tryegen

cuma.

aslında ekten ziyade kendileri nevi şahsına münhasır bir kelimedir. tür olarak da "edat" kategorisinde tasnif edilir; hatta her durumda ayrı yazılmasının da asıl nedeni budur. eklenti değildir aslında o, gururlu ve de hayli fonksiyonel bir kelime(cik)tir.

kaynak yok, kaynak yok. hooppps.

sürrealist misiniz birader,nooluyoz.

dünyaaada olmaz.

"hayatım boyunca servetimin büyük kısmını kadınlara ve içkiye harcadım, geri kalanınıysa çar çur ettim." cümlesinde kinayeli de olsa ifadesini bulan davranış biçimi. ilk duyduğumda çekimine kapıldığım bu cümleyi, son zamanlarda discovery channel’daki deadlest catch programının tanıtım vtr’lerinde, gemi kaptanlarından birinin -hani şu dağınık saçlı,hırpani kılıklı olanın- ağzından sıkça duymaktayız. ve bu kaptan abimizin pis bir sırıtışla bu cümleyi öyle bir söyleyişi var ki hemen kanal değiştirirsin, sanki kendi cümlesiymiş gibi,bu şerefsiz, öyle bir orijinal kelamlar eden adam edası takınır ki sorma gitsin.

eski türk edebiyatında mecazen sevgili yerine kullanılır, hatta umumiyetle, sevgiliden ziyade "sevgilinin hayalinin/sevgiliden doğan gamın,kederin gönül evine misafir oluşu" şeklinde ifadesini bulur.

"dilde gam var şimdilik lütf eyle, gelme ey sürur
olamaz bir hanede mihman mihman üstüne"

(dilde:gönülde #822962/ sürur:neşe,sevinç)

ayrıca beyitin ilk mısrası, divan şairlerinin ne denli mazoşistçe kelamlar yuvarlayabildiğinin de sağlam bir göstergesidir. sevgiliden gelen gam,tasa hiçbir vakit kesin bir şikayete neden olmamıştır. onlarca insan tanıdım, ahh şöyle bir divan şairi gelse de aşka doysak diyen !?!!%&!*!!

biçimce olumsuz, anlamca olumlu cümlelerin en klişe örneği; olmazsa olmazı.

sadri alışık’ın bir filmdeki repliğidir, türk sinemasının en sevdiğim sahnelerindendir. münasip bir vesileyle söylerken kendimden geçtiğim cümledir. nükte yapmak maksadıyla müstehzi bir edayla da kullanılabilir ama cümlenin hakkı verilmek isteniyorsa isyankar bir açılımda başvurulmalıdır. çaresizlik anında, kesif bir acziyet taşıdığını vurgulamak için kullanmalısın. misal: senden yüz çeviren sevgili uğruna 248. taklanı atıyorsundur, yemeden içmeden kesilmişsindir ve son bir ümit, en olmadık anda karşısına en sevdiği tatlıyla veya en sevdiği içki şişesiyle dikilirsin ve o müthiş cümleyi sarf edersin, "bu da mı gol değil hakim bey" dersin.

(gerçi kelimenin "bayanlara özel" versiyonu olan "hakime hanım" şekli dilimizde arapça kökenli olarak mevcut ama erkek egemen sistemimiz hasebiyle aynı ahenkli tesiri yarat(a)mayacağı için tavsiye edilmez.) ...dersin ve beklersin!! bu cümleyi işiten bünyeyse o anki ruh hali gereğince, sen ne denli bir acziyet içinde olursan ol gözünün yaşına bakmaz ve kopartır yaygarayı

erkekler için bu soruna gayet analitik çözümlerin getirildiği bir fraksiyon biliyorum ben, üstelik siz istemeseniz de yardımcı oluyorlar; zira ben ülkemiz sınırları içinde işini bu denli ciddi yapan bir başka kuruluşa şahit olmamıştım (bkz: askerlik şubesi )

moğolistan’da "türklüğün şehadet parmakları" gibi yükselen ve takribi 1300 yıl sonrasından geçmişe bakıldığında fransızların,rusların,ingilizlerin tozu dumana kattığı ortamda bizim türk dilini ve belagatini "güdüklük" seviyesinin sadece birkaç adım ötesine götürebildiğimiz acı gerçeğini görmemizi sağlayan, ecdadın şamarıdır. mirasyedi türk gençliğinin gözüne sokulması gereken işaret parmağıdır. nasılsa çok var, tükenmez diye yağmalanan;üretkenlik mecburiyetini ortadan kaldıran yüce mirasın en mühim parçalarındandır. ve daha da acısı, özentilikten zihni bulanmış, şebelek türk gençliğinin bihaberlik alışkınlığı neticesinde çoğu kez de "kıymetsizdir" diyerek kenara itiverdiğidir.

cenap şahabettin’in aforizmalarıyla sizi anında uçurabileceği başyapıt..benim içinse okuduğum günden beri başucu nokta-i nazarındadır.

misal: "kadın olsun kitap olsun, cildine aldanma; mündericatına bak."

not:"artiz"lik yapmak gibi bir niyetim yok, özdeyişe nazaran daha çok dikkat çektiği için ve olur ya, bu kelimenin yüzü suyu hürmetine birkaç kişi cenap üstatla tanışır diye "özdeyiş" demedim.saygılar..

en sevdiğiniz roman karakteri? sorusunun duraksamadan cevaplanabilmesi için mi yazılmıştır diye düşündüğüm başyapıt. ayrıca sağlam bir istatistik elde edebilmem için de yazılmış olabilir; zira bu kitabı okuyanların yüzde 99.9’unun kitabı bitirdikten sonraki ilk işlerinin, mutlu ve salak bir ifadeyle "huhhh" demek ve mikrosaniye sonrasında kitabı tekrar okumak olduğunu yakınen tecrübe etmişimdir.

herkesin dikkatini öyle veya böyle çekmiş, çoğunluğun hakında fikir sahibi olduğu/olabildiği burcumdur. ve genellikle tanışmanın ilk turlarındaki diyalogları ultrasüper bir keskinlikte monoloğa çevirebilecek güce sahiptir:

-burcun ne?
-akrep
-hımmmm..

(ya birader, ne kadar da şabloncu bir toplumuz)

arabesk melodili iğrenç "seeeen vaar ya seeğğn" tezahüratı yüzünden televizyonun sesi kısılıarak izlenmesi tavsiye edilen maç. haa ömer üründül’ü de katkılarından dolayı kutlamak lazım.

askerdeyken sivildeki sevgiliyi boynuzlamak neticesinde yapılan vicdan muhasebesinin hemen akabinde hasıl olan kuruntu.. ulan acaba onun da sadakat katsayısı benimki kadar mıdır şeklinde düşündürür. yaa birader eşcinsel misin nesin, askerdeyken nasıl oluyor bu işler demeyin, "aldatmak" düşüncesinin her zaman "aldatılmak" düşüncesiyle beraber ele alınması gerekliliğinin vurgusunu yapmaya çalışıyorum.

taaccüb-künan
reybi
yafe-dar
ezgehan
gamm-abad
ezlak
na-çizane

şirket yönetimiyle teşkilat yönetimi arasında fark görmeyen ve giderek büyümeyi yegane hedef seçmiş; ilke, düstur,"insanlar ne düşünür" önemsemeyen değişik bir yetenek. bu yeteneği görebilenlere sonsuz teşekkür..

türkiye süper liginde eşi benzeri olmayan amatör oluşum. hele çal bir "espana" da coşalım.

sırf bandoeses için bile tribünleri ziyaret edilmeye değer,ender anadolu kulüplerinden. başarı peşinde değil de takımının peşinde koşan (zaman zaman rakip taraftarların peşinden koşan, ki tasvip etmiyoruz) on binlerin desteğini almış alabilmiş kulüp. gerçek sevgi tarifinin ender örneklerinden.