
görmüyorsun
bütün köşeleri tutmuşlar
ortada meydanlar, gözler içinde
sana anlatamıyorum
tüm bu köşeler
bu karanlı, bu ıslak, bu gürültü
tutsana ellerimi, ellerimi
görmüyor musun
tutsana ellerimi, ellerimi
görmüyor musun.
sana bu karanlık, bu gürültü içinde
ellerimi uzatıyorum
sen bu karanlık, bu gürültü içinde
görmüyorsun
bütün köşeleri tutmuşlar
ortada meydanlar, gözler içinde
sana anlatamıyorum
tüm bu köşeler
bu karanlı, bu ıslak, bu gürültü
tutsana ellerimi, ellerimi
görmüyor musun
tutsana ellerimi, ellerimi
görmüyor musun.
(bkz: mad girl s love song)
bir sylvia plath şiiri.
i shut my eyes and all the world drops dead;
i lift my lids and all is born again.
(i think i made you up inside my head.)
the stars go waltzing out in blue and red,
and arbitrary blackness gallops in:
i shut my eyes and all the world drops dead.
i dreamed that you bewitched me into bed
and sung me moon-struck, kissed me quite insane.
(i think i made you up inside my head.)
god topples from the sky, hells fires fade:
exit seraphim and satans men:
i shut my eyes and all the world drops dead.
i fancied youd return the way you said,
but i grow old and i forget your name.
(i think i made you up inside my head.)
i should have loved a thunderbird instead;
at least when spring comes they roar back again.
i shut my eyes and all the world drops dead.
(i think i made you up inside my head.)
kaynak :http://tinyurl.com/2eok5xk
i shut my eyes and all the world drops dead;
i lift my lids and all is born again.
(i think i made you up inside my head.)
the stars go waltzing out in blue and red,
and arbitrary blackness gallops in:
i shut my eyes and all the world drops dead.
i dreamed that you bewitched me into bed
and sung me moon-struck, kissed me quite insane.
(i think i made you up inside my head.)
god topples from the sky, hells fires fade:
exit seraphim and satans men:
i shut my eyes and all the world drops dead.
i fancied youd return the way you said,
but i grow old and i forget your name.
(i think i made you up inside my head.)
i should have loved a thunderbird instead;
at least when spring comes they roar back again.
i shut my eyes and all the world drops dead.
(i think i made you up inside my head.)
kaynak :http://tinyurl.com/2eok5xk
-----------------------------spoiler----------------------------:
gökyüzünün doruğunda beyaz, serinkanlı bir güneş parlıyordu. kendimi bu güneşte, bir melek kadar ince ve uçucu bir hale gelene dek bir bıçak gibi bilemek istedim.(sayfa125)
-----------------------------spoiler----------------------------
gökyüzünün doruğunda beyaz, serinkanlı bir güneş parlıyordu. kendimi bu güneşte, bir melek kadar ince ve uçucu bir hale gelene dek bir bıçak gibi bilemek istedim.(sayfa125)
-----------------------------spoiler----------------------------
sylvia plath’ ın i am vertical isimli şiirinin, ismail haydar aksoy tarafından yapilan çevirisinin adi.
dikey dururum
fakat yatay durmayı yeğlerdim.
mineralleri ve anne sevgisini soğurarak
her mart pırıl pırıl yaprak açacak
bir ağaç değilim ben; toprakta değil köklerim.
payıma düşen ah’ları cezbeden
ve yakında yapraksız kalacağını bilmeyen
ihtişamla resmedilmiş bahçe tarhının güzelliği de değilim.
ölümsüzdür bir ağaç, kıyaslandığında benimle
ve bir çiçek başı daha bir irkiltir, uzun olmasa bile,
birinin uzun ömrünü, diğerinin cüretini isterim.
bu gece, yıldızların miniminnacık ışıkları altında,
ağaçlarla çiçekler serin kokularını yaymakta.
farkına varmaz hiçbiri, yürürüm aralarında.
uyurken en mükemmel şekilde onlara
benzemek zorundayım diye düşünürüm ara sıra –
düşünceler bulanmakta.
uzanıp yatmak, daha doğal geliyor bana.
sonra gökle ben konuşuruz açıkca,
ve faydalı olacağım ben en son kez yattığımda:
o vakit dokunur bana ağaçlar ilk kez, ve çiçekler zaman ayırır bana.
kaynak :http://tinyurl.com/2eok5xk
dikey dururum
fakat yatay durmayı yeğlerdim.
mineralleri ve anne sevgisini soğurarak
her mart pırıl pırıl yaprak açacak
bir ağaç değilim ben; toprakta değil köklerim.
payıma düşen ah’ları cezbeden
ve yakında yapraksız kalacağını bilmeyen
ihtişamla resmedilmiş bahçe tarhının güzelliği de değilim.
ölümsüzdür bir ağaç, kıyaslandığında benimle
ve bir çiçek başı daha bir irkiltir, uzun olmasa bile,
birinin uzun ömrünü, diğerinin cüretini isterim.
bu gece, yıldızların miniminnacık ışıkları altında,
ağaçlarla çiçekler serin kokularını yaymakta.
farkına varmaz hiçbiri, yürürüm aralarında.
uyurken en mükemmel şekilde onlara
benzemek zorundayım diye düşünürüm ara sıra –
düşünceler bulanmakta.
uzanıp yatmak, daha doğal geliyor bana.
sonra gökle ben konuşuruz açıkca,
ve faydalı olacağım ben en son kez yattığımda:
o vakit dokunur bana ağaçlar ilk kez, ve çiçekler zaman ayırır bana.
kaynak :http://tinyurl.com/2eok5xk
bir syvia plath şiir.
but i would rather be horizontal.
i am not a tree with my root in the soil
sucking up minerals and motherly love
so that each march i may gleam into leaf,
nor am i the beauty of a garden bed
attracting my share of ahs and spectacularly painted,
unknowing i must soon unpetal.
compared with me, a tree is immortal
and a flower-head not tall, but more startling,
and i want the ones longevity and the others daring.
tonight, in the infinitesimallight of the stars,
the trees and the flowers have been strewing their cool odors.
i walk among them, but none of them are noticing.
sometimes i think that when i am sleeping
i must most perfectly resemble them-
thoughts gone dim.
it is more natural to me, lying down.
then the sky and i are in open conversation,
and i shall be useful when i lie down finally:
then the trees may touch me for once, and the flowers have time for me.
ismail haydar aksoy cevirisi için;
(bkz: dikey dururum)
kaynak :http://tinyurl.com/2eok5xk
but i would rather be horizontal.
i am not a tree with my root in the soil
sucking up minerals and motherly love
so that each march i may gleam into leaf,
nor am i the beauty of a garden bed
attracting my share of ahs and spectacularly painted,
unknowing i must soon unpetal.
compared with me, a tree is immortal
and a flower-head not tall, but more startling,
and i want the ones longevity and the others daring.
tonight, in the infinitesimallight of the stars,
the trees and the flowers have been strewing their cool odors.
i walk among them, but none of them are noticing.
sometimes i think that when i am sleeping
i must most perfectly resemble them-
thoughts gone dim.
it is more natural to me, lying down.
then the sky and i are in open conversation,
and i shall be useful when i lie down finally:
then the trees may touch me for once, and the flowers have time for me.
ismail haydar aksoy cevirisi için;
(bkz: dikey dururum)
kaynak :http://tinyurl.com/2eok5xk
bir sylvia plath şiiri.
a smile fell in the grass.
irretrievable!
and how will your night dances
lose themselves. in mathematics?
such pure leaps and spirals -
surely they travel
the world forever, i shall not entirely
sit emptied of beauties, the gift
of your small breath, the drenched grass
smell of your sleeps, lilies, lilies.
their flesh bears no relation.
cold folds of ego, the calla,
and the tiger, embellishing itself -
spots, and a spread of hot petals.
the comets
have such a space to cross,
such coldness, forgetfulness.
so your gestures flake off -
warm and human, then their pink light
bleeding and peeling
through the black amnesias of heaven.
why am i given
these lamps, these planets
falling like blessings, like flakes
six sided, white
on my eyes, my lips, my hair
touching and melting.
nowhere.
kaynak : http://tinyurl.com/2eok5xk
a smile fell in the grass.
irretrievable!
and how will your night dances
lose themselves. in mathematics?
such pure leaps and spirals -
surely they travel
the world forever, i shall not entirely
sit emptied of beauties, the gift
of your small breath, the drenched grass
smell of your sleeps, lilies, lilies.
their flesh bears no relation.
cold folds of ego, the calla,
and the tiger, embellishing itself -
spots, and a spread of hot petals.
the comets
have such a space to cross,
such coldness, forgetfulness.
so your gestures flake off -
warm and human, then their pink light
bleeding and peeling
through the black amnesias of heaven.
why am i given
these lamps, these planets
falling like blessings, like flakes
six sided, white
on my eyes, my lips, my hair
touching and melting.
nowhere.
kaynak : http://tinyurl.com/2eok5xk
yusuf eradam ın çevirisini yaptığı spring is like a perhaps hand isimli e e cummings şiiri.
bahar bi -belki- el gibidir
bahar (hiçbiryer’den
çıkıp gelen) insanların
baktığı bir camekânı
yerleştiren (insanlar hayretler
içinde bakarken yerleştiren ve
değiştiren, şuraya yabancı bişi
ve buraya tanıdık bişi koyan)
ve her şeyi özenle değiştiren
bi-belki-el gibidir
bahar camekânın içinde (yeni
ve eski şeyleri özenle
ileri geri taşıyan, insanlar
hayretler içinde bakarken,
bi-belki-yüzdesini
çiçeğin buraya taşıyan,
şuraya da bir santim
hava koyan) ve
hiçbişeyi kırmayan
bi-belki-el gibidir.
kaynak :http://www.yusuferadam.com/ingsiir.html
bahar bi -belki- el gibidir
bahar (hiçbiryer’den
çıkıp gelen) insanların
baktığı bir camekânı
yerleştiren (insanlar hayretler
içinde bakarken yerleştiren ve
değiştiren, şuraya yabancı bişi
ve buraya tanıdık bişi koyan)
ve her şeyi özenle değiştiren
bi-belki-el gibidir
bahar camekânın içinde (yeni
ve eski şeyleri özenle
ileri geri taşıyan, insanlar
hayretler içinde bakarken,
bi-belki-yüzdesini
çiçeğin buraya taşıyan,
şuraya da bir santim
hava koyan) ve
hiçbişeyi kırmayan
bi-belki-el gibidir.
kaynak :http://www.yusuferadam.com/ingsiir.html
e e cummings in bir şiiri.
spring is like a perhaps hand
(which comes carefully
out of nowhere)arranging
a window,into which people look(while
people stare
arranging and changing placing
carefully there a strange
thing and a known thing here)and
changing everything carefully
spring is like a perhaps
hand in a window
(carefully to
and from moving new and
old things,while
people stare carefully
moving a perhaps
fraction of flower here placing
an inch of air there)and
without breaking anything.
kaynak :http://wonderingminstrels.blogspot.com/2006/12/spring-is-like-perhaps-hand-e-e.html
spring is like a perhaps hand
(which comes carefully
out of nowhere)arranging
a window,into which people look(while
people stare
arranging and changing placing
carefully there a strange
thing and a known thing here)and
changing everything carefully
spring is like a perhaps
hand in a window
(carefully to
and from moving new and
old things,while
people stare carefully
moving a perhaps
fraction of flower here placing
an inch of air there)and
without breaking anything.
kaynak :http://wonderingminstrels.blogspot.com/2006/12/spring-is-like-perhaps-hand-e-e.html
-----------------------------spoiler----------------------------:
bunun ancak bir erkek tarafından icat edilecek bir ilaç olduğunu düşündüm. bu kadın korkunç sancılar içindeydi ve çektiği acının her nebzesini duyduğu besbelliydi, yoksa böyle inlemezdi. yine de doğruca eve gidip bir kez daha gebe kalacaktı. çünkü ilaç sancının ne kadar kötü olduğunu unutturacaktı ona. ama içinin gizli bir köşesinde, acının o kapısız, penceresiz, kör ve uzun koridoru bir kez daha açılıp onu derinliklerine almak için bekleyecekti hep.(sayfa 92)
-----------------------------spoiler----------------------------
bunun ancak bir erkek tarafından icat edilecek bir ilaç olduğunu düşündüm. bu kadın korkunç sancılar içindeydi ve çektiği acının her nebzesini duyduğu besbelliydi, yoksa böyle inlemezdi. yine de doğruca eve gidip bir kez daha gebe kalacaktı. çünkü ilaç sancının ne kadar kötü olduğunu unutturacaktı ona. ama içinin gizli bir köşesinde, acının o kapısız, penceresiz, kör ve uzun koridoru bir kez daha açılıp onu derinliklerine almak için bekleyecekti hep.(sayfa 92)
-----------------------------spoiler----------------------------
bir sylvia plath şiiri.
the woman is perfected
her dead
body wears the smile of accomplishment,
the illusion of a greek necessity
flows in the scrolls of her toga,
her bare
feet seem to be saying:
we have come so far, it is over.
each dead child coiled, a white serpent,
one at each little
pitcher of milk, now empty
she has folded
them back into her body as petals
of a rose close when the garden
stiffens and odors bleed
from the sweet, deep throats of the night flower.
the moon has nothing to be sad about,
staring from her hood of bone.
she is used to this sort of thing.
her blacks crackle and drag.
usuma layık bir çeviri bulamadım net üzerinde ama şu giriş için yapılmış bir iki satırlık çeviri bana kalırsa enfes oturuyor bu ilk dizelere;
----------------------------------------
kadın mükemmelleştirildi.
ölü
bedeni başarının gülüşünü takmış.
----------------------------------------
orijinal metin için kaynak :http://tinyurl.com/2eok5xk
kısa çeviri için kaynak :http://tinyurl.com/27a6cnp
perihan mağden’ in, kısa çeviri kaynağındaki her kadın bir faşiste tapar başlıklı yazısının orijinaline maalesef radikal arşivinden ulaşılamamıştır.
the woman is perfected
her dead
body wears the smile of accomplishment,
the illusion of a greek necessity
flows in the scrolls of her toga,
her bare
feet seem to be saying:
we have come so far, it is over.
each dead child coiled, a white serpent,
one at each little
pitcher of milk, now empty
she has folded
them back into her body as petals
of a rose close when the garden
stiffens and odors bleed
from the sweet, deep throats of the night flower.
the moon has nothing to be sad about,
staring from her hood of bone.
she is used to this sort of thing.
her blacks crackle and drag.
usuma layık bir çeviri bulamadım net üzerinde ama şu giriş için yapılmış bir iki satırlık çeviri bana kalırsa enfes oturuyor bu ilk dizelere;
----------------------------------------
kadın mükemmelleştirildi.
ölü
bedeni başarının gülüşünü takmış.
----------------------------------------
orijinal metin için kaynak :http://tinyurl.com/2eok5xk
kısa çeviri için kaynak :http://tinyurl.com/27a6cnp
perihan mağden’ in, kısa çeviri kaynağındaki her kadın bir faşiste tapar başlıklı yazısının orijinaline maalesef radikal arşivinden ulaşılamamıştır.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?