confessions

xerxes

- Yazar -

  1. toplam entry 3647
  2. takipçi 1
  3. puan 85082

aziz nesin vakfı

xerxes
aziz nesin’in kurduğu bir vakıf. bu vakıfta kimsesiz çocuklar barınır, eğitim görürler. çocuklar hayata atılıncaya kadar bu vakıf o çocukların sığınağıdır. aziz nesin üstada allah razı olsun demekten başka bir şey denmez herhalde...

yaradana kurban

xerxes
1980’li yıllardan kalma bir burhan çaçan türküsü. çocukluğumda dinlediğim eğlenceli türkülerden biri.

yaradana kurban yaradana yaradana
yaradana hayran yaradana yaradana

neresine kurban neresine sinesine beyaz sinesine
neresine kurban neresine sinesine beyaz sinesine

kipriklerin kaşların teline örüklerin saçların beline yallah!
tara beline yar tara beline can tara beline
tara beline kurban olam tara beline hayran olam

yaradana kurban yaradana yaradana
yaradana hayran yaradana yaradana

yanağına düşmüş dane dane kara bene bakın kara bene
yanağına düşmüş dane dane kara bene bakın kara bene

kipriklerin kaşların teline örüklerin saçların beline yallah!
tara beline yar tara beline can tara beline
tara beline kurban olam tara beline hayran olam

yaradana kurban yaradana yaradana
yaradana hayran yaradana yaradana

huyuna da hayran huyuna da boyuna da kurban boyuna da
huyuna da hayran huyuna da boyuna da kurban boyuna da

kipriklerin kaşların teline örüklerin saçların beline yallah!
tara beline yar tara beline can tara beline
tara beline kurban olam tara beline hayran olam...

funda arar

xerxes
son yıllarda dinlediğim en iyi bayan vokallerden biri. gerek hanımefendiliğiyle, gerek sesiyle, gerekse hiçbir sansasyona bulaşmayan tavrıyla takdirimi kazanmış hoş kadın. aranjörü febyo taşel ile evlidir.

kaplumbaga terbiyecisi

xerxes
bir sanat tarihi öğrencisi olarak bu resimle ilgili düşüncemiz şudur:

bu resimde bir kinaye vardır. resimde görülen terbiyeci devleti temsil etmektedir. yani osmanlı devletini temsil etmektedir. kaplumbağalar ise devlet işlerini temsil etmektedir...

şimdi buradan nereye geliyorum? sıkı durun...

bu resim, o dönemdeki devlet işlerinin ne kadar yavaş yapıldığına, ne kadar ağır aksak ilerlediğine, yani tabir-i caizse devlet işlerinin kaplumbağa hızıyla yapıldığına işaret etmek için yapılan bir eleştiridir. terbiyeci ise devlet olduğundan bu kaplumbağaları terbiye etmesindeki beyhude çabasını, yanlış metodonu ve aslında kendi yavaşlığını da yansıtır bu resim...

o yüzden bu resme bir de bu gözle bakmakta fayda var...

o yüzden bu resim biz sanat tarihçileri için önem arz eden bir resimdir. çünkü o dönemi yansıtmaktadır...

bakmak ile görmek arasında büyük fark var...

bunu idrak etmemiz gerekiyor...

ne dersiniz haksız mıyım?

karar sizin...

fransa da sokaklar hep 20 yaşında kalacak

xerxes
fransa’da 26 yaşından küçük kişileri sebepsiz yere işten çıkarma hakkını veren yasa tasarısını protesto etmek için meydanlara toplanan 1,5 milyon fransız gencinin hükümeti ve başbakanı protesto etmesi haberinin başlığıdır bu başlık...

aynı bizde de olur mu acaba?

fransa’da gençler hükümetler deviriyorlar, protesto yapıyorlar, haklarını savunuyorlar...

bizim zavallı türk gençliği ne yapıyor?


bu olay, içeriği kesinlikle çok iyi irdelenmesi gereken bir olaydır...

fransa’nın gençleri kendilerine yapılan haksızlık karşısında toplanıyorlar, birlik oluyorlar, hükümetler deviriyorlar, ideallerini savunuyorlar...

aynı şey bizde de geçerli mi acaba?

hayır tam tersi bir durum var bizde...

söylesenize bugünün türk gençliği acaba türkiye cumhuriyetini temsil ediyor mu?

hayır asla temsil etmiyor ve bu kafayla hiçbir zaman da etmeyecektir...

bugünün türk gençliği kimin ya da kimlerin eseri?

annelerimizden babalarımızdan ve hatta dedelerimizden alınan o büyük mirasın yerini, o kahrolası yök’ün, ihsan doğramacıların, kenan evrenlerin, turgut özalların, rezil medyanın, rezil aydınların yarattığı ruhsuz, araştırmayan-sorgulamayan, asosyal, hakkını aramayan, tikky, batı özentisi, tüketim manyağı bir gençlik aldı...

kötü bir eğitim almışız, ilerde iş bulamamışız, ülkemizi yüceltememişiz, hiç umrumuzda değil...

biz ancak dans yarışmalarına, gelinim olur musunlara, popstarlara katılmayı biliriz...

biz ancak "polat abiyi örnek aldım kalbine bıçak sapladım" demeyi biliriz...

biz ancak "ohaa falan oldum yaneee" demeyi biliriz...

biz ancak medya maymunu olmayı biliriz...


şimdi söyleyin bana...

böyle bir gençliği yaratanlar mutlular mı acaba?

vicdanınız rahat mı?

gençlik nerde?

...

polat abiyi örnek aldim bıçağı kalbine sapladim

xerxes
son dönemlerde okullarda artan şiddet olaylarının altında yatan cümle ya da söz öbeği. kurbanını bıçaklayan şahıs ifadesinde bu cümleyi söylemiş: "polat abiyi örnek aldım bıçağı kalbine sapladım."

kurtlar vadisinin yarattığı psikopat, manyak, insanlık nedir bilmeyen gençlik sonunda liselere kadar inmiş vaziyette.

bu işin sonu nereye gidiyor?

biz hangi ülkede yaşıyoruz?

nereye yuvarlanıyoruz?

bu kaybolan türk gençliğinin sonu nereye varacak?

türk gençliği nereye gidiyor?

bu soruları bir tarafa bırakalım...

haydi polat abini örnek aldın diyelim. niye onun gibi 3-5 dil öğrenmedin? niye onun gibi araştıran sorgulayan olayları irdeleyen bir birey olmadın? niye 1-2 tane kitap okumadın?

hayır hayır burada seni suçlamıyorum. suçlu sen değilsin.

suçlu, insanları psikopatlaştıran, birbirlerini bıçaklama seviyesine getiren, türk gençliğini yok eden, sevgisiz, sahipsiz, asosyal, umutsuz yapan bu korkunç sistemdir...

bir taraftan da başbakan hazretleri buyuruyorlar ki: "medya bu olayları fazla abartıyor."

böyle bir cümleyi sarfeden bir başbakan, kendisinin acizliğini göstermiyor mu?

14-15 yaşındaki genç bedenler okul koridorlarında patır patır ölürken, neden artık bazı şeylere dur diyemiyoruz?

bu ülkenin radyo televizyon üst kurulu ne işe yarıyor? niye bittiği halde tekrar bölümleri yayınlanıyor bu dizinin?

ben bunları yazarken kimbilir daha kaç genç beden "polat abiyi örnek aldım bıçağı kalbine sapladım" diyenlerin kurbanı olacak?

sorular sorular sorular...

cevap bekleyen ama hiçbir zaman yanıtlanmayan sorular...

biz nereye gidiyoruz?...

gençlik nereye gidiyor?...

"polat abiyi örnek aldım kalbine bıçağı sapladım..."

...

..

.

yas altmışbes

xerxes
ibrahim tatlıses’in 1997’de çıkardığı "at gitsin" albümünde okuduğu müthiş bir uzun hava. hayatın nasıl bir film şeridi gibi gözlerimizin önünden aktığını gösteren bir eser. ibrahim tatlıses’in en güzel söylediği uzun havalardan biridir. celal güzelses derlemesi...

bir güzel ki on yaşına girince
gonca güldür de henüz açılır
on birinde gonca diye koklarlar
on ikide elma deyip saklarlar
on üçünde cevri cefa çekerler
on dördünde hamre şekere benzer

on beşinde güzelliğin çağıdır
on altı da gören aklın dağıtır
on yedide göğsü cennet bağıdır
uzanır kameti selviye benzer

on sekizde hem artırır zarını
on dokuzda terk eylemiş arını
yirmisinde gözdedir şu karını
zincirlerden kopmuş aslana benzer

yirmi beşte bıyıkları burulur
otuzunda akan sular durulur
otuz beşte günahları sorulur
yalana karışmış irfana benzer

kırk yaşında gazel dökülür bağlar
kırk beşinde günahlarına ağlar
ellisinde insanlara bel benzer
dağbaşına çökmüş dumana benzer

elli beşte sızı iner dizine
altmışında duman çöker gözüne
altmış beşte hiç bakılmaz yüzüne
ahreti gözetir süphana benzer

altmış beşten sonra beller bükülür
bütün damarlardan kanlar çekilir
gel gel diye toprak çağırır
geldi geçti yalana benzer

sen olmayınca

xerxes
ibrahim tatlıses’in 1997 çıkışlı "at gitsin" albümünden bir parça...

elimi bağlasalar
gözümü dağlasalar
ateşlere atsalar
yanmam sen olmayınca

zincirlere bağlasalar
bıçakla doğrasalar
bir canım var alsalar
vermem sen olmayınca

altından köşk yapsalar
hurileri koysalar
ipek yorgan serseler
yatmam sen olmayınca

eyvah

xerxes
ibrahim tatlıses’in 1997 çıkışlı "at gitsin" albümünde yer alan 3 numaralı şarkı...

benim bu sevdada ne işim vardı
kalbimi eline vermeyecektim
yansam da ölsem de aşkınla senin
seni seviyorum demeyecektim

eyvah, yine ayrılık göründu eyvah
kalbim yerinden söküldü eyvah
ey benim garip gönlüm
ey benim dertli başım
yine hasretler göründü, eyvah, eyvah eyvah

gölgeni dünyama yasaklasaydım
keşke bu sevgimi hep saklasaydım
kalbimi elimle bıçaklasaydım
belki böyle acı çekmeyecektim

eyvah, yine ayrılık göründü eyvah
kalbim yerinden söküldü eyvah
ey benim garip gönlüm
ey benim dertli başım
yine hasretler göründü, eyvah, eyvah eyvah

gültekin gönülaçar

xerxes
zannedersem orhan gencebay’ın piyasaya sürdüğü bir şarkıcı insan evladıydı. sesi ibrahim tatlıses’e çok benzemekteydi. güçlü bir sesi vardı. bir televole programında bu kişiyle ilgili bir roportaj yapmışlardı. bir televole kameramanı istanbul boğanzınında karşı kıyıya geçmişti. iki yaka arasında arasında pek uzak bir mesafe vardı. bu bizim gültekin isimli kişi çıplak sesiyle bir şarkı söyledi. sesi güçlü olduğu için boğazın öteki tarafından bile duyuluyordu.

şimdi kayboldu, silindi tabii. ne halt eder bilmiyorum...

sen yanma diye

xerxes
ahmet kaya’nın "beni bul" albümünden güzel bir şarkı. yusuf hayaloğlu yazmış sözlerini...

ben çürümüş bir asayım
zindanlara yol eyledi dert beni
çarmıha gerilmiş bir isa’yım
çivilere zapteyledi dert beni

pir sultanıda gördüm
darağaca vur eyledi aşk beni
hacı bektaş’ı kırda gördüm
bir ceylana pir eyledi aşk beni

her yangına, her ataşa
koz eyledi dert beni
bu dağlara, bu yollara
toz eyledi aşk beni

ben yanarım aşk için
ben yanarım gül için
bu ateş sönmesin diye
ben yanarım kim için
ben yanarım sen için
bari sen yanma diye

ben yıkılmış bir ozanım
yangınlara kül eyledi dert beni
kerbela çölünde, bir hüseyi’nim
damla suya kul eyledi dert beni

ben yunus’u nurda gördüm
dergahına gül eyledi aşk beni
o mecnu’nu firarda gördüm
bir leyla’ya deleyledi aşk beni
44 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol