pixie

kalbini kırdığınız kişiden özür dilemeniz sırasında size bu cümleyi söylüyorsa, sizinle barıştığı ancak ömrü boyunca bu olayı devamlı başınıza kakıp sürekli dırdır edeceğinin göstergesidir. dalla rüzgarla işi yoktur bu lafın, basbaya "sıçtım şimdi senin ağzına" demektir.

yani size söylenmesi durumunda en göt olacağınız cümlelerden biridir. göte dönüşürsünüz aniden. hele sevgilinizin size söylemesi durumunda başınız daha da büyük belada demektir.

altındaki entryleri okuyan insanın tükürük salgısında artış meydana getiren başlıktır. limon, tuz, sirke hele ki nar ekşisi dendi mi salyalarınız akmaya başlar. salata suyu ve yeni fırından çıkmış ekmek, hayali ile insanı kendinden alır.

saçmasapan davranabildiğiniz ancak bunun karşısında kimsenin size "sieeee lan" demediği, patlayana kadar şeker yiyebildiğiniz ancak buna rağmen göbeklenmediğiniz, noel babaya, diş perisine ve süpermenin gerçekliğine inandığınız ancak kimsenin çıkıp "biraz olgun ol gerçekleri gör biraz" demediği tek zamandır.

hayat geri kalan kısmında kademeli olarak gerçeğe döner.

doğtaş isimli mobilya firmasının sloganı.

popülermiş, orasını gayet iyi anladık. ancak modüler nedir acaba.. modüler diye benim bildiğim en son lisede mod sistemi vardı, mod(3) mod(5) derken gına gelmişti bana nefret etmiştim matematikten de modundan da..

bir de "moda girmek" olayı vardır, "haftasonu moduna girmek" ya da "öğrenci moduna girmek" şeklinde de örnekleyebiliriz bu kullanımı, lakin modüler olmakla bi alakası var mıdır. ne alakası vardır. acaba firma bizi moda mı sokmaktadır. örneğin, oturun koltuğa hemen sevindirik moda geçin. uzanın kanepeye oooh hemen tatil modu. full otomatik çamaşır makinası gibi birşey, kuruyosun hemen seni moda sokuyor. sanırım. bilmiyorum.

anlamadım.

(bkz: anlaşılır slogan istiyoruz)

bir parfüm markası. birbirine geçmiş bir cıbıl karı ve bir cıbıl erkekten oluşan reklamı dahi mevcuttur ancak yalnızca yılbaşı öncesi ve sevgililer günü arifesinde televizyonlarda görünür.

ne yazık ki bu nadide parfüm markamız "caldion kalıyor git diyon gidiyor" şeklinde iğrenç bir espriye maruz kalmıştır. espriyi yaratan arkadaşa acil şifalar dileriz, allah daha büyük acı vermesin.

sulu muhallebi, sulu boya, sulu sepken derken sektörün hayal gücünün en son boyutu.
iç çamaşırı sektörünün hayal gücü kapasitesini gösteren bir aparat. tekstil mucizesi. ilk kimin aklından çıkmıştır merak etmekteyim.

efendim sütyen keselerine sulu kımıl kımıl cepler ekleyerek memeleri yukarı doğru itmek şeklinde çalışır.
hatta burada bilgi sözlük bünyesinde yeni bir proje ortaya atarak bu sütyenlerin otomatik patlayanlarını icat etsinler diyorum ben. afakan bastı mı patlat sütyeni oooh püfür püfür, serin serin..

yeşim salkım (deli mavi)
ah zamansız eridik tükendik neden
böyle apansız kimlere yenildik ve eskidik

pixie
ah zamansız eridik tükendik neden
böyle apansız kimlere yenildik keles gibi

bir komşu taktiği.
üst katınızdan gelen gümbür gümbür seslerin üzerine yapılabilecek en etkisiz şeydir. orjinal şartlarda tavana yetişilemediğinden , genellikle bu işlem bir adet oklava yardımıyla yapılır.
lakin zaten gürültüden kendi osuruğunu duyamayan üst kat komşunuz değil oklava ile, balyoz ile vursanız duymayacaktır. oklavanın tavanda bıraktığı kahverengi çiziklerle kalırsınız.

(bkz: test edildi onaylandı)

"bizim bi oğlumuz var sevişme çağı geldi, sizin müsait cillop gibi kızınız varken ne duruyoruz"un edepli olanı.

genellikle kahve pişiren kızın ardından sarfedilir. lakin asla gerçekleri yansıtmaz. normalde "topla odanı kaldır şunları azıcık yardım et sofrayı kur" diye kızın başında tepinen anne, misafirin bu cümlesini takiben aniden kızını övme telaşına girer. işte tehlike çanları burada çalar ki, misafirin pısırık oğlu ile burada gözgöze gelinmemelidir. tehlikelidir. ayrıca cümlenin üzerine anne gelecekte kızdan daha çok ev kızlığı bekleyecek demektir. bu da daha çok iş demektir.

pakize fetişisti bir şahsın uydurduğu tekerleme. "aşk bir sudur iç iç kudur"la başlayan yaratıcı akımın en son bombasıdır. ne yaptın asuman gibi bişeydir köpürt pakize.

ancak tekerleme aşk,sabun ve köpükle gayet fantazi kıvamında devam etmekteyken, pakize olaya nasıl girmiştir bilinmez.

uzak şahsiyet.

şimdi burada. neden bilmiyor.. ağlaya ağlaya gittiği bu bilgisözlük dünyasında neden bir kaçak gibi gelip yazılanları okuyor. neden giriş yapmaya hep korkuyor. neden giriş yaptığı ilk an baktığı "kimler var" butonu oluyor ve her seferinde içinden kimler geldi kimler geçti diyor..
bilmiyor.
hepinizi, herşeyi gördü. hepinizi duydu. burdaki herşey için minnettar, müteşekkir, mutlu, mesut. geri kalan herşey için uzak.

(bkz: seni uzaktan sevmek aşkların en güzeli)

bir varmış, bir yokmuş.

4 kasım 2005’te yazarmış, 2 aralık 2005’te gammaz olmuş sonra, 26 mayıs 2007’de ise moderatör olmuş, içi içine sığmayarak sevincinden..

bilgi sözlük’teki içtenlik, sıcaklık ve yazarlar arasındaki inanılmaz yakınlığa kapılmış. hayatında bir sanal sayfadan çok ileri giderek, gerçek hatta gepgerçek bir "okul" olmuş burası ona. ne çok şey öğretmiş sözlük, ne çok şey öğrenmiş pixie.. ne kadar çok eğlenmişler beraber.

kardeşini , en yakın arkadaşlarını , hiç unutulmayacak ablasını vermiş sözlük ona. çok sevinmiş pixie. çok sevmiş. minicik yüreğine ne sevgiler sığdırmış.

uğruna bir sabah evi yaktığı (#219040),
gururlanıp bağrına bastığı (#212982),
yarıla yarıla güldüğü (#331548),
saatlerce uğraşıp theme’ler yarattığı (#368903),
sevgisini haykırdığı (#237822),
övündüğü (#149859),
çok içten sevdiği (#218659),
bir dosttan öte gördüğü (#388594)
ve tüm çabasıyla emek sarfettiği (#345300) bir hikaye olmuş bilgi sözlük onun için..

(..belki de bu yüzden bu entryi yazmaya başladığı dakikadan beridir hiç durmadan ağlıyor..)

kırgınlıkmış hikayenin sonu. canı öylesine çok yanıyormuş pixie’nin. gözünden akan bir damlayı diğeri, bir damlayı birçokları izlemiş.
ama bilgi sözlükü hiç unutmamış o. unutamamış. hep sevmiş.

gökten üç elma düşmüş,
üçünü de arkasında bırakıp yürümüş pixie..


ben giderim adım kalır
dostlar beni hatırlasın.
düğün olur bayram gelir
dostlar beni hatırlasın

can kafeste durmaz uçar
dünya bir han, konan göçer
ay dolanır yıllar geçer
dostlar beni hatırlasın

can bedenden ayrılacak
tütmez baca yanmaz ocak
selam olsun kucak kucak
dostlar beni hatırlasın

gün ikindi akşam olur
gör ki başa neler gelir
pixie gider adı kalır
dostlar beni hatırlasın

bir yönetim anlayışıdır.

yönetici kişi, işten çıkaracağı işçiye bunu açık açık söylemek ve bildirmek konusunda yeterli medeniyeti gösteremediği zaman, kişiye bildirmeden, duyurmadan, kuş bile uçurtmadan işine son verir, çalışana son maaşı zamlı bir şekilde ödenir. çalışan bu konuda ağzını açıp bişey söyleyemez. patronu kes sesini, ben burda tanrıyım demektedir.

sözlükte yetki sahibi şahısların 27 şubat 2007 itibariyle "yazar" statüsüne düşürülmesi olayıdır.
independence’ın bu kararı vermekte çok geçerli sebepleri vardır, yargılanamaz ve sorgulanamaz. zira yargılamak ya da sorgulamak hiçbir işe yaramaz. karar kendisi tarafından alınmış ve kendisi tarafından uygulanmıştır.
eski yönetim elemanlarından birisi olarak şahsi fikrim, çözümün "yönetimdekilerin yetkilerinin alınması ve sözlüğün yönetim açısından kısıtlandırılması" olmadığı yönündedir. bir 27 şubat sabahı "pixie’nin yerine x moderatör görevine atanmıştır. darth sidious’un görevini y teslim almıştır. insomnia jim’in gammazlığı sona erdirilerek bu görev z’ye verilmiştir hepimize hayırlı uğurlu olsun" şeklinde bir sıkıyönetim duyurusu daha etkili olacaktı kuşkusuz.

bu sabah yapılan, başlı başına bir "ayağınızı denk alın" uyarısıdır.

independence’ın bahsettiği iletişimsizlik ve çekirdek aile sempatisinin bozulması, sadece işe yaramaz gammazların ve iş bilmez moderatörlerin suçu olmasa gerek, diye düşünüyorum. iğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batırmalıdır insan.

eğer bu şahane sözlük ortamında, gününün 20 saatini moderasyona verebilecek üye varsa hemen sesini yükseltmelidir. lakin son 6 ayda tüm yaşadıkları ve katlandıkları, başına gelen milyonlarca olay ve felakete rağmen, az biraz da olsa işlerin ucundan tutmaya çalışan, eski ilgisini gösteremese de elinden geldiğince katkı göstermeye çalışan pixie, yetersiz, üstünkörü ve tembeldir.

independence, angelus ve goetica’ya bu zor süreçte başarılar. dilerim herşey independence’ın istediği gibi olur.

dipnot: bu entry her an bir yönetici tarafından silinmeye gebedir. dostlar beni hatırlasın.

efendim tüplerini bağlatmak diye de bişey vardır ki, evet, aynen hayal ettiğiniz gibi olur. açıp tüpleri artık gemici mi olur izci mi olur doktora hangisi uyarsa o düğümle düğümler. sonradan bu düğümlerin tekrar açılması mümkündür ama tüplerin folloş olması ihtimalini gözönünde bulundurmak gerekir.

flaş flaş flaş. en son beyoğlu civarlarında görülen f(21), i.j(22), p(48), g(67) ve örgüt lideri olduğu sanılan 376 kodlu şahıs 20 şubat akşamı bir cafede çalışan garsonu kaçırarak olay yerinden hızla uzaklaştılar. şahısların garsonla ne gibi bir alakası olduğu açığa kavuşamadı. görgü tanıklarının yardımıyla bu tehlikeli şahısların robot resmi çizildi ve bütün basın yayım organlarına dağıtıldı. görenlerin veya tanıyanların hemen bildirmesi rica olunur. ihbar: houston.

http://img182.imageshack.us/img182/2461/p2205166ty2.jpg

(bkz: kıçım ana haber bülteni)

işi pek zor şahsiyet. devamlı şikayet dinleyen ama şikayet etme hakkı bulunmayan varlık.
(ara: empati)

bir çok anlama gelebilecek yanardöner bir söz öbeğidir. gayet somut olarak düşündüğümüz zaman, birisine (artık tokat mı olur yumruk mu olur uçan tekme mi orası size kalmış) vurarak tabanları yağlamanız anlamına gelir, ki bu biraz da göt korkusundandır. ya da belki de göt korkusundan değildir, siz bir yeniçerisinizdir, ve o ünlü taktik "vur-kaç"ı uygulamaktasınızdır. osmanlı ordusu düşmana saldırıp ardından geri çekilirmiş ki, düşman onu takip etsin böylece düşmanı istediği yere sürüklesin sonra da allah yarattı demesin. (yine de bilgisözlük bünyesinde bir yeniçeri olmamasını temenni ederim..)

soyut düşünürsek, birisi çok pis üzmek ve sonra ardına bile bakmadan gitmek anlamında kullanılabilir. az biraz şerefsiz olmak lazımdır bunun için.

soyut veya somut diğer tüm anlamları pixie’yi aşar.

baştan savma demektir. kelime kökeninin nereden geldiğini baya aramış olmama rağmen güzel türkçemiz bana pek yardımcı olmamıştır.

yalamaktan gelmediğine emin olduğumu eklemek isterim.

çok şahane bir taktiktir. gerekli malzemeler, bir adet süpürge (çalı süpürgesi olusa hele bir numara olur), bir halı, tozlu kirli bir oda, ve bir de saçmasapan bir zamanda verilmiş "evi süpür" emridir.

çalı süpürgesi, ki kendisi yüzyılın en şahane icatlatındandır, iki adet soruna sahiptir: birincisi süpürürken devamlı 90 derece şeklinde durmanızın gerekliliğidir. ikincisi ise faraş ile ayrılmaz bir bütün oluşturmasıdır. siz zaten isteksiz bir biçimde yalap şalap yerleri süpürmüşsünüz, bi de üstüne üstlük beliniz bükülmüş beyninize kan toplanmış, haydeee şimdi o tozları doldur bakalım faraşa. faraş inatla reddeder bu tozları. bi türlü doldurulamaz. tozları doldurmak için değil de sizi sinir etmek için yapılmış bi icattır adeta. süpürmenin bitmesiyle beraber, faraş ve kişi arasında gergin bir inatlaşma başlar. bir odayı tırışkadan süpürücem derken resmen bunalırsınız.

işte, halı o vakit sizi kurtarır. zarif bir çalımla halı köşesinden kaldırılır, tüm toz kir ne varsa halının altına kimseye çaktırmadan süpürülür, halı hafifçene yerine bırakılır ve muvaffak bir ifadeyle süpürge yerine konur.

bilim adamları buna da çözüm bularak elektrikli süpürgeyi geliştirmişlerdir. kasmayın.

(bkz: ölsün mikroplar)