cem mumcu’ nun binbir insan masalları serisinin 2003’de yayımlanan 3. kitabı.
cem mumcu’ nun binbir insan masalları serisinin 2002’de yayımlanan 2. kitabı.
cem mumcu nun projesinde yer alan kitaplar sırası ile;
2001 - üçüncü sayfa güzeli (42 öykü)
2002 - muallakta araf ta ve düşlerde (30 öykü)
2003 - sahici aşklar külliyatı (24 öykü)
2005 - hassas ruhlar terazisi (16 öykü)
2008 - hayat gerçeğe perde (27 öykü)
2001 - üçüncü sayfa güzeli (42 öykü)
2002 - muallakta araf ta ve düşlerde (30 öykü)
2003 - sahici aşklar külliyatı (24 öykü)
2005 - hassas ruhlar terazisi (16 öykü)
2008 - hayat gerçeğe perde (27 öykü)
cem mumcu’ nun binbir masaldan oluşacak projesi.
2008 de yayımlanan, projenin 5. kitabı hayat gerçeğe perdede yer alan 27 masal ile masal sayısı 139 a ulaştı.
2008 de yayımlanan, projenin 5. kitabı hayat gerçeğe perdede yer alan 27 masal ile masal sayısı 139 a ulaştı.
cem mumcu nun binbir insan masalları serisinin 2008de yayımlanan 5. kitabı.
#811241
ki$inin işkembe i kübra dan salladığının önbeyanı.
güzel türkçemizde yerine kullanılabilecek farz i muhal, farz i misal, örneğin gibi deyişler varken neden tercih edilir bir türlü anlamam.
neden atıyorsun?
atıyorsun bir sor bakalım tutan var mı?
illa atacaksan git benden uzakta at!
atma güzel dostum. bilgin çerçevesinde, konuya hakimiyetin oranında sağlıklı örneklerle anlat. anlat bak anlayabiliriz(büyük ihtimal). sürekli atıp tutanlardan sıkılmışız zaten. hergün tv ekranlarında bile birkaç tanesi ile karşılaşıyoruz. biraz saygı duy bize ve atma. sağlıklı bir zihinsel yapının elinde işlenmiş, bilimsel olarak kabul görebilecek bilgilere dayanan, tutarlı düşünceleri yansıtan örnekler sun bize. bu millet böylesine hasret. bırak atmayı tutmayı.
"kıçımdan uyduruyorum" ve ya "atıyorum" diye konuya giren birinin, inandırıcılık ve ciddiyet açısından nazarimda zerre kıymeti yoktur ve bu gibi sözlere ve bu gibi sözlerin sahiplerine de zerre itibarım yoktur.
atmayın. bilmiyorsanız sükutun gerçek değerini algılayabilmek adına kendinize saygı duyun.
kimsenin beynine, sizin zihinsel atıklarınızı dilediğinizce boca edebileceğiniz bir çöplükmüş gibi kötü muamele etmeyin.
rica ederim.
zira bu hiç hoş değil.
saygılarımla.
güzel türkçemizde yerine kullanılabilecek farz i muhal, farz i misal, örneğin gibi deyişler varken neden tercih edilir bir türlü anlamam.
neden atıyorsun?
atıyorsun bir sor bakalım tutan var mı?
illa atacaksan git benden uzakta at!
atma güzel dostum. bilgin çerçevesinde, konuya hakimiyetin oranında sağlıklı örneklerle anlat. anlat bak anlayabiliriz(büyük ihtimal). sürekli atıp tutanlardan sıkılmışız zaten. hergün tv ekranlarında bile birkaç tanesi ile karşılaşıyoruz. biraz saygı duy bize ve atma. sağlıklı bir zihinsel yapının elinde işlenmiş, bilimsel olarak kabul görebilecek bilgilere dayanan, tutarlı düşünceleri yansıtan örnekler sun bize. bu millet böylesine hasret. bırak atmayı tutmayı.
"kıçımdan uyduruyorum" ve ya "atıyorum" diye konuya giren birinin, inandırıcılık ve ciddiyet açısından nazarimda zerre kıymeti yoktur ve bu gibi sözlere ve bu gibi sözlerin sahiplerine de zerre itibarım yoktur.
atmayın. bilmiyorsanız sükutun gerçek değerini algılayabilmek adına kendinize saygı duyun.
kimsenin beynine, sizin zihinsel atıklarınızı dilediğinizce boca edebileceğiniz bir çöplükmüş gibi kötü muamele etmeyin.
rica ederim.
zira bu hiç hoş değil.
saygılarımla.
macta sari kart yok bu arada.
geçmiş olsun almanya’ ya. ispanya finalist. hic beklemiyordum yalan olmasin.
sirim gibi boyu ile atti golunu puyol. yazik olacak almanlara.
:--------------------------------------------------spoiler--------------------------------------------------:
yeniden kelimesinin "yeni" diyen kısmı sahte, den den diyen kısmı gerçek. oyuna gelme! uyarısını her defasında boynuna bir levha ile asıp sonra boynunun bile nerede olduğunu unutacak denli kaptırıyorsun kendini, güya gelmeyeceğin oyuna. belleğin oyuna daldığı için mi kaybediyor unutmaman gerektiği için büyük bir titizlikle kafana kazıdığın bilgiyi? hayır. unutmaya meylin, inanmaya meylin yüzünden... inanmak bütün unutmaları da gövdesine alacak denli büyük ve bütün hatırlamaları atlatacak kadar kurnaz. inanmak en çok meylettiğin ve en çok mest olduğun. oysa bilgi, deneyim ve uyarılar sıkıcı, durdurucu ve co$kusuz. ama yine inanmak can yakıcı, canını yakıcı. (sayfa 23)
:--------------------------------------------------spoiler--------------------------------------------------:
yeniden kelimesinin "yeni" diyen kısmı sahte, den den diyen kısmı gerçek. oyuna gelme! uyarısını her defasında boynuna bir levha ile asıp sonra boynunun bile nerede olduğunu unutacak denli kaptırıyorsun kendini, güya gelmeyeceğin oyuna. belleğin oyuna daldığı için mi kaybediyor unutmaman gerektiği için büyük bir titizlikle kafana kazıdığın bilgiyi? hayır. unutmaya meylin, inanmaya meylin yüzünden... inanmak bütün unutmaları da gövdesine alacak denli büyük ve bütün hatırlamaları atlatacak kadar kurnaz. inanmak en çok meylettiğin ve en çok mest olduğun. oysa bilgi, deneyim ve uyarılar sıkıcı, durdurucu ve co$kusuz. ama yine inanmak can yakıcı, canını yakıcı. (sayfa 23)
:--------------------------------------------------spoiler--------------------------------------------------:
üzerindeki fuzuli nin
ilm kesbiyle rütbe-i rifat
arzu-yi muhal imi$ ancak
a$k imi$ her ne var ise alemde
ilm bir kıyl ü kaal imi$ ancak
dörlüğü yer alan sargı bezini kaldırınca, kar$ınıza çıkan onaltı adet yara.
"...her yeni yaranın altında belki onlarcası daha var. yaraları bile yaralanıyor her dem." diyor birinde yazar.
kitabın ilk sayfasını çevirdikten sonra bırakmak istemiyor, bir solukta tüketmek istiyor insan. bir yandan da kıyamıyor, sürsün istiyor bir müddet daha bu tanıklık, bu paylaşılan yaralara ortaklık.
$iir gibi bir $ey her biri ayri ayri ve bir bütün olarak. tekrar tekrar okunabilecek ender kitaplardan.
bu arada fuzuli nin dörtlüğünün benim gibi anlamakta zorlananları düşünerek, sait maden çevirisini de koymu$ kitaba.$oyle ki;
bilgi ardında yükseli$ aramak
ula$ılmaz hayal imi$ ancak
a$k imi$ her ne varsa alemde
bilgi bo$ bir masal imi$ ancak
(bkz: afiyet olsun)
ilm kesbiyle rütbe-i rifat
arzu-yi muhal imi$ ancak
a$k imi$ her ne var ise alemde
ilm bir kıyl ü kaal imi$ ancak
dörlüğü yer alan sargı bezini kaldırınca, kar$ınıza çıkan onaltı adet yara.
"...her yeni yaranın altında belki onlarcası daha var. yaraları bile yaralanıyor her dem." diyor birinde yazar.
kitabın ilk sayfasını çevirdikten sonra bırakmak istemiyor, bir solukta tüketmek istiyor insan. bir yandan da kıyamıyor, sürsün istiyor bir müddet daha bu tanıklık, bu paylaşılan yaralara ortaklık.
$iir gibi bir $ey her biri ayri ayri ve bir bütün olarak. tekrar tekrar okunabilecek ender kitaplardan.
bu arada fuzuli nin dörtlüğünün benim gibi anlamakta zorlananları düşünerek, sait maden çevirisini de koymu$ kitaba.$oyle ki;
bilgi ardında yükseli$ aramak
ula$ılmaz hayal imi$ ancak
a$k imi$ her ne varsa alemde
bilgi bo$ bir masal imi$ ancak
(bkz: afiyet olsun)
israil askerlerinin gazze ye yardım götüren mavi marmara isimli gemiye düzenledikleri saldırı/operasyonda yaşamını yitiren siirt li vatandaşımız.
az önce cnn türk te konuşan bir akrabasının anlatımı ile, kendisi gençliğinden beri bu islami hareketin içerisinde yer almış ve giderken de şehit olmaya gidiyorum demiş.
az önce cnn türk te konuşan bir akrabasının anlatımı ile, kendisi gençliğinden beri bu islami hareketin içerisinde yer almış ve giderken de şehit olmaya gidiyorum demiş.
remedios ile geldim ben. beklerim.
eğer "yalanlayamaması bizi üzdü" şeklinde bir açıklama cidden söz konusu ise, bu lafı etmesi de birilerini üzmelidir zannımca.
iş ile özel hayat ayrımı diye bir şey yok mudur?
özel hayatını, yaptığı iş ile ilgili olarak karşısında bulunduğu insanlara açıklamak zorunda bırakılmak gerekli midir?
sadece yalanlamak, kendi başına erdemli ve düzgün bir tavır olarak yeterli midir?
kendisinin iyi olduğu yere sokağa çekmek isteme çabası gibi duruyor bu söz.
masa başında düzgün bir üslup ile iletişim kurma becerisinden yoksun kişi, kavga ortamında karşısındakine laf arası "sokuşturacaklarından" puan alma çabasında gibi geliyor bana. böyle olmamasını, niyeti bu ise bile bu oyuna gelinmemesini umalım.
iş ile özel hayat ayrımı diye bir şey yok mudur?
özel hayatını, yaptığı iş ile ilgili olarak karşısında bulunduğu insanlara açıklamak zorunda bırakılmak gerekli midir?
sadece yalanlamak, kendi başına erdemli ve düzgün bir tavır olarak yeterli midir?
kendisinin iyi olduğu yere sokağa çekmek isteme çabası gibi duruyor bu söz.
masa başında düzgün bir üslup ile iletişim kurma becerisinden yoksun kişi, kavga ortamında karşısındakine laf arası "sokuşturacaklarından" puan alma çabasında gibi geliyor bana. böyle olmamasını, niyeti bu ise bile bu oyuna gelinmemesini umalım.
liderlik vasıflarından biri olarak kriz yönetimindeki başarısını sergilemek için bir fırsat olarak değerlendirmeli bunu baykal ve chp. umalım karakter sorunu sergilemeden, güçlü bir muhalefet duruşu yansıtma başarısını bu kriz ertesinde gösterebilir.
ne kadar kirli de olsa bir oyun başlamış gözüküyor. baykal satranç tahtası üzerinde rakibinin bu ilk hamlesine karşılık, kendi hamlesini yaptı. bekleyelim ve oyunun sonunu görelim.
olanı biteni iyi okumamız lazım. kimler ne yazıyor? kim konuya nasıl yaklaşıyor? farkında olmak önemli.
ne kadar kirli de olsa bir oyun başlamış gözüküyor. baykal satranç tahtası üzerinde rakibinin bu ilk hamlesine karşılık, kendi hamlesini yaptı. bekleyelim ve oyunun sonunu görelim.
olanı biteni iyi okumamız lazım. kimler ne yazıyor? kim konuya nasıl yaklaşıyor? farkında olmak önemli.
konulu sanat filmi gibi biraz.
spartacus blood and sand in gaz repliği. hemen hemen her bölümde bir kez geçer. insanın, ya allah bismillah deyip kılıç kuşanası gelir her işittiğinde.
ing. hepsini öldür
ing. hepsini öldür
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?