hanedanin son uyelerinden olan fevziye osmanoğlu da ya$amini yitirdi.
osmanlı imparatorluğu
vakt-i zamanında, birinci muratın kosova meydan muhaberesinnde, kendisiyle konuşmak isteyeceğini söyleyen bir sırp tarafından hançerlenerek öldürülmesi sonucu kendilerine gelen tüm elçilerin karşılarına çıkmadan önce kesik kafaların olduğu kapılardan geçirilmesine, imparatorluğun ihtişamını gösteren salonlarda kabul edilmesine ve sultanın önüne çıktığında önce yerlerin öptürülüp akabinde de hiçbir şey söylemeden huzurundan alınmasına, söyleyeceklerini divanda sadrazama ve diğerlerine söylemesi sağlanırdı. bu şekilde onları korkutup, ihtişam karşısında şaşırtıp kendilerini güvene alırlar; hem de bu şekilde geçmişin intikamını alırlardı.
gelmiş geçmiş en büyük medeniyetlerden birini küçümsemek bizden başka millete has değildir herhalde. rönesansı baştacı olarak görenlerin kendi geçmişlerinden tiksinmeleri 100 yıl önce kurtuluşu avrupadaki çeşitli ülkelerden bekleyen sözde aydınların tavrının şimdiki zamana yansımasıdır.
(bkz: osmanlı cumhuriyeti)
(bkz: osmanli bahcesi)
atalarımızın 700 senelik mazilerinde barındıkları imparatorluk.
osmanlı hiçbir zaman imparatorluk kavramını kullanmamıştır. bu kavram batılıların osmanlıya yakıştırmalarıdır. yani sonradan cumhuriyet döneminde osmanlıya söylenmiştir. osmanlı her zaman için devleti ali osmani gibi osmanlı devleti ifadesini kullanmıştır.
üç kıtaya birden yayılmış 600 senelik büyük bir imparatorlukdur...
(bkz: avrupa)
(bkz: asya)
(bkz: afrika)
(bkz: avrupa)
(bkz: asya)
(bkz: afrika)
doğu anadolu da yaptığı türkmen katliamlarını asla inkara edemeyecek olan imparatorluktur, masonlar ve devşirmeler tarafından helak edilmiş olan devlet. keşke şunları söyleseydik onlara;
türküz dedik çekip çekip vurdunuz...
bizi vurup bizden hesap sordunuz...
ölümden öteye köy mü kurdunuz!..
korkumuz yok, korkumuz yok sizden...
türküz dedik çekip çekip vurdunuz...
bizi vurup bizden hesap sordunuz...
ölümden öteye köy mü kurdunuz!..
korkumuz yok, korkumuz yok sizden...
türk toplumu tarafından çok mübalağa edilen atalarımız, yiğidin hakkı yiğide elbette ama uydurmamak gerekir.
üst kademelere devşirme kökenlileri getirerek kendi ipini çeken, işgal politikasıyla büyüyen, padişahlarının bazılarının oğlancı olduğu, saray entrikaları ve kendini batıdan üstün görme gibi nedenlerle yıkılan imparatorluk.
din devleti degildir.onu batıran sey zaten dini hukumler ile yonetilmeye calısılmaya baslanmasıdır.yuksel me donemınde bakarsanız verilen butun hukumlerın cok gercekci oldugunu ama cokus donemınde ise surekli dını temelli fetvalr hukumler verilmisitir.bu da yıkılmasına sebeb vermıstır.
osmanlı devleti, doğu roma imparatorluğunun güçsüzleşmesiyle birlikte ortaya çıkan jeopolitik otorite boşluğunu dolduran imparatorluktur. imparatorluktur, çünkü kendi içersinde bir den fazla milleti, devleti ya da jeopolitik hakim noktaları birleştirmiştir. imparatorluk ve emperyalizm türdeş değildir. emperyalizmde amaç güçlü bir merkezin iktisadi ihtiyaçlarının giderilmesidir. burada emperyal devletin merkezi kendisine tabii bölgelerdeki halkları asla sisteme dahil etmez. elitlerinin, zekilerinin kendisinde eğitim almasını teşvik eder. ama asla kendi devlet yönetimine dahil etmez, aksine kendi ülkelerine gönderip orada kendi kültürünü yaymasını, bir çeşit melez aydın olmalarını beklerler. en fazla düşük dereceli devlet memurlukları ile düşük rütbeli askeri görevlere getirilebilirler. ama asla üst derecelere, rütbelere ulaşamazlar. hatta varsa parlamentolarda da yer alamazlar. son olarak emperyalizm, imparatorlukla özdeş ise, fransa, hollanda, belçika, portekiz de birer imparatorluktu o zaman.
imparatorluklarda da emeğin, siyasi otoritenin vb. toplandığı merkezler olur. ancak herkesin (bağlı her devletin) imkanlar ölçüsünde bundan yararlanmasına çalışılınır. yani, imparatorluk birden fazla jeopolitik, kültürel ya da ekonomik merkezi ortak bir amaç doğrultusunda karşılıklı dayanışma veya paylaşım amacıyla bir araya getiren siyasi oluşumdur. bu karşılıklı çıkar birliği imparatorluğu ayakta tutar. bundan dolayı da imparatorluklar bünyesinde ki milletlerin belli alanlarda uzmanlaşması söz konusudur. yönetici erke ise katılım açıktır. osmanlı’da da, perslerde de bu böyleydi, hatta roma’da bile . bu üç imparatorluk da da vezir veya buna denk derecelere ulaşmak için sadece yetenek ve sadakat aranırdı. en azından sömürge bakanlığı gibi bir kurum mevcut olmazdı. çünkü imparatorluklar oldukça karmaşık bir yapıda olduğu için onun işleriyle uğraşacak uzman bir kadro gerekliydi. bu kadro o imparatorluğun tüm yapısını bilmeli, ona nüksetmeliydi. bunun içinde bütün kimlikleri bünyesinde barındırmalıydı, memurlarını çok iyi bir eğitimden geçirmeliydi.
osmanlı imparatorluğunu ya da bir başkasını takım tutar gibi eleştirmemek gerekir. çünkü siz taraf tutabilirsiniz ama tarih tutmaz. tarih affetmez de. bundan dolayı hiçbir ideolojiye onu kurban vermeden yani iyi ya da kötü gibi sıfatlarla incelememeliyiz.
imparatorluklarda da emeğin, siyasi otoritenin vb. toplandığı merkezler olur. ancak herkesin (bağlı her devletin) imkanlar ölçüsünde bundan yararlanmasına çalışılınır. yani, imparatorluk birden fazla jeopolitik, kültürel ya da ekonomik merkezi ortak bir amaç doğrultusunda karşılıklı dayanışma veya paylaşım amacıyla bir araya getiren siyasi oluşumdur. bu karşılıklı çıkar birliği imparatorluğu ayakta tutar. bundan dolayı da imparatorluklar bünyesinde ki milletlerin belli alanlarda uzmanlaşması söz konusudur. yönetici erke ise katılım açıktır. osmanlı’da da, perslerde de bu böyleydi, hatta roma’da bile . bu üç imparatorluk da da vezir veya buna denk derecelere ulaşmak için sadece yetenek ve sadakat aranırdı. en azından sömürge bakanlığı gibi bir kurum mevcut olmazdı. çünkü imparatorluklar oldukça karmaşık bir yapıda olduğu için onun işleriyle uğraşacak uzman bir kadro gerekliydi. bu kadro o imparatorluğun tüm yapısını bilmeli, ona nüksetmeliydi. bunun içinde bütün kimlikleri bünyesinde barındırmalıydı, memurlarını çok iyi bir eğitimden geçirmeliydi.
osmanlı imparatorluğunu ya da bir başkasını takım tutar gibi eleştirmemek gerekir. çünkü siz taraf tutabilirsiniz ama tarih tutmaz. tarih affetmez de. bundan dolayı hiçbir ideolojiye onu kurban vermeden yani iyi ya da kötü gibi sıfatlarla incelememeliyiz.
(bkz: devlet i ebed müddet)
bir zamanlar dünyanın gelmiş geçmiş en güçlü imparatorluğu...
dunya tarihinde kendisine biz senin himayeni istiyoruz gel al denilen tek devlettir.kırım bu sekilde alınmıstır.
(bkz: osmanlı dönemine ait eserler)
bazilarinin kastettigi üzere dünya üzerinde bulunmus en büyük imparatorluk olmayan cöküntü.
saha olarak en büyük imparatorluk cengiz han’in kurmus oldugu imparatorluktu. günümüzde sözde demokratik sistem adi altinda yasayan takipcisi ise abd’dir.
efendim,
baskici degildi terimi bendenizce kismen yanilgidir. osmanli baska dinden olan insanlara baski yapmadiysa bunun sebebi gayri-i müslümlerden daha fazla vergi alabilmesiydi. ayrica öz kimligini kaybetmmeis gayr-i müslüm kitle müslüman kitleye karsi da bir denge unsuru olarak görmekteydi.
osmanli emperyalistti. savaslardan toplanan ganimetler ya da yenilgiler hazineye degressif ya da negatif bir büyüme etkisi yaratinca tebasindan almis oldugu vergiler artik zamanla dayanilamaz olmustur. fransiz ihtilalinin etkisiyle gayri-i müslim teba isyan edip, diger emperyalistlerin araciligiyla bagimsizliklarini elde edebilmislerdi.
halkin veya yönetenlerin gelecek kaygisi arttikca insan unsuru yükseliste oldugu gibi cöküntüde de büyük rol oynamisti. öyle ki azgelismisligin isaretlerinden türkiyeninde batagindan cikamadigi rüsvet, adam kayirmacilik, temelilinde yatan bizans entrikalari alip basini gitmisti.
kendi müslüman ahalisi icerisindeki kizilbaslara ise yapmadigini birakmamisti. anadoludaki kizilbaslarin kellerinden kurulan tepecikler tarihte yer alir. kimse osmanlinin hosgörüsünden bahsetmesindir.
nitekim degisen ticarete, buluslara, egitime, organizasyon gereksinimlerine ayak uyduramamis, her baslangicin bir sonu oldugu prensibine uygun olarak devletler arenasindan silinip gitmistir.
(bkz: alice harikalar diyarinda)
saha olarak en büyük imparatorluk cengiz han’in kurmus oldugu imparatorluktu. günümüzde sözde demokratik sistem adi altinda yasayan takipcisi ise abd’dir.
efendim,
baskici degildi terimi bendenizce kismen yanilgidir. osmanli baska dinden olan insanlara baski yapmadiysa bunun sebebi gayri-i müslümlerden daha fazla vergi alabilmesiydi. ayrica öz kimligini kaybetmmeis gayr-i müslüm kitle müslüman kitleye karsi da bir denge unsuru olarak görmekteydi.
osmanli emperyalistti. savaslardan toplanan ganimetler ya da yenilgiler hazineye degressif ya da negatif bir büyüme etkisi yaratinca tebasindan almis oldugu vergiler artik zamanla dayanilamaz olmustur. fransiz ihtilalinin etkisiyle gayri-i müslim teba isyan edip, diger emperyalistlerin araciligiyla bagimsizliklarini elde edebilmislerdi.
halkin veya yönetenlerin gelecek kaygisi arttikca insan unsuru yükseliste oldugu gibi cöküntüde de büyük rol oynamisti. öyle ki azgelismisligin isaretlerinden türkiyeninde batagindan cikamadigi rüsvet, adam kayirmacilik, temelilinde yatan bizans entrikalari alip basini gitmisti.
kendi müslüman ahalisi icerisindeki kizilbaslara ise yapmadigini birakmamisti. anadoludaki kizilbaslarin kellerinden kurulan tepecikler tarihte yer alir. kimse osmanlinin hosgörüsünden bahsetmesindir.
nitekim degisen ticarete, buluslara, egitime, organizasyon gereksinimlerine ayak uyduramamis, her baslangicin bir sonu oldugu prensibine uygun olarak devletler arenasindan silinip gitmistir.
(bkz: alice harikalar diyarinda)
osmanli turkluge ve turkculuge onem vererek kendi sonunu hazirlamamistir. sonu zaten gelmekteydi. once osmanlicilik iflas etmisti, sonrada ummetcilik veya pan islamizm. bunun uzerinede osmanli aydinlari turkculuge sarilmistir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?