özellikle zeki müren yorumu harika olan bir şarkı.
ellerimden ellerin ayrılmasın sevgilim
gozlerimden gozlerin ayrılmasın azize
ah azize ah azize
yalvarırım gel gitme
ah azize ah azize
çok mesudum ben seninle
ah azize ah azize
beni terketme
ah azize ah azize
beni terketme
sev diyorsun azizem, seni nasıl seveyim
vefakar oldugunu, ben nerden bileyim
ah azize ah azize
yalvarırım gel gitme
ah azize ah azize
çok mesudum ben seninle
ah azize ah azize
beni terketme
ah azize ah azize
beni terketme
olağanüstü güzellikte bir tsm şarkısı. bir suat sayın bestesi olup nihavent makamındadır. ben bu şarkıyı ilk kez coşkun sabahın "hatıram olsun" isimli albümünde dinlemiştim. ama zeki müren çok daha güzel söyler tabii ki. vefasız sevgililere, aşk nedir bilmeyenlere gitsin bu şarkı.
söyle neden gelmiyorsun
halimi hiç bilmiyorsun
göz yaşımı silmiyorsun
sen aşk nedir bilmez misin
sen aşk nedir sevgilim bilmez misin
sana cefa etmedim ki
gönlünü incitmedim ki
terk edip de gitmedim ki
sen aşk nedir bilmez misin
sen aşk nedir sevgilim bilmez misin
seni her an özlüyorum
yollarını gözlüyorum
sevmesen de seviyorum
sen aşk nedir bilmez misin
sen aşk medir sevgilim bilmez misin
söyle neden gelmiyorsun
halimi hiç bilmiyorsun
göz yaşımı silmiyorsun
sen aşk nedir bilmez misin
sen aşk nedir sevgilim bilmez misin
sana cefa etmedim ki
gönlünü incitmedim ki
terk edip de gitmedim ki
sen aşk nedir bilmez misin
sen aşk nedir sevgilim bilmez misin
seni her an özlüyorum
yollarını gözlüyorum
sevmesen de seviyorum
sen aşk nedir bilmez misin
sen aşk medir sevgilim bilmez misin
zeki müren üstadın 1987de çıkardığı "gözlerin doğuyor gecelerime" isimli mükemmel albümünde söylediği uzun hava. pek duyguludur.
gayrı dayanamam ben bu hasrete
ya beni de götür ya sen de gitme
ateş-i aşkınla canım, canım, canım, yakma çıramı
ya beni de götür ya sen de gitme
yar sineme vurdu kızgın dağları
viran koydu mor sümbüllü bağları
sevdiğim geçiyor gençlik çağları
ya beni de götür ya sen de gitme
gayrı dayanamam ben bu hasrete
ya beni de götür ya sen de gitme
ateş-i aşkınla canım, canım, canım, yakma çıramı
ya beni de götür ya sen de gitme
yar sineme vurdu kızgın dağları
viran koydu mor sümbüllü bağları
sevdiğim geçiyor gençlik çağları
ya beni de götür ya sen de gitme
#239725 numaralı entrysi ile yarılmama neden olan yazar. hakikaten hanım hanımcıkmış kendisi. sözlüğü çiçeklerle, börtü böcüklerle bezemesini rica ediyoruz...
show tvde cuma geceleri yayinlanan iddalı yorum isimli programda sunuculuk yapan güzel kız.
aslında pek sunucu değildir kendisi. programın başından sonuna kadar kameraman kişinin, bacaklarına zoom yapmasiyla aslinda bir rezillik abidesi oluşturmuştur kendisi.
peki burda suçlu olan bu kizcağız mıdır?
hayır degildir.
suçlu olan, o kızı oraya orta malı gibi oturtan programcılardir.
bence öyle...
aslında pek sunucu değildir kendisi. programın başından sonuna kadar kameraman kişinin, bacaklarına zoom yapmasiyla aslinda bir rezillik abidesi oluşturmuştur kendisi.
peki burda suçlu olan bu kizcağız mıdır?
hayır degildir.
suçlu olan, o kızı oraya orta malı gibi oturtan programcılardir.
bence öyle...
gaziantepspor-beşiktaş türkiye kupası maçında attığı 2 güzel golle artık iyice kendini göstermeye başlayan genç yetenek...
sözlükte en beğendiğim ve başarılı bulduğum theme’lerden biri. gözümü yormuyor, rahat ettiriyor hakikaten.
sevgili barış manço üstadımızın 1989 yılında çıkardığı "darısı başınıza" isimli albümünde seslendirdiği "kara sevda" isimli güzel şarkısında geçen ilginç bir cümle.
şarkının bu cümlesinde bir mantık hatası vardır. nedir bu hata? açıklayalım.
suyun donma derecesi "0" yani yazı ile sıfırdır. bu derecenin altında su donmaz ki...
barış abimiz burada bir mantık hatası yapmış işte. insan eksi kırk derece soğuk su da yüzemez ki...
sanırız, barış manço bu şarkıyı yazarken aklı başka yerdeydi ve şarkıyı yazarken bu ayrıntıya konsantre olamadı...
ama bu küçük mantık hatası bile şarkının güzelliğini azaltmaz kanımca. şarkının ilginç bir cümlesi olarak bakmak lazım...
evet...
şarkının bu cümlesinde bir mantık hatası vardır. nedir bu hata? açıklayalım.
suyun donma derecesi "0" yani yazı ile sıfırdır. bu derecenin altında su donmaz ki...
barış abimiz burada bir mantık hatası yapmış işte. insan eksi kırk derece soğuk su da yüzemez ki...
sanırız, barış manço bu şarkıyı yazarken aklı başka yerdeydi ve şarkıyı yazarken bu ayrıntıya konsantre olamadı...
ama bu küçük mantık hatası bile şarkının güzelliğini azaltmaz kanımca. şarkının ilginç bir cümlesi olarak bakmak lazım...
evet...
coşkun sabahın müthiş bir şarkısı olan "kaldım buralarda" şarkısında bahis konusu edildiği ressam türü. nasıl mı?
"adını yoldaki taşlara yazdım
buğulu camlara resmini çizdim
kıskandım el ele gezene kızdım
ümidim dağların ardında kaldı
yüzüne yüz sürmek mahşere kaldı"
aha böyle işte...
"adını yoldaki taşlara yazdım
buğulu camlara resmini çizdim
kıskandım el ele gezene kızdım
ümidim dağların ardında kaldı
yüzüne yüz sürmek mahşere kaldı"
aha böyle işte...
barış mançonun 1985 yılında çıkardığı "24 ayar" isimli albümünde seslendirdiği çok hoş bir ingilizce şarkı. sözler barış mançoya, müzik onun klavyecisi jean jacques falaiseye ait. sözleri de aha böyledir:
you and i are just like children
we are always playing games
even though we love each other
i never said its much the same
if you left me on my own again
leaving me with so much pain
you hurt me more and more each time
dont know what i found in you
people ask me all the time
if they knew you like i do
they wouldt say im wasting time
and you left me on my own again
leaving me with so much pain
you hurt me more and more each time
i dont think well ever grow up
as long as you are there
i dont think well ever grow up
as long as you are there
you know
you and i are just like children yes
you and i are just like children
just as long as you are there...
ayrıca:
(bkz: 24 ayar)
(bkz: jean jacques falaise)
you and i are just like children
we are always playing games
even though we love each other
i never said its much the same
if you left me on my own again
leaving me with so much pain
you hurt me more and more each time
dont know what i found in you
people ask me all the time
if they knew you like i do
they wouldt say im wasting time
and you left me on my own again
leaving me with so much pain
you hurt me more and more each time
i dont think well ever grow up
as long as you are there
i dont think well ever grow up
as long as you are there
you know
you and i are just like children yes
you and i are just like children
just as long as you are there...
ayrıca:
(bkz: 24 ayar)
(bkz: jean jacques falaise)
(bkz: you and i)
bir akoru meydana getirmek, ortaya çıkrmak için çıkartılan sesler bütünü. parmakla gitar çalan bünyelerin pek duyduğu kelimedir bu kelime.
p - baş parmak
i - işaret parmağı
m - orta parmak
a- yüzük parmağı
bu dört parmakla çıkarılır arpej. çalınacak parçanın cinsine göre arpejlerde değişiklik olabilir.
p-i-m-a
p-i-m-a-m-i-a-m-i
p-a-m-i-a-m-i
p-i-m-a-m-i-m-i
gibi türevlerde çalınır...
p - baş parmak
i - işaret parmağı
m - orta parmak
a- yüzük parmağı
bu dört parmakla çıkarılır arpej. çalınacak parçanın cinsine göre arpejlerde değişiklik olabilir.
p-i-m-a
p-i-m-a-m-i-a-m-i
p-a-m-i-a-m-i
p-i-m-a-m-i-m-i
gibi türevlerde çalınır...
(bkz: saçlarını yol getir)
sözlükte olmalarını istediğimiz yazar türü.
cici cici entrylerini girsinler, hatta yazdıkları entrylerin etrafını çiçeklerle börtü böceklerle süslesinler, desenler yapsınlar, asla argo kelimeler kullanmasınlar, yani böyle hanım hanımcık gibi olsunlar.
evet, evet, harika olur...
cici cici entrylerini girsinler, hatta yazdıkları entrylerin etrafını çiçeklerle börtü böceklerle süslesinler, desenler yapsınlar, asla argo kelimeler kullanmasınlar, yani böyle hanım hanımcık gibi olsunlar.
evet, evet, harika olur...
şu sıralar samanyolu tvde yayınlanan güzel bir çizgi film.
2 gün önce okumaya başladığım ve gayet güzel giden elif şafak romanı.
okumaya başlamadan önce elif şafakın, orhan pamukvari bir üslubu olduğunu düşünüyordum.
yani bir başka deyişle orhan pamuk tarzında bir roman bekliyordum.
fakat okumayı sürdürdükçe bu kitabın hiç de orhan pamuk tarzında olmadığını gördüm ve pek sevindim.
elif şafak hakikaten güzel yazmış bu romanı. bitirince daha kapsamlı bir yorum yapacağım...
okumaya başlamadan önce elif şafakın, orhan pamukvari bir üslubu olduğunu düşünüyordum.
yani bir başka deyişle orhan pamuk tarzında bir roman bekliyordum.
fakat okumayı sürdürdükçe bu kitabın hiç de orhan pamuk tarzında olmadığını gördüm ve pek sevindim.
elif şafak hakikaten güzel yazmış bu romanı. bitirince daha kapsamlı bir yorum yapacağım...
1980li yıllarda çok sevilen bir tsm şarkısı. nihavent makamında olup, saadettin öktenay bestesidir. zeki mürenden dinlemek farzdır bu şarkıyı...
günlerdir içime çöktü ayrılık,
böyle boynu bükük duruşum ondan
yağacak bir bulut gibi doluyum,
böyle ağlamaklı duruşum ondan
şurası göz göze geldigimiz yer,
şurası söyleşip güldüğümüz yer
şurası baş başa kaldığımız yer,
buralara sık sık gelişim ondan
beni yalnız koyup mahzun hallerde,
sen nasılsın acep gurbet ellerde
geleceksin diye gözüm yollarda,
uzaklara böyle dalışım ondan
şurası göz göze geldiğimiz yer,
şurası söyleşip güldüğümüz yer
şurası baş başa kaldığımız yer,
buralara sık sık gelişim ondan
günlerdir içime çöktü ayrılık,
böyle boynu bükük duruşum ondan
yağacak bir bulut gibi doluyum,
böyle ağlamaklı duruşum ondan
şurası göz göze geldigimiz yer,
şurası söyleşip güldüğümüz yer
şurası baş başa kaldığımız yer,
buralara sık sık gelişim ondan
beni yalnız koyup mahzun hallerde,
sen nasılsın acep gurbet ellerde
geleceksin diye gözüm yollarda,
uzaklara böyle dalışım ondan
şurası göz göze geldiğimiz yer,
şurası söyleşip güldüğümüz yer
şurası baş başa kaldığımız yer,
buralara sık sık gelişim ondan
çok abartılı olmakla birlikte aslında inceden inceden dokunduran bir kampanya olmuş. cumhuriyet gazetesinin neden böyle bir kampanya başlattığını pek anlayabilmiş değilim.
tehlike her zaman var. dün de vardı, bugün de var, yarın da olacaktır.
önemli olan bu tip saçma kampanyalarla halkı tahrik etmeyip, daha akılcı daha ciddi bir metotla tehlikenin üstüne gitmek lazım.
bir de şöyle bir hadise var.
cumhuriyet gazetesi acaba hangi tehlikeyi hedef göstermiş?
irtica tehlikesini mi? doğudaki isyanlar mı? yoksa her bakımdan yozlaşmamızı mı hedef göstermiş?
ya da benim aklıma gelmeyen tehlikeleri mi hedef göstermiş?
kampanyanın çok açık ve net olmadığını düşünüyorum ve çok tahrik edici olduğunu düşünüyorum.
başarılı bir kampanya olmayacaktır muhtemelen...
tehlike her zaman var. dün de vardı, bugün de var, yarın da olacaktır.
önemli olan bu tip saçma kampanyalarla halkı tahrik etmeyip, daha akılcı daha ciddi bir metotla tehlikenin üstüne gitmek lazım.
bir de şöyle bir hadise var.
cumhuriyet gazetesi acaba hangi tehlikeyi hedef göstermiş?
irtica tehlikesini mi? doğudaki isyanlar mı? yoksa her bakımdan yozlaşmamızı mı hedef göstermiş?
ya da benim aklıma gelmeyen tehlikeleri mi hedef göstermiş?
kampanyanın çok açık ve net olmadığını düşünüyorum ve çok tahrik edici olduğunu düşünüyorum.
başarılı bir kampanya olmayacaktır muhtemelen...
bu türküyü ilk kez coşkun sabahtan dinlemiştim. 1987de çıkardığı "benimsin" isimli albümünde vardır bu türkü. pek güzeldir...
sözlüğe tekrar gelmesiyle yüzümde gülümseme meydana getiren aziz dostum, canım kardeşim. iyi ki geldin, iyi varsın aziz dostum...
hoşgeldin...
hoşgeldin...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?