simplist

düşünme yetisine sahip her insanın zaman zaman, doğru ya da yanlış, az ya da çok, yüzeysel ya da derin, bilinçli ya da gayriihtiyari yaptığı zihinsel faaliyet..

sigaranın görünürde temel maddesi olmakla birlikte, sigara fabrikalarına girmeden önce sadece bitkidir. farklı farklı kimyasal maddelerle ve her markanın kendine mahsus aromasıyla harmanlanarak tadı değiştirilir,zararı artırılır, süslenir püslenir paketlenir ve sigara olarak piyasaya sürülür.
dumanı elbette zararlıdır ama, içine katılan kimyasallar sebebiyle bu zarar ve bağımlılık oranı 5-6 kat artar.
artık sıkça rastlamaya başladığımız tütüncü dükkanlarında açık satılan tütünler içinde adıyaman tütünü başta olmak üzere, bitlis,muş ve diyarbakır tütünleri -eğer kükürtle veya ilaçla sarartılmamışsa- doğal ve saf tütünlerdir. paket içerisinde satılan aromalı tütünler ise harmanlandığı aromasından dolayı kimyasal içermektedir.
sigaraya oranla yaklaşık 7 kat daha ucuz olmakla birlikte, 3 kat daha zahmetlidir. yaklaşık bir hesapla 7/3x365 işleminden çıkan sonuç şudur ki; az ya da çok, tütün mamullerinin hepsi zararlıdır,lütfen içmeyin, mümkünse bırakın..

komediyi teatral oynayan, dramda daha başarılı olacağını düşündüğüm oyuncu. gerçek hayatta,ekranda göründüğünün aksine sakin durgun ve içe kapanık bir duruş sergilemekle birlikte, bir o kadar da sohbet ehli..

ilkinde baştan sona güldüğüm filmin devamı niteliğindeki ikinci bölümü. hafif çizgi film tadı vermekle beraber eğlenceli bir film.
an itibarı ile izlemeyi bitirdim, sıcak sıcak fikrimi yazayım. bu defa o kadar güldürmedi ama ezgi’nin oyunculuğunu fulya’dan daha çok beğendim. görsel olarak da ilk filmden başarılı buldum ama bazı efektler yapay durmuş. kimi yerlerde komedi unsurunu konuşmalara, küfürlere yüklemeye çalışmışlar ama tadı kaçmak üzereyken bırakmışlar. vakti olana tavsiye edebileceğim bir film velhasıl..

medikal vasfı olmadığına inanan bünyelerin bile ne olur ne olmaz diyerek en az altı saat arayla içtiği, "bunca aklı başında insan şifasını görmüşse ben mi anormalim acaba" şüphesi yaşatan kimyasal toz.

medikal vasfı olduğu iddia edilmekle birlikte, benimki gibi bazı bünyelerde limonlu çay ya da ıhlamur kadar bile şifaya vesile olamayan toz içecek.
kaynar,sıcak,ılık içtim.hatta abartıp kuru kuru yemeyi bile denedim ama sonuç değişmedi. ne semptomlar azaldı, ne de mendil tüketimi..

yalanı yüzüne vurulan kişinin beceriksizce inkar etme çabasıyla ağzından refleks olarak çıkan ilk cümle..

saçma bir yaklaşım tarzıdır. hedef çocuğu anne veya babasından uzak bırakmamak, hep bir arada olmaksa çocuklu olduğu için ölmemek seçeneği var mıdır diye araştırmalı önce.

genelde ameliyat çağrıştıran bir deyim olmakla birlikte, ilişkiyi bitirme konuşmasının akabinde taraflardan biri (muhtemelen ipleri koparan) kalkıp gidince diğerinin maruz kaldığı durum.
ameliyat masasında kalan narkozun etkisiyle durumun farkına varmayabilir ama, ayrılık masasında kalan durumu tüm çıplaklığı ve gerçekliğiyle yaşamak zorundadır.

en sevdiğiniz, özlediğiniz insan bile gelmiş olsa, ona "hoşgeldin" demeden önce ilk müdahale edeceğiniz şeydir.

darı ambarı hayali kuran tavuk misali, olsa da yesek mantığıyla düşünen veya "siz de aranızda bir takım kurun da halı sahada kozlarımızı paylaşalım" tavrında bir tutum sergileyen mhp’li grubudur. var mıdır, hayal ürünü müdür bilinmez..

söyleyenin samimiyetinden, iyi niyetinden emin değilsem ya da yaptığı bir sürü haksızlığı bir kalemde sıfırlama niyeti sezdiysem "hele bir öl de hayırlısıyla, düşünürüz bir hal çaresi" diye yanıtladığım talep cümlesi.

içeriden tanıdık bulmak, giriş izni olan birinin refakati ile girmek, site girişindeki güvenlikçi ile ahbaplık kurmak gibi yöntemler denenebilir.

yanında çok bayat olmayan her türlü hamur işiyle birlikte günde 4 öğün yenebilecek gıda.
taze ekmek ve taze soğanla birleşince ziyafete dönüşür.

arabanızda arızalı ya da aşınmış olan parçanın yenisinin bütçenizi aşması durumunda tamircinin size yaklaşım şekli. yetkili servislerde olmayan, ama sanayi sitesi ve mahalli tamircilerde sıkça başvurulan yöntem.

lost finalinden daha saçma bir ilişki finalidir, ayrılık sebebidir.
"sevgili" ve "odun" kelimelerinin aynı cümle içerisinde kullanılmasının garipliği kadar,hakkıyla ve doğru kullanılıyorsa o cümledeki "sevgili" tanımının anlaşılmazlığı da tartışılabilecek durumdur.

duygusal filmlerden ve sahnelerden etkilenen, ruhunda kanamaya meyilli yarası olan, içindeki acıları ve acıtanları gözyaşlarıyla atmaya kabiliyeti olan insanların,bu duygularını yaşarken -normalde acının gözyaşının rengi aynı olsa da- kendine daha yakın hissettiği için olsa gerek türk filmlerini tercih etmesi durumudur.

söyleyen dahil hiç kimsenin inanamayacağı istisnai yalanlardan biridir. gerçekleştirmek maksatlı bile söylense yalan olma ihtimali %99 üzeridir. ya alarm ertelenir, ya uyandırılmaya kıyamaz, ya da zaten doğru olacağına ihtimal verilmediği için müdahale bile edilmez..

muhtemelen sınavdan bir gün öncesine kadar derslerle ilişkisini platonik düzeyde yaşamış öğrenci kişisinin, vicdan azabıyla ve yusuf&yusuf ikilisiyle birlikte vardıkları üçbuçuktan dört oranında kararın tebliğ cümlesidir..
ilerleyen saatlerde yerini fantastik hayallere ve çalışma süresinden fazla molaya bırakacağı düşünülürse faydasından çok zararı dokunabilir. ancak öğrencilik hayatında bir kez dahi olsa bunu dememiş, denememiş insan evladı yoktur şahsi kanaatimce..

başlangıcı olan her şeyin bir bitişi olacağını idrak etmiş bünyelerde fazla hasar bırakmayan durumdur. sinemadan çıkış anı gibi düşünün, hatta 3d-7d sinema olsun; kah güldünüz kah gerildiniz ama keyifli güzel zaman geçirdiniz..