özellikle michael jacksondan dinlenilmesi farz olan güzel şarkı.
aint no sunshine when shes gone
its not warm when shes away
aint no sunshine when shes gone
and shes always gone too long
anytime she goes away
wonder this time where shes gone
wonder if shes gone to stay
aint no sunshine when shes gone
and this house just aint no home
anytime she goes away
and i know, i know, i know, i know, i know
i know, i know, i know, i know
i know, i know, i know
i know, i know, i know, i know
hey, i ought to leave the yound thing alone
but aint no sunshine when shes gone,
only darkness everyday
aint no sunshine when shes gone
and this house just aint no home anytime
she goes away
bugünkü yani 21 mart 2006 tarihli yazısı mutlaka okunmalı. işte o yazı:
bir insanın eşinin türbanlı (başörtüsü demiyorum) olması elbette onun kimliğinin bir parçasıdır.
başbakan ve adamlarının "eşinin türbanına göre muamele edilemez" tezi doğru değil.
diyelim ki liberal ya da sosyal demokrat partililerin tümünün eşinin başının açık olması, tüm akp’li bakan, başbakan, milletvekili ve bürokratların eşlerinin "türbanlı" olması rastlantı mı?
elbette değil.
kapalı eş, bir karakteri anlatır bize.
tutucu, dinci, arap kültürünü ve yaşam biçimini seçmiş kimsedir karşımızdaki.
cumhuriyetin devrim yasalarını sevmez.
kadın, onun için ikinci sınıf insandır ve kadının özgürlüğü elbette sınırlıdır.
erkek erkeğe sohbetlere bayılır.
kadınının konuşmasından hoşlanmaz.
onun erkeklerin olduğu bir ortamda bulunmasından rahatsız olur, ona harem ister.
*
"türbanlı eş" bir kimliktir.
şeriat hükümleri içinden bir tek türban emrini beğenip uyguladığını, öbür şeriat hükümlerini beğenmediğini herhalde söyleyemezsiniz.
belli etse de, etmese de...
şeriatçıdır.
ruhunda kıyametler kopmaktadır ve ilk fırsatta şeriatın uygulanmayan hükümlerini uygulamayı umar.
medeniyeti fazla sevmez.
pantolonunun altında uzun paçalı don vardır.
geceleri külah takar.
bunlar bizleri hiç de ilgilendirmese bile, turizme için için kızar, biyoloji derslerindeki "evrim teorisini" uygun bulmaz. çocuklara kadının erkeğin alt kaburga kemiğinden yaratıldığının öğretilmesini ister.
batı uygarlığına ulaşmak istiyormuş gibi yapar, ama ortaçağ geleneklerine koşar. laik cumhuriyetin koltuğuna oturur, ama laik cumhuriyetin aydınlık yüzünü reddeder.
ikiyüzlüdür.
*
bir insanın eşinin "türbanlı" olması, onun kimliğidir.
bir anlayışı, bir bakışı, bir tavrı anlatır bize.
türbanın dili vardır.
siz anlamak isteseniz de, istemeseniz de...
bir insanın eşinin türbanlı (başörtüsü demiyorum) olması elbette onun kimliğinin bir parçasıdır.
başbakan ve adamlarının "eşinin türbanına göre muamele edilemez" tezi doğru değil.
diyelim ki liberal ya da sosyal demokrat partililerin tümünün eşinin başının açık olması, tüm akp’li bakan, başbakan, milletvekili ve bürokratların eşlerinin "türbanlı" olması rastlantı mı?
elbette değil.
kapalı eş, bir karakteri anlatır bize.
tutucu, dinci, arap kültürünü ve yaşam biçimini seçmiş kimsedir karşımızdaki.
cumhuriyetin devrim yasalarını sevmez.
kadın, onun için ikinci sınıf insandır ve kadının özgürlüğü elbette sınırlıdır.
erkek erkeğe sohbetlere bayılır.
kadınının konuşmasından hoşlanmaz.
onun erkeklerin olduğu bir ortamda bulunmasından rahatsız olur, ona harem ister.
*
"türbanlı eş" bir kimliktir.
şeriat hükümleri içinden bir tek türban emrini beğenip uyguladığını, öbür şeriat hükümlerini beğenmediğini herhalde söyleyemezsiniz.
belli etse de, etmese de...
şeriatçıdır.
ruhunda kıyametler kopmaktadır ve ilk fırsatta şeriatın uygulanmayan hükümlerini uygulamayı umar.
medeniyeti fazla sevmez.
pantolonunun altında uzun paçalı don vardır.
geceleri külah takar.
bunlar bizleri hiç de ilgilendirmese bile, turizme için için kızar, biyoloji derslerindeki "evrim teorisini" uygun bulmaz. çocuklara kadının erkeğin alt kaburga kemiğinden yaratıldığının öğretilmesini ister.
batı uygarlığına ulaşmak istiyormuş gibi yapar, ama ortaçağ geleneklerine koşar. laik cumhuriyetin koltuğuna oturur, ama laik cumhuriyetin aydınlık yüzünü reddeder.
ikiyüzlüdür.
*
bir insanın eşinin "türbanlı" olması, onun kimliğidir.
bir anlayışı, bir bakışı, bir tavrı anlatır bize.
türbanın dili vardır.
siz anlamak isteseniz de, istemeseniz de...
çok eğlenceli bir ahmet kaya şarkısı. "dokunma yanarsın" isimli albümünün önemli parçalarından.
yoklugunun nedeni alfasilindir canim
antibiyotikler ve saatler ne kadar dakiktirler
içmesem olmaz
yoklugunun tunelinden dort gun dort gece gectim
ruyalarimda yanimdaydin hep seni ictim
kac sehir gectim ama olmuyor
sigaramda seni istiyor annem nerde diyor
agliyorum sesli sesli hemde cok sesli
agzi tika basa dolu pastirma
ice disa basa kica kar yagiyor
ona buna suna bana laga luga etme
buralara oralara ar yagiyor
agzi tika basa dolu pastirma
ice disa basa kica kar yagiyor
ona buna suna bana laga luga etme
buralara oralara ar yagiyor
bak aksam oldu yine icime bir kurt dustu
atsam kendimi mi barlara
ici dolu bardaklara bir icsem bir icsem
seni gorsem
bahanemsin zaten tek bahanemsin
sigindigim yoksul hanemsin
sanki annemsin olmasam olecekmisin
pazar pazartesi sali sonda
piyongo basima boktur basima bir guvercin kondur
ise ise bosver ise calis malis kostur
meyhaneci memo etrafi cok acayip kesiyor
ikran gene ask kendinden geciyor
insanlarda bu aksam ne bicim iciyor
hadi sende ic
sende ic
pic …
yoklugunun nedeni alfasilindir canim
antibiyotikler ve saatler ne kadar dakiktirler
içmesem olmaz
yoklugunun tunelinden dort gun dort gece gectim
ruyalarimda yanimdaydin hep seni ictim
kac sehir gectim ama olmuyor
sigaramda seni istiyor annem nerde diyor
agliyorum sesli sesli hemde cok sesli
agzi tika basa dolu pastirma
ice disa basa kica kar yagiyor
ona buna suna bana laga luga etme
buralara oralara ar yagiyor
agzi tika basa dolu pastirma
ice disa basa kica kar yagiyor
ona buna suna bana laga luga etme
buralara oralara ar yagiyor
bak aksam oldu yine icime bir kurt dustu
atsam kendimi mi barlara
ici dolu bardaklara bir icsem bir icsem
seni gorsem
bahanemsin zaten tek bahanemsin
sigindigim yoksul hanemsin
sanki annemsin olmasam olecekmisin
pazar pazartesi sali sonda
piyongo basima boktur basima bir guvercin kondur
ise ise bosver ise calis malis kostur
meyhaneci memo etrafi cok acayip kesiyor
ikran gene ask kendinden geciyor
insanlarda bu aksam ne bicim iciyor
hadi sende ic
sende ic
pic …
ahmet kaya’nın dokunma yanarsın albümünde yer alan bir şarkısı. sözler attila ilhan’a ait.
melengecin dalında çifte sığırcık diley çifte sığırcık
ciğerime ateş değdi oley diley oley gencecik
zehir pamuk ırgatlığı gavur gundelikçilik
rinna-rinnan-nay
yüreğim bölündü lay
damarlarım delindi
kan gider kan gider
melengecin dalında çifte saksağan diley çifte saksağan
boynumda donup batır oley diley sol kahbe devran
aglarım bir yandan kan kusarım bir yandan
rinna-rinnan-nay
ellerim kırıldı lay
gözüm seli duruldu
kum gider kum gider
melengecin dalında çifte güvercin diley çifte güvercin
eğnimde göynek yok oley diley ayağım yalın
ölürsem kahrımdan öldügüm bilin
rinna-rinnan-nay
yollarım kapandı lay
bulutlar parçalandı
gün gider gün gider
melengecin dalında çifte ispinoz diley çifte ispinoz
azıktan yetimim oley diley katıktan öksüz
dirliksiz düzensiz hanidir hürriyetsiz
rinna-rinnan-nay
künyemiz yazildi lay
kervanımız dizildi
can gider can gider
melengecin dalında çifte sığırcık diley çifte sığırcık
ciğerime ateş değdi oley diley oley gencecik
zehir pamuk ırgatlığı gavur gundelikçilik
rinna-rinnan-nay
yüreğim bölündü lay
damarlarım delindi
kan gider kan gider
melengecin dalında çifte saksağan diley çifte saksağan
boynumda donup batır oley diley sol kahbe devran
aglarım bir yandan kan kusarım bir yandan
rinna-rinnan-nay
ellerim kırıldı lay
gözüm seli duruldu
kum gider kum gider
melengecin dalında çifte güvercin diley çifte güvercin
eğnimde göynek yok oley diley ayağım yalın
ölürsem kahrımdan öldügüm bilin
rinna-rinnan-nay
yollarım kapandı lay
bulutlar parçalandı
gün gider gün gider
melengecin dalında çifte ispinoz diley çifte ispinoz
azıktan yetimim oley diley katıktan öksüz
dirliksiz düzensiz hanidir hürriyetsiz
rinna-rinnan-nay
künyemiz yazildi lay
kervanımız dizildi
can gider can gider
bir ahmet kaya şarkısı. 1992 yılında çıkan "dokunma yanarsın" albümünde yer alır bu şarkı.
bir acemi düşte gördüm
ağlayan gülüşte gördüm
güller açmıştı yeni ülke
bayram yeriydi çarşılar
ölüleri halayda gördüm
devasa ateşler yanmış
çadır kurulmuş dağlara
külleri savrulup durur
karışıyor yıldızlara
aylar boyu yollar gittik
kanal boyunca sınır boyunca
ay ısığı şamdan değil
ölüm olunca ölüm olunca
devasa ateşler yanmış
çadır kurulmuş dağlara
külleri savrulup durur
karışıyor yıldızlara
bir acemi düşte gördüm
ağlayan gülüşte gördüm
güller açmıştı yeni ülke
bayram yeriydi çarşılar
ölüleri halayda gördüm
devasa ateşler yanmış
çadır kurulmuş dağlara
külleri savrulup durur
karışıyor yıldızlara
aylar boyu yollar gittik
kanal boyunca sınır boyunca
ay ısığı şamdan değil
ölüm olunca ölüm olunca
devasa ateşler yanmış
çadır kurulmuş dağlara
külleri savrulup durur
karışıyor yıldızlara
büyük üstat attilâ ilhan sayesinde tanıdığımız politikacı.
sözlerin tam hali aşağıdaki gibidir. güzel türküdür. neşet ertaş derlemesi.
güzel, ne güzel olmuşsun
görülmeyi, görülmeyi
siyah zülfün halkalanmış
örülmeyi örülmeyi
benim yârim bana küsmüş
gayri sözü benden kesmiş
zülüflerin göze dökmüş
sevilmeyi sevilmeyi
seğirttim ardından yettim
eğildim yüzünden öptüm
adın bilirdim unuttum
çağırmayı çağırmayı
güzel, ne güzel olmuşsun
görülmeyi, görülmeyi
siyah zülfün halkalanmış
örülmeyi örülmeyi
benim yârim bana küsmüş
gayri sözü benden kesmiş
zülüflerin göze dökmüş
sevilmeyi sevilmeyi
seğirttim ardından yettim
eğildim yüzünden öptüm
adın bilirdim unuttum
çağırmayı çağırmayı
bir aşık mahsuni şerif türküsü. ahmet kaya da söylemiştir "yıldızlar ve yakamoz" albümünde.
seyyah oldum pazar pazar dolaştım
bir tüccara satamadım ben beni
koyun oldum kuzu ile meleştim
bir sürüye katamadım ben beni
ben beni kendimi
canımı özümü dost
dostlar beni bir kazana kodular
kırk yıl yandım daha çiğdir dediler
ölçeğimi gram gram yediler
bir kantarda tartamadım ben beni
ben beni kendimi
canımı özümü dost
deli gönlüm aktı gitti dengine
çok boyandım çok çiçekler rengine
bir mahzuni demiş oldum kendime
olmaz olsun atamadım ben beni
ben beni kendimi
canımı özümü dost
seyyah oldum pazar pazar dolaştım
bir tüccara satamadım ben beni
koyun oldum kuzu ile meleştim
bir sürüye katamadım ben beni
ben beni kendimi
canımı özümü dost
dostlar beni bir kazana kodular
kırk yıl yandım daha çiğdir dediler
ölçeğimi gram gram yediler
bir kantarda tartamadım ben beni
ben beni kendimi
canımı özümü dost
deli gönlüm aktı gitti dengine
çok boyandım çok çiçekler rengine
bir mahzuni demiş oldum kendime
olmaz olsun atamadım ben beni
ben beni kendimi
canımı özümü dost
1995 çıkışlı bir ahmet kaya albümü.
1- yakamoz
2- gayri gider oldum
3- acılara tutunmak
4- kadınlar
5- öyle bir yerdeyim ki
6- ağlama bebeğim
7- turuncu gemi
8- suskun
9- karanlıkta
10- kara yazı
11- şafak türküsü
1- yakamoz
2- gayri gider oldum
3- acılara tutunmak
4- kadınlar
5- öyle bir yerdeyim ki
6- ağlama bebeğim
7- turuncu gemi
8- suskun
9- karanlıkta
10- kara yazı
11- şafak türküsü
sözleri gülten kayaya müziği ahmet kayaya ait güzel bir ahmet kaya şarkısı. 1995 yılında çıkan "yıldızlar ve yakamoz" albümünün güzel şarkılarından biri.
gülüm, gülüm, gülüm, gülüm
akşam oldu bugün yine
gülüm, gülüm, gülüm, gülüm
hava bozdu birden bire
turuncu gemide yoldaşlar gidiyor
tüfekleri ellerinde
kalk gidelim evimize karlar yağacak
bu günde böyle geçti sanma
yarın neler olacak.
gülüm, gülüm, gülüm, gülüm
hava bozdu birden yine
gülüm, gülüm, gülüm, gülüm
gözündeki bu yaş niye
turuncu gemi dönmeyecek geri
gözündeki bu yaş niye
deniz kenarı soğuk
hem de karanlık basıyor
havada tam kar havası ha
gidilmesi zor yerler var gidilmesi gereken
hadi gülüm toparlan gidiyoruz
yaşamak için ölmek sırası bizde
gitmeden yetişelim gemiye
çabuk!.....
gülüm, gülüm, gülüm, gülüm
akşam oldu bugün yine
gülüm, gülüm, gülüm, gülüm
hava bozdu birden bire
turuncu gemide yoldaşlar gidiyor
tüfekleri ellerinde
kalk gidelim evimize karlar yağacak
bu günde böyle geçti sanma
yarın neler olacak.
gülüm, gülüm, gülüm, gülüm
hava bozdu birden yine
gülüm, gülüm, gülüm, gülüm
gözündeki bu yaş niye
turuncu gemi dönmeyecek geri
gözündeki bu yaş niye
deniz kenarı soğuk
hem de karanlık basıyor
havada tam kar havası ha
gidilmesi zor yerler var gidilmesi gereken
hadi gülüm toparlan gidiyoruz
yaşamak için ölmek sırası bizde
gitmeden yetişelim gemiye
çabuk!.....
özellikle okul görmemiş kız ve kadınların pek dinlediği bir radyodur. "bu şarkıyı merzifon’daki halama armağan ediyorum" türünden geyiklerin sıkça duyulduğu radyodur ayrıyeten. özellikle cengiz kurtoğlu, orhan gencebay ve müslüm gürses arşivleri süperdir bunların. araya da ibrahim tatlıses, hakan taşıyan ve ferdi tayfur’u da sıkıştırıverirler bunlar. ilginçtir...
ankarada genellikle taksi şöförlerine, minibüs şöförlerine, esnaflara yönelik arabesk müzik yayın yapan radyo. 101.1 frekansından yayın yapar. 24 saat boyunca yayınladığı arabesk şarkıları adamı yaşamdan soğutur. hele gece saat 1-2 sularından itibaren öyle bir damar moduna girer ki, insanın kendini boğaz köprüsünden atası gelir. bir de jingleı vardır bu radyonun. travesti sesli bir kadın "mmmm megasitee!" der, ve adamın hormonların azdırır. komik bir radyodur.
(bkz: unutamadım)
1969 yılında seslendirilmiş çok güzel bir barış manço şarkısı. "daglar daglar" isimli albümünde yer alir bu şarkı. çok acı sözlere sahiptir. umarım şarkıda geçen olaylar benim de başımdan geçmez...
yıllar sonra yine karşındayım
bırak biraz yanında kalayım
sen tek mutlu ol başka arzum yok
bense seni unutamıyorum
duydum bugün evleniyormuşsun
başkasının oluyormuşsun
sen tek mutlu ol başka arzum yok
bense seni unutamıyorum
doya doya son bir görmek istedim
cok yakışmış beyaz gelinliğin
sen tek mutlu ol baska arzum yok
bense seni unutamıyorum
meraklanma tekrar gideceğim
aranıza girmeyeceğim
sen tek mutlu ol başka arzum yok
bense seni unutamıyorum
bense seni unutamıyorum
bir türlü seni unutamıyorum
yıllar sonra yine karşındayım
bırak biraz yanında kalayım
sen tek mutlu ol başka arzum yok
bense seni unutamıyorum
duydum bugün evleniyormuşsun
başkasının oluyormuşsun
sen tek mutlu ol başka arzum yok
bense seni unutamıyorum
doya doya son bir görmek istedim
cok yakışmış beyaz gelinliğin
sen tek mutlu ol baska arzum yok
bense seni unutamıyorum
meraklanma tekrar gideceğim
aranıza girmeyeceğim
sen tek mutlu ol başka arzum yok
bense seni unutamıyorum
bense seni unutamıyorum
bir türlü seni unutamıyorum
çok önemli bir yunan kralı. millattan önce 300 yıllarında romalılar italya yarımadasındaki kentleri yavaş yavaş ele geçiriyorlardı. fakat bu fetihlere karşı gelen kentlerden biri yunanlı kral pyrrhusdan yardım istedi. o da bu yardım isteğini kabul etti ve özellikle fillerden kurduğu ordusuyla romalıların üserine gider. savaşta iki taraf çok ağır kayıplar verir ama pyrrhus bu savaştan zaferle ayrılır. fakat pyrrhus bu zaferi beğenmez ve "bir daha böyle zafer istemem" der. işte pyrrhus zaferi olarak bilinen bu zafer bu savaştan gelmektedir.
(bkz: carmen electra)
(bkz: pyrrhus)
şahin k isimli insan evladının bir filminde geçen seks tarifi. tarif ettiği sahneyi seyredip dinlerken gülmekten sandalyeden düşmüşlüğüm vardır. evet...
ahmet karcılılar isimli yazar müsveddesinin, eşiyle yaşadığı cinsel hayatının roman haline getirmesiyle oluşan bir kitap. bir diğer versiyonu için:
(bkz: melissa p)
(bkz: melissa p)
memleketin en önemli sanatçılarından biri. muhteşem bir kadıdır kendisi. halen aliye dizisinde oynamaktadır. kendisinden jazz parçaları dinlemek başlı başına bir keyiftir. müthiş bir sesi vardır. eskiden plak çalışmaları vardı şimdi müzik yapmıyor nedense...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?