tarih bilgisinden bihaber yazarcık orhan pamukun sarfettiği cümle.
fifa, 2006 dünya kupasında görev yapacak hakem listesini açıkladı. bu listede beninden, guatemalada, jamaikadan bile hakem var ama bir tane türk hakem yok.
nedenini gayet iyi biliyorsunuz, siz listeye bakıp düşünün:
essam abd el fatah (mısır),
carlos amarilla (paraguay),
benito archundia (meksika),
carlos batres (guatemala),
massimo busacca (isviçre),
coffi codjia (benin),
frank de bleeckere (belçika),
massimo de santis (italya),
horacio elizondo (arjantin),
valentin ivanov (rusya),
toru kamikawa (japonya),
jorge larrionda (uruguay),
shamsul maidin (singapur),
manuel mejuto gonzalez (ispanya),
markus merk (almanya),
lubos michel (slovakya),
graham poll (ingiltere),
eric poulat (fransa),
peter prendergast (jamaika),
oscar ruiz (kolombiya),
mark shield (avustralya),
carlos simon (brezilya),
kyros vassaras (yunanistan)
nedenini gayet iyi biliyorsunuz, siz listeye bakıp düşünün:
essam abd el fatah (mısır),
carlos amarilla (paraguay),
benito archundia (meksika),
carlos batres (guatemala),
massimo busacca (isviçre),
coffi codjia (benin),
frank de bleeckere (belçika),
massimo de santis (italya),
horacio elizondo (arjantin),
valentin ivanov (rusya),
toru kamikawa (japonya),
jorge larrionda (uruguay),
shamsul maidin (singapur),
manuel mejuto gonzalez (ispanya),
markus merk (almanya),
lubos michel (slovakya),
graham poll (ingiltere),
eric poulat (fransa),
peter prendergast (jamaika),
oscar ruiz (kolombiya),
mark shield (avustralya),
carlos simon (brezilya),
kyros vassaras (yunanistan)
(bkz: sarışınım)
(bkz: sarışınsın)
kesinlikle öyle bir şey yoktur. çömez olsalardı entryleri gözükmezdi. anlayın işte...
edit: şimdi hakikaten gözükmüyor..
edit: şimdi hakikaten gözükmüyor..
an itibarı ile yaşananların özeti. ya da ben yanılıyorum...
"vicdan" denen olayın, "vicdan" denen gerçeğin insan hayatında ne kadar önemli olduğunu biz sözlük ahalisine yeniden adeta suratımıza patlatırcasına hatırlatan aziz dostumdur umuda. sözlükte tekrar yazar olup olmayacağı benim için önemli değil. benim için önemli olan onun yüreğimize ektiği duygu fidanlarıdır...
yurdum ev hanımlarının olmazsa olmazı, kült davranışı...
nothelle ekolünde şu vardır:
1- duygusallık
2- aşk
3- gurur
benim tanıdığım ve takip ettiğim nothelleden bunlar mevcuttur. bence çok iyidir. takip edilesi ekoldür...
1- duygusallık
2- aşk
3- gurur
benim tanıdığım ve takip ettiğim nothelleden bunlar mevcuttur. bence çok iyidir. takip edilesi ekoldür...
(bkz: gibi gibi)
(bkz: assos)
ibrahim tatlısesin 1979 çıkışlı "sabuha" albümünde okuduğu urfa yöresine ait bir türkü. cemil cankat derlemesi...
ayağına giymiş kara yemeni
sallanma sevdiğim öldürdün beni
alem düşman olsa severim seni
mavzer kurşunuyla vursunlar beni
sen bir yana ben bir yana yanyana
kaşlar kara gözler benzer ceylana
dara kenarında bir ev yapmışam
kerpicim tükendi naçar kalmışam
o yar için çok cefalar çekmişem
sen bir yana ben bir yana yanyana
sen bir yana ben bir yana yanyana
kaşlar kara gözler benzer ceylana
ayağına giymiş kara yemeni
sallanma sevdiğim öldürdün beni
alem düşman olsa severim seni
mavzer kurşunuyla vursunlar beni
sen bir yana ben bir yana yanyana
kaşlar kara gözler benzer ceylana
dara kenarında bir ev yapmışam
kerpicim tükendi naçar kalmışam
o yar için çok cefalar çekmişem
sen bir yana ben bir yana yanyana
sen bir yana ben bir yana yanyana
kaşlar kara gözler benzer ceylana
delikanlılığın ekolüdür. bu ekolde yalan yoktur, dolan yoktur. dürüstlüğün kendisi vardır. eminiz ki tekrar dönecektir...
koca ragıp paşaya ait nükteli bir cümle.
"şecaat arz ederken merd i kıpti sirkatin söyler."
meali:
"çingenenin yüreklisi hırsızlığını kahramanlık diye anlatır."
"şecaat arz ederken merd i kıpti sirkatin söyler."
meali:
"çingenenin yüreklisi hırsızlığını kahramanlık diye anlatır."
neden çömez yapıldığını anlayamadığım yazar arkadaşım. büyük bir yanlış anlaşılmaya kurban gittiğini düşünüyorum.
zaten askere gidiyor kendisi. giderayak ona böyle bir şey yapılması doğru mu acaba?
bunu sözlüğün vicdanına sunuyorum...
zaten askere gidiyor kendisi. giderayak ona böyle bir şey yapılması doğru mu acaba?
bunu sözlüğün vicdanına sunuyorum...
(bkz: yarimin adı yaşar)
müthiş bir yusuf hayaloğlu şiiri. ahmet kaya bu şiiri besteleyip "başım belada" albümüne almıştır, ve bir daha böyle bir şarkı asla yapılmayacaktır...
suphi bir acaip adam
suphi benim canım ciğerim
kimse bilmez nereli olduğunu
susar akşam oldumu
bir cebinde das kapital
bir cebinde kenevir tohumu
fırtınadan arda kalmış bir teknede tevekkül içinde
görkemli sakalı ve iğreti parkasıyla gizlediği macerasıyla
bir acaip adam yaşardı
akşamları susardı
ben konuşsam kızardı
çocuktum evden kaçmıştım
gelip ona sığınmıştım
bir sürgün kasabasıydı
bir eski zamandı, hazirandı
küçücük bir köydü, sığdı
burayı keşfeden belki de oydu...
uzaktan kasabanın ışıkları yanardı
içim anneyle dolardı, ağlardım
suphi, öyle bir göz atardı,
gizli bir cigara yakardı
ağlardı, sonra barışırdık
ben flüt çalardım, cigara sönerdi ağlardık
nerden geldiğini bilmezdim,
kimsesizdi, belki kimliksizdi
onun macerası onu ilgilendirirdi
kimseye ilişmezdi
bir şeylere küfrederdi hep
tedirgin bir balık gibi uyurdu
bazen kaybolurdu
arardım, yağmurun altında dururdu
bir kalın kitabı vardı, cebinde dururdu, hergün okurdu
ben bir şey anlamazdım
kapanışını seyreder duymazdım
sakallı bir resimdi, kimdi, ne kadar mütebessimdi
sordum bir gün suphiye söylediklerini niye anlamıyorum diye
bildiklerini dedi; yüzleştir hayatla ve sınamaktan korkma
doğru ile yanlışı o zaman ayırdedebilirsin
ve onu anlarsın
sonra gülerdi
günlerim yüzlerce ayrıntıyı merak etmekle geçerdi
sonra yine akşam olurdu...
suphi susardı, ben konuşsam kızardı
tekneye martılar konardı
yüreğim suphiye yanardı, ağlardım...
suphi denize tükürürdü
gökyüzünü tarardı, ağlardı
sonra barışırdık
ben flüt çalardım
yıldız kayardı, ağlardık...
bir sürgün kasabasıydı, bir eski zamandı, hazirandı
çocuktum, evden kaçmıştım, gelip ona sığınmıştım
bir gün aksilik oldu
annem beni buldu
suphi kaçıp kayboldu
kasaba calkalandı, olay oldu
ben sustum, kanım dondu
polisler onu yakaladığında tekti
felaketti
herkes meydanda birikti
karakoldan içeri girerken sanki magrur bir tüfekti
ansızın dönüp bana baktı
anladın mı? dedi...
anladım dedim anladım
ve o günden sonra hiç bir zaman hiç bir yerde
hiç ağlamadım...
suphi bir acaip adam
suphi benim canım ciğerim
kimse bilmez nereli olduğunu
susar akşam oldumu
bir cebinde das kapital
bir cebinde kenevir tohumu
fırtınadan arda kalmış bir teknede tevekkül içinde
görkemli sakalı ve iğreti parkasıyla gizlediği macerasıyla
bir acaip adam yaşardı
akşamları susardı
ben konuşsam kızardı
çocuktum evden kaçmıştım
gelip ona sığınmıştım
bir sürgün kasabasıydı
bir eski zamandı, hazirandı
küçücük bir köydü, sığdı
burayı keşfeden belki de oydu...
uzaktan kasabanın ışıkları yanardı
içim anneyle dolardı, ağlardım
suphi, öyle bir göz atardı,
gizli bir cigara yakardı
ağlardı, sonra barışırdık
ben flüt çalardım, cigara sönerdi ağlardık
nerden geldiğini bilmezdim,
kimsesizdi, belki kimliksizdi
onun macerası onu ilgilendirirdi
kimseye ilişmezdi
bir şeylere küfrederdi hep
tedirgin bir balık gibi uyurdu
bazen kaybolurdu
arardım, yağmurun altında dururdu
bir kalın kitabı vardı, cebinde dururdu, hergün okurdu
ben bir şey anlamazdım
kapanışını seyreder duymazdım
sakallı bir resimdi, kimdi, ne kadar mütebessimdi
sordum bir gün suphiye söylediklerini niye anlamıyorum diye
bildiklerini dedi; yüzleştir hayatla ve sınamaktan korkma
doğru ile yanlışı o zaman ayırdedebilirsin
ve onu anlarsın
sonra gülerdi
günlerim yüzlerce ayrıntıyı merak etmekle geçerdi
sonra yine akşam olurdu...
suphi susardı, ben konuşsam kızardı
tekneye martılar konardı
yüreğim suphiye yanardı, ağlardım...
suphi denize tükürürdü
gökyüzünü tarardı, ağlardı
sonra barışırdık
ben flüt çalardım
yıldız kayardı, ağlardık...
bir sürgün kasabasıydı, bir eski zamandı, hazirandı
çocuktum, evden kaçmıştım, gelip ona sığınmıştım
bir gün aksilik oldu
annem beni buldu
suphi kaçıp kayboldu
kasaba calkalandı, olay oldu
ben sustum, kanım dondu
polisler onu yakaladığında tekti
felaketti
herkes meydanda birikti
karakoldan içeri girerken sanki magrur bir tüfekti
ansızın dönüp bana baktı
anladın mı? dedi...
anladım dedim anladım
ve o günden sonra hiç bir zaman hiç bir yerde
hiç ağlamadım...
nüansları çok iyi ayırt etmek lazım...
entrysinin sonuna "budur" diye yazan her bilgiçe "aha bu bilgiçlik taslıyor, kendini bir halt sanıyor" mahiyetinde suçlamalar yaparsak işin içinden çıkamayız.
mesela ben kendi adıma "budur" kelimesini zaman zaman kullanan yazarlardan biriyim ve bu kelimeyi kullanmamdan dolayı hiçbir insana bilgiçlik taslamak gibi bir amacım olmamıştır, zaten bu benim kişilik yapımla da uyuşmaz. ben o kelimeyi espiri olarak yazmaktayım. buna rağmen hâlâ anlamamakta ısrar ediyorsanız o sizin bileceğiniz iştir...
entrysinin sonuna "budur" diye yazan her bilgiçe "aha bu bilgiçlik taslıyor, kendini bir halt sanıyor" mahiyetinde suçlamalar yaparsak işin içinden çıkamayız.
mesela ben kendi adıma "budur" kelimesini zaman zaman kullanan yazarlardan biriyim ve bu kelimeyi kullanmamdan dolayı hiçbir insana bilgiçlik taslamak gibi bir amacım olmamıştır, zaten bu benim kişilik yapımla da uyuşmaz. ben o kelimeyi espiri olarak yazmaktayım. buna rağmen hâlâ anlamamakta ısrar ediyorsanız o sizin bileceğiniz iştir...
özay gönlüm derlemesidir bu türkü.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?