confessions

zipaydirmen

- Yazar -

  1. toplam entry 343
  2. takipçi 1
  3. puan 49569

entry leri kişiselleştirmek

zipaydirmen
okuduğunu anlamak yerine anlatılanı aşıp üzerine alınarak yazarı zor bir söyleşiyle başbaşa bırakmaktır. bilgi sözlüğün kuruluşundan bu yana kaybettiği tek noktadır. giriler kişilere özelmiş gibi bir tavır sergilenmekte olduğundan git gide sığlaşmakta sanal ortamda bilgi paylaşımını aşmakta hatta buluşmaları yada kaynaşmaları baltalamaktan başka bir işe yaramamaktadır.

liberal

zipaydirmen
iktidarların en iyi dostu ideolojilerin sonların yada başlangıçların hayata bakışında engel teşlik etmediği fikrin savunucusu. örneklendirmek gerekirse doğru yerine an itibariyle güçlüden yana tavır sergilemenin bir başka şekli dünya tarihi incelendiğinde görülecek olan liberalizmin her daim iktidarda olduğudur. dolayısıyla yavşağın da bit soyunun devamı olduğu düşünüldüğünde liberalle aynı formatı taşıdığı görülecektir.

(bkz: asalak)
(bkz: entry leri kişiselleştirmek)

türk olmaktan gurur duyma nedenleri

zipaydirmen
butür bir şeyi ortaya atarak henüz türk kimliğinin ayracını farkedememiş toplumu parsel parsel bölmek şövenizmden başka bir şey değildir. her vatandaş atatürkçülüğü benimser fakat türk kavramı git gide iticilik yaratmaktadır. çünkü etnik olarak ben buyum diyen insanlara hayır sen şusun diye dayatmak stalin kafafalılıktan farksızdır. bırakalımda insanlar istedikleri olsunlar bütünleştirmeden çok ayrılıkçılığa hizmet eden kavramları terk etmek gerekmektedir.

bir dönem bakü de yeni doğan çocuklara türkçe ismi yasaklayan stalini hatırlayalım. bugün de aynı şey ceyeran etmektedir. topluma zorla fikir empoze idilmekte genç insanların beyinleri abuk subuk komplo terorileri ile yıkanmaktadır. türk olmaktan gurur duymak gibi yada buna neden aramak gibi bizim türk olmanın öncesinde cumhuriyet sonrada bağımsız hür demokrasimizdir gurur duymamız gereken ki demokrasiyi işletemiyorsak atatürkten türklükten ve bilumum ıvır zıvır hadiseden bahsetmemiz gülünç olacaktır.

bu türk kelimesinin vurgulanarak sürekli önümüze sunulması milliyetçiliği körüklemekte ve bu milliyetçilik sadece türk milliyetçiliğiyle sınırlı kalmayarak toplumu içten içten yakmakta çürütmektedir. milliyetçiliğin osmanlıyı parçaladığını gördüğümüz geçtiğimiz yüzyıldan çıkarmamız gereken çok ders vardır. sonuç olarak posası çıkmış bir ulus olarak yok olacağımızı artık anlamamaız icap etmektedir. bugünkü ırak göz ardı edemeyeceğimiz gerçeğimizdir.

mustafa kemal atatürk

zipaydirmen
“... hepiniz bilirsiniz ki, avrupa’nın en önemli devletleri, türkiye’nin zararıyla, türkiye’nin gerilemesiyle ortaya çıkmışlardır. bugün bütün dünyayı etkileyen, milletimizin hayatını ve ülkemizi tehdit altında bulunduran, en güçlü gelişmeler, türkiye’nin zararıyla gerçekleşmiştir... gerçekten de avrupa’nın bütün ilerlemesine, yükselmesine ve uygarlaşmasına karşılık, türkiye gerilemiş, düştükçe düşmüştür. türkiye’yi yok etmeye girişenler, türkiye’nin ortadan kaldırılmasında çıkar ve hayat görenler, zararlı olmaktan çıkmışlar, aralarında çıkarları paylasarak, birleşmiş ve ittifak etmişlerdir. ve bunun sonucu olarak, birçok zekalar, duygular, fikirler, türkiye’nin yok edilmesi noktasında yoğunlaştırılmıştır. ve bu yoğunlasma, yüzyıllar geçtikçe oluşan kuşaklarda, adeta tahrip edici bir gelenek biçimine dönüşmüştür.
ve bu geleneğin, türkiye’nin hayatına ve varlığına aralıksız uygulanması sonucunda, nihayet türkiye’yi ıslah etmek, türkiye’yi uygarlaştırmak gibi birtakım bahanelerle, türkiye’nin iç hayatına, iç yönetimine işlemiş ve sızmışlardır. böyle elverişli bir zemin hazırlamak güç ve kuvvetini elde etmişlerdir...
oysa güç ve kuvvet, türkiye’de ve türkiye halkında olan gelişme cevherine, zehirli ve yakıcı bir sıvı katmıştır. bunun etkisi altında kalarak, milletin en çok da yöneticilerin zihinleri tamamen bozulmuştur. artık durumu düzeltmek, hayat bulmak, insan olmak için, mutlaka avrupa’dan nasihat almak, bütün işleri avrupa’nın emellerine uygun yürütmek, bütün dersleri avrupa’dan almak gibi birtakım zihniyetler ortaya çıktı.
oysa hangi istiklal vardır ki yabancıların nasihatlarıyla, yabancıların planlarıyla yükselebilsin? tarih böyle bir olay kaydetmemiştir. tarihte, böyle bir olay yaratmaya kalkışanlar, zehirli sonuçlarla karşılaşmışlardır. işte türkiye de, bu yanlış zihniyetle sakat olan bazı yöneticiler yüzünden, her saat, her gün, her yüzyıl, biraz daha çok gerilemiş, daha çok düşmüştür... bu düşüş, bu alçalış, yalnız maddi şeylerde olsaydı, hiçbir önemi yoktu. ne yazık ki türkiye ve türk halkı, ahlak bakımından da düşüyor. durum incelenirse görülür ki, türkiye doğu maneviyatıyla sona eren bir yol üzerinde bulunuyordu. doğu’yla batı’nın birleştiği yerde bulunduğumuz, batı’ya yaklaştığımızı zannettiğimiz takdirde, asil mayamız olan doğu maneviyatından tamamıyla soyutlanıyoruz. hiç şüphesizdir ki bu büyük memleketi, bu milleti, çöküntü ve yok olma çıkmazına itmekten başka, bir sonuç beklenemez...
bu düşüşün çıkış noktası korkuyla, aczle baslamıştır. türkiye’nin, türk halkının nasılsa başına geçmiş olan birtakım insanlar, galip düşmanlar karşısında, susmaya mahkummuş gibi, türkiye’yi atıl ve çekingen bir halde tutuyorlardı. memleketin ve milletin çıkarlarınin gerektiğini yapmakta korkak ve mütereddit idiler. türkiye’de fikir adamları, adeta kendi kendilerine hakaret ediyorlardı. diyorlardı ki; ‘biz adam değiliz ve olamayız. kendi kendimize adam olmamıza ihtimal yoktur.’ bizim canımızı, tarihimizi, varlığımızı bize düşman olan, düşman olduğundan hiç süphe edilmeyen avrupalılar’a, kayıtsız şartsız bırakmak istiyorlardı. ‘onlar bizi idare etsin’ diyorlardı...
bilelim ki, ulusal benliğini bilmeyen uluslar, başka uluslara yem olurlar.”

meclis konuşması; 6 mart 1922 mustafa kemal
kaynak:
iş bankası kültür yayınları - tbmm gizli celse zabıtları/cilt-3


kanaat gereği bu sözlerin ardından ilk düşünülen şu olmuştur. atatürk karşıtlığı aslında yurdun saadetine karşı olmaktır. cumhuriyetin ilanından az zaman evvel muhafazakar kesimin öndere suikast hazırlığında olduğu ve meclisten uzaklaştırabilmek için türlü numaralar çevirdikleri unutulmamalıdır. şimdi seksen küsür yıl sonra aynı noktadayız.

whisper

zipaydirmen
vakti zamaninda bir entrysinden ötürü haksizca elestirdigim zati muhterem ki o zamanlar ben o filmi izlememistim sonradan yaptigim hatayi yuzume carpmaktan cekinmemis mahcup etmistir. kendisine özrü borç bilip önünde diz çökecegim, hayatin cemberinden geçerken orayi sevmis ve orada yasamaya karar vermis yorgun savasçi.

(bkz: #505499)
(bkz: cennetin kralligi)

vatan gazetesi

zipaydirmen
türkiye’de faaliyet gösteren ve ender rastlanan bağımsız gazetelerden biri, yaptırdığı seçim araştırmasından şu sonuç elde edilmiştir.

bu pazar seçim olsa kime oy verirdiniz?

sorusuna 1529 vatandaş yüzde 29.6’u akp, yüzde 19.2’si chp, yüzde 15.3 dp (dyp-anavatan), yüzde %10.3 mhp, yüzde 8.7 gp, yüzde 5.1’i dtp, yüzde 3.8’i dsp, yüzde 2’si sp yanıtını verdi.

görüşülen kişilerin yaşları
18-24: % 22.5
25-34: % 28.6
35-44: % 22.4
45-54: % 14.5
55-+: % 12.1

görüşülen kişilerin eğitim durumu
ilköğretim: %60
ortaöğretim: %23.9
üniversite:%9.6
yüksek lisans: %0.3
okur yazar: %6.2

eskimeyen dost

zipaydirmen
ülkü akerin sözlerini yazdığı ve selami şahinin bestelediği sanat müziği eseri zeki mürenin sesinden hatırlanmaktadır.


ne söylesen sen haklısın, aylar varki görüşmedik
bir köşede oturupta, bir kadehi bölüşmedik
kim ayırdı bizi bizden, kadere dur diyemedik
ne yazık ki o günlerin değerini bilemedik
eski dost düşman olmaz deyipte sitem etme
ayrılığın yükünü yalnız bana yükleme
ne zaman gelirsen gel başıma tac olursun
sen benim eski değil eskimeyen dostumsun
yollarımız ayrı ayrı kalplerimiz bir olsa da
herşey seni hatırlatır kurumuş bir gül olsa da
kim ayırdı bizi bizden, kadere dur diyemedik
ne yazık ki o günlerin değerini bilemedik
5 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol