confessions
  1. toplam entry 5694
  2. takipçi 2
  3. puan 100060

hunger

nickten yana sansim yok
tr. açlık

"film irlanda’nın cumhuriyetçi askerlerinin (ira) 1981’de gerçekleştirdikleri açlık grevini yöneten bobby sands’in ölmeden 6 hafta önceki hapishanedeki dramatik günlerini ele alıyor.

bobby sands idam edilecek olmasına rağmen, uğruna hapse girdiği politik düşüncenin arkasında duruyor. filmin grev zamanındaki bazı sahneleri çok can alıcı.

ingiltere filmi olmasına rağmen cannes’da galası yapılan film izleyenlerden tam puan aldı. hunger kesinlikle steve mcqueen’in gerçek bir yönetmen olduğunu kanıtlıyor."

filmde bobby’nin(mahkûm) bir rahiple konuşması var 22 dakika sürüyor. bir tek orasında sıkıldım. can alıcı sahneler çokça.

(bkz: steve mcqueen)

127 hours

nickten yana sansim yok
2010 yapımı bir danny boyle filmi. filmin özeti şu şekilde:

"dağcı aron ralston’un başından geçenlerin gerçek hikayesi...

genç bir dağcı olan aron, utah yakınlarında büyük bir kaya parçasının arasına sıkışır. bundan sonra yapacağı tek şey vardır oradan kurtulup onları gerçekten sevdiğini gösteremediği anne ve babasına kavuşmak. olay sırasında az su ve yemeği olan dağcı, yaşadıklarını bir video kamera ile çekip kendini bu yolla rahatlatmaya çalışıp zaman zaman halüsinasyonlar görüyor. hayatı için bir çeşit tuzağa dönüşen bu olayda aron, soğukkanlı olması gereken şoke edici bir çözüm yolu bulur.
bu yol da; bu olayda hayatını mı yoksa tek kolunu mu kaybetme kararını vermekten geçiyordur..."

1 saat 30 dakika sürüyor film. enteresan bir film. herkese zevk vereceğini zannetmiyorum.

imdb’de 8.2 puan almış. top 250 listesinde 217. sırada.

1 şubat 2011 istanbul da kar yağışı

nickten yana sansim yok
istanbul’un dağlarından birinden bildiriyorum: saat 9’da valide hanım ağabeyim hazretlerine karın teşrif ettiklerini ilân etti. tabiî ben o esnâda çok ihlâslı bir uyku çekiyordum. bir ara işittim sadece. saat 4’te kalkış eyledim ve bi baktım vay amuagoyam dedim. güneş var bi tane havada. biraz da kara bulutlar o kadar.

bu arada bu başakşehir’in tek güzel yanı, bir zamanlar eşek yüküyle kar yağmasıydı. artık o da yok. e yemişim ben böyle şehri...

çoğunluk

nickten yana sansim yok
2010 yapımı bir türk filmi. yapımcılığını önder çakar, sevil demirci ve seren yüce üstlenmiştir. 43. siyad - türk sinemasi ödülleri 2010 adaylari’nda en iyi film dalında yarışan 6 filmden biri.

filmin özeti:

mertkan’ın hayatı basittir: babasının inşaatlarının getir götür işlerine bakar, arkadaşlarla alışveriş merkezlerinde sağı solu keser, arabayla turlar. bu basitliğe bir anlam bulmak için pek de hevesli değildir. ne zaman ki gül ile tanışır, boşluğu ve basitliği değerlendirmek için bir fırsat çıkar karşısına. ancak babası gül’ün kökenleri konusunda şüphecidir. hayatta ayrımcılıkla karşılaştığı ilk anda ona teslim olan mertkan, çoğunluğa uyar, babasının kendisi için çizdiği yolda hayatına bir anlam bulur.

yazan & yöneten / seren yüce


gelelim pek naciz şahsî yorumuma; hayatın basitliği, durağanlığı ve hattâ siktiriboktanlığı bu kadar güzel anlatılabilir. baba-oğul, anne-oğul diyalogları çok gerçekçi. bu diyalogların büyük bir kısmını ben de yaşadığımdan belki bu kadar sevdim filmi. emin olun siz de yaşamışsınızdır.

settar tanrıöğen’in oğluna fırça kayarken ettiği şu lâf bitirdi beni:

-sendeki taşak bende yok lan.


güzel film... biraz bal-süt-yumurta, biraz kader-masumiyet kokuyor. seviyorum bu tür filmleri.
82 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol