simplist

depresyonun uzaktan akrabası, melankolinin kuzeni, üzüntünün evladı,can sıkıntısının babası bir duygu durumudur. özünde ve dozunda güzeldir bazen.

10 yaşında meraklı ve zıpır bir çocukken, meyvelisini icat ederim umuduyla şerbet niyetine vişne suyuyla yaptığım, sonrasında nasıl yapılmaması gerektiğini öğrendiğim ilk deneysel mutfak girişimim.
bu arada kendimce püf noktalarını da söyleyeyim. Unu eleyerek eklemek, şerbeti de soğuk veya ılık yapmak topaklanmayı en aza indirir..

110. saatteyiz ve inşallah mucizeler, kurtuluşlar ardı ardına devam ediyor / edecek..

Akıllı telefonların hayatımıza girmesiyle birlikte biçimsel olarak hayatımıza giren salgın/yaygın durum.
Virüs/ salgın nedeniyle günümüzde kavramsal olarak tanımlanmış, önerilen tedbir durumu.

pederşâhi

popüler olmakla kaliteli olmak arasındaki farkın göstergelerinden biridir.

börü dizisi/filmindeki performansıyla tecrübesini yeniden sergilemiş oyuncu.

final niteliğindeki sinema filmini izledikten sonra dizi olarak yayınlandığını öğrendiğim yapım.
Doğal olarak kafadan finali izleyince insanın konuyu toparlayabilmesi çok da kolay değil. internette önceki bölümleri izlemeye niyetlendim ama, ücretli platformlar dışında bulunması oldukça güç. yılmadım, aramanın gücüne inandım ve bölüm bölüm de olsa farklı farklı kaynaklardan (kimi arapçaı, kimi korece altyazılı) buldum izledim. sondan başa doğru izlemiş oldum bir anlamda. Gayet de başarılı buldum, tavsiye edilesi.

görünürde satışa sunulan malzeme kitap olsa da, 2500 lira fiyat biçilen kitap değil, yılmaz özdil'in atatürkçülüğüdür.

senaryosu, mesajı, oyunculuğu falanı filanı ile gerçekten kaliteli bir iş olmakla birlikte, aile kavramına da farklı bir açıdan bakılabileceğini hissettiren filmdir.

helvadır bence.

fayda zarar hesabı yapmadan ağız alışkanlığıyla ezberden konuşan,alışılagelmiş sıradan insandır. kaldı ki sigaranın zararı yanında kola çok da korkunç görünmemekte.

yine yetenekli oyuncuları piyasaya kazandıracak olan, ilk versiyondaki gibi ara karakterler de barındıran dizi/program/yapım.

düğüne giden fesat hısım akraba gibi; seçim sonucu ne olursa olsun ağzına geleni söyleyebilmek için, elini suya sabuna değdirmekten imtina eden kesimdir.
aslında bilinçli tercihi ya da tercih bilinci olmadığı için tercih yapmamayı tercih ettiklerini iddia edebilecek kadar da bilinçsiz bir kesimdir.

Adayların boyundan büyük vaatlerde bulunduğu, kendilerini çok ciddiye aldıkları bir seçimdir.
Kaba bir benzetmeyle "hizmetçi" olacak insanları seçeceğiz ama, daha iş görüşmesinde şımarıyor bazıları. Umarım haddini bilir, öğrenirler.

yeni düzenlemelerin rejim değişikliği maksatlı yapıldığını iddia eden ve rejimlerin pazartesi günü başladığı gerçeğini bilen biri olan kemal kılıçdaroğlu'nun kendince tutarlı çağrısıdır.
hayal dünyasındaki yeni rejim girişimini engellemek ve sabote etmek için meclise kebap ve baklava götüreceğini düşünüyorum.

hayatın hemen her alanında elektriğe ve teknolojiye ne kadar bağımlı ve esir olduğumuzu yüzümüze çarpan güncel durumdur.
bir güzel yanı insanları sohbete ve zihnini kullanmaya teşvik edebiliyor oluşu sanırım. az önce "edison bunca insanın hayır duası hürmetine cennetlik olmuş mudur?" konulu bir beyin fırtınasına kulak misafiri oldum da..

türkiye'nin asla düzelemeyeceğine hükmetmiş insanlardır.
konuyu siyasete bulaştırmaya gerek yok; mesele büyük oranda öğrenilmiş çaresizlik ve şartlanma meselesi. kaybetmeyi kabullenmek ile kaybetmeyi göze almak arasında ince bir çizgi vardır. kabullenirseniz kazanma şansınız yoktur, mücadele etmeniz anlamsız kalır. göze alırsanız, mücadeleden alıkoyacak ve kaybedecek bir şeyiniz yoktur.

mâkul ölçüde belirlendiğini düşündüğüm"resmi" ve "asgari" ücrettir.
geçtiğimiz sene 900'den 1300'e çekildiği zaman da aynı endişeyi yaşıyordum ve nispeten haklı çıktım maalesef. asgari ücret yükseldikçe işverenler sigortalı ve kayıtlı işçi çalıştırmaktan kaçınacaktır maliyetinden dolayı. dolayısıyla kayıtdışı, mülteci, çocuk işçi, vasıfsız, sosyal güvencesiz istihdam artacak ve kalite düşecektir.
asgari ücret devletin işçiye lûtfettiği ücret değil, işverenleri işçilerini kayıtlı çalıştırırken vermeye ikna ettiği en düşük ücretin en üst seviyesidir.
işverenleri daha yüksek rakamlara iknâ edebilmek için devlet teşviği vermek, mevcut teşvikleri artırmak ve bazı tavizler vermek gerekir ki; bunlar da neticede çalışanın cebinden çıkacak vergilerden karşılanacağına göre dip yekünde sonuç değişmeyecektir.
asgari ücretin 1400 lira, ekmeğin 1 lira olması, asgari ücretin 2000 lira olup ekmeğin 1,5 lira olmasından iyidir.

ölçütün ne olduğu ve neden 50-100 değil de 126 sıra olduğu merak edilmekle birlikte, kendi mesleğinin saygınlığını öğrenmeye ihtiyaç duyanların merakla okuduğu liste..
listede yer bulan meslekler arasında geçmişte ve hâlihazırda yaptıklarımın ortalamasını alırsam 58,83'üncü sıradan girerim listeye. ne kadar da saygın ve yaygın bir meslek hayatım varmış. peh..