confessions

max

- Yazar -

  1. toplam entry 951
  2. takipçi 1
  3. puan 56303

doksanlarda çocuk olmak

max
atari salonlarina gidip 10 jetonu daha ucuza almak.
demet akbag tiyatroyu beklemek.
taso oynamak.
video kiralamak.
gece aerobigini porno zannetmek.
terminator’u sinemada seyretmek.
reebok pump almak.
"back to the future, rocky serisi, ninja kamplumbaglar,
hayalet avcilari, cakmaktaslar, beverly hills 90210’u
izlemek.
pazar 88,
pazar 89,
pazar 90, pazar 91 .....
tipi tip cignemek.
he man izlemek.
kablolu yayina gecme serefine nail olmak.
coca cola’nin 1 litrelik depozitolu siselerde satilmasidir.
star tv’deki turnike’yi, parliement
pazar gecesi sinemasini izlemek.adam olacak cocuk, 7’den 70’e nin
izlenmesi.
gazete kuponu ile ev, araba verilmesine tanik olmak.
sürekli aydinlik için 1 dakika karanlik eylemine katilmaktir.
all that she wants, informer" dinlemek.
pazar sabahlari alf seyretmek. voltran,he-man, denver, ninja
turtles,clementine izlemek.
siyah-beyaz televisyonu görmüş olmak.
micheal jackson’dan bad sarkisini defalarca dinlemis olmak.
schumacher’in turkiye’ye gelisini gormek.
mahalle ve mahalleden oyun oynamak kavramini son yasayan nesil.
neler oldugunu anlamadan televizyon’dan korfez savasini izlemektir.
mc donalds’in turkiye’ye ilk geldigi gunleri yasamis olmaktir.
doritos’a panco diyebilen nesildir.
ilkokul 5’te anadolu liseleri ve kolejler sinavina hazirlanmak.
berlin duvarı’nın yıkılmasının tek sonucunun, berlin’in farklı
kısımlarında oturan
akrabaların artık birbirlerini görebilmeleri olduğunu sanmak.
banka olarak sadece imar bankasini bilmek...
yakari izlemektir.
"eskiden buralar portakal bahcesiydi, boş araziydi" diyebilmek.
street fighter’da "guy" ile oynamak.
bilye, gülle oynamak.
gazoz kapagi oynamak.
televizyonla büyütülen ilk nesil olmak.
emanuella izlemek..
mahalle maçları yapmak..
commodore 64 efsanesi..
amiga 500 efsanesi
cumartesi geceleri bir baska gece’yi izlemek ve
ozellikle benny hill’in skeclerini
yakalamaya calismak
solo test’te 1 tane birakip bilgin olmaya kasmak
hbb’de amerikan futbolu maci izlemek
anadoludan gorunum’u izlemek ve sehit haberleriyle uzulmek
edi ile büdü hastasi olmak.
sadece pazar günleri yikanmak.
kontra pedal bmx bisiklet sahibi olmak.(bizim zamanımızda bianchi
shadowlar meşurdu)
cine 5’in ilk acildigi gune ve aksamina tanik olmak.
"bugun günlerden cuma, merhaba hanimlar merhaba"
moonlighting, hayat agaci, cesur ve güzel izlemek.

izmir

max
izmir ne değildir?
izmir, kızların sinemaya gittikleri ya da âşık oldukları için öldürüldükleri, bunun için bir de gidip "dinen caizdir" raporu alınan şehirler gibi olmayacaktır...
ramazanda oruç tutmayanları aç bırakmayacak, "niyetli" olmayanları dövmeyecektir...
şehir çıkışlarına "iki yüzlülük otelleri" kurup erkeklerin ’günahlarını’ şehrin dışına taşıyıp sonra da cumaya gitmeyecektir...
izmir’de hiçbir zaman "bir erkeğin dinen kaç kadına sahip olması caizdir?" meselesi konuşulmayacaktır...
üniversite rektörlerinin kapkaççılardan, tecavüzcülerden beter muameleye tabi tutulmasına izin vermeyecektir...
kızların motosiklete binince ölümle tehdit edildiği yerlerden biri olmayacaktır...
kordon’da içtiği rakı için "günah benim kime ne!" diyerek, bir kez daha kadeh tokuşturacaktır...
ve daha bir sürü şey...

izmir nedir?
o topraklardan nice tanrılar geçti. geçip giderken uygarlıklar izmir’den, "kordonlu" bir şehir neyi sindirdiyse içine onları bıraktılar arkalarında.
bir bünyesi var bu şehrin; rakının yanında gitmeyeni hiç kaldırmadı. efkârlı bir gecenin, zeytinyağlı domates-biberin, kehribar üzümden yapılan şarabın, bereketli kadınlar gibi açılan incirin beğenmediği hiçbir şey kalamadı izmir’de.
balkonları yıkadıkça pembeleşen topuklarıyla kadınların şen kahkahalarını kısan ne varsa hiçbir iz bırakmadan gitti o şehirden. o kadınların yazları o ferah feza balkonlarda oturup eteklerini yelleye yelleye yaptıkları iyi niyetli dedikoduları azaltan ne varsa geçti bitti izmir’de.
çabuk efelenen, sonra çok çabuk barışan neşeli erkeklerin gönlünü daraltanların hepsi hasan tahsin’in bir kurşununa kurban gitti körfez’de. deniz gibi dalgalı kızların aklını, hayalini örten ne varsa kemeraltı’nın dehlizlerinde bir daha bulunmamak üzere yitti.
liseyi kırıp pasaport’a kendini dar atmış kızlı oğlanlı grupların ilk aşklarının tadını kaçıran ne varsa dalgalarla çarpıp iskeleye parçalandı. zeytin ağaçlarının gölgesinde kurulmuş, bin yıldır tadı hiç bozulmamış felsefe kuramlarını yok sayan ne varsa asansör’ün balkonundan uçup düştü asfalta.
çingenelerin sokak düğünlerinin neşesini kaçıranların adları, karşıyaka-göztepe maçlarının gürültüsüne gitti, duyulmadı bir daha.
karantinalı despina’nın içini sıkan adamlar kadife kale’den yuvarlandı, 1. kordon’da içilen keyif kahvelerinin telvesine saplanıp kaldı...

wereyda

max
kendisi benim son derece beğenerek takip ettiğim bir dj idi.ama ne yazık ki insan olmanın önemini kavrayamamış. kendisi elma sekeriiii nin yayınında ben yayını beğenmedim,buradaki en iyi dj benim demiştir.müzik kültürü olarak sözlükte ki en sağlam kişi olması onun bir insancık olmasını engelleyemiyor ne yazık ki.kendisinden insan gibi yayın istememize, yayın benimdir , benim zaten sınavlarım başlıyor diye ağlayarak cevap verip, sözlük insanlarını eğlenceli bir yayından mahrum etmiştir. ama eminim ki kendisi şu dakikalarda bilgi radyo da bizi aratmayacak bir yayın yapıyordur. ne de olsa sözlükteki en iyi dj o. kendisinin bir daha hiçbir yayınına katılmayacağımı bildirir, yayın hayatında başarılar dilerim...

(bkz: ben sana dj olamazsın demedim ben sana adam olamazsın dedim)

öğrenci evi diyalogları

max
max buzdolabını açmış ve bir tencere görmüştür.olaylar şu şekilde gelişir;

- abi çok acıktım ben ya.şu tencerenin içinde ne var?
+ hangisi bakayım.ha o mu.ayşe o ya.çok severim ben onu.
- severim derken nasıl abi ya?!
+ şöyle anlatayım. biz yaklaşık 1 yıl önce taze fasulye pişirmiştik.sonra yenmedi.daha sonra bizde tencereyi kendi haline bırakdık.taze fasulye zamanla evrim geçirmiş.arkadaş olduk sonra onla.bazen yardım ettiğide oluyo ev işlerine falan.biz de kira almıyoz karşılığında.
- abi sen dün gece otu çok kaçırmışsın ya.ne saçmalıyosun abi?! ayşe falan ne olum? kafayımı yedin???
+ öyle konuşma bak.ayşe çok duygusal olabiliyor zaman zaman.dikkat et seçtiğin kelimelere.küstürcen gitcek.
- bi taze fasulye parçası için satabiliosun yani 9 yıllık arkadaşını.öle olsun lan.gidiyom ben.hadi eywallah!!!
+ nereye gidiyon lan?
- nereye gitcem mk!! ali usta ya gidiom yemek yemeye.gelion mu?
+ dur geliyom.
- ayşe kızmasın lan sonra ben varken gidip başka taze fasulyelere gidiyon diye??
+ sittir len...

imla kurallarına uymayan bilgiç

max
gerçekten de sözlük kavramına yakışmayan yazım hataları çoğu sözlükte olduğu gibi burada da bol miktarda yapılmakta.büyük ihtimalle benim de zaman zaman yapmış olduğum yazım hataları vardır.önemli olan bu hataların yönetim tarafından en az düzeye indirgenmesini sağlamak.peki bu nasıl olur? gereken yerde gereken uyarıları usülüne uygun olarak yaparak.insanları tehdit eder vari konuşmak usüle uygun mudur? bana göre değildir. peki insanları rencide edebilecek nitelikte entryler girerek özelden değil de sözlük üzerinden uyarı yapmak usüle uygun mu? bana göre o da değil ama tabi ki her yiğidin kendine has bir yoğurt yiyişi olduğu gibi her insanın da kendine has bir hitap şekli bulunmakta.

benim şahsi fikrim imla hatalarından daha önemli bir uygunsuzluk olduğudur.mesela bir arkadaşımız ayrı yazması gereken -de ekini bitişik yazdığında biz imla hatası olmasına rağmen onun ne demek istediğini çoğu zaman anlayabiliyoruz ama kızlık zarından karakter tahlili gibi başlıklarda hiç imla hatası olmamasına rağmen bu başlığın bana kattığı herhangi bir pozitif etki bulunmamakta. birçok kişiye de bir yararı olduğunu sanmıyorum.bence bu tip hatalarla ilgilenmek sözlük için en iyisi olacaktır...

türk beyniyle üretilmiş süper ingilizce cümleler

max
türk usulü ingilizce yazisma ornegi ve cevabi;

dear sir,
we send our company information attached to the mail (as pdf).
but the cost of operation you have foreseen is very low. this may take
more expensive. ıf you send drawings of your current product, we can find
the real cost including shipping.

kind regards.

işte türkün cevabı;

sugar brother (seker kardesim),
be a young man for two minutes (iki dakka delikanlı ol).
we put you in a man place , you become tempra (adam yerine koyduk hemen arkaniz kalkti).
no need to be artist (artizligin luzumu yok).
we know that this work takes much money, too (bu islerin cok para tuttugunu biz de biliyoruz).
no, why do you creating tension anymore , subtree? (hayir da , daha ne diye gerginlik yaratiyorsun ki , dallama?).
i eat all of you nobody understand. (alayinizi yerim haberiniz olmaz).
you not understand the word , you eat the grass where ı put you . (laftan anlamiyorsunuz , hala koyduum yerde otluyorsunuz)
no drawings mrawings my brother ! (proje mroje yok kardesim! )
you make 3 kurush work camel. ( 3 kurusluk isi deve yaptiniz)
i understand we can not understand with you . (anlasildi biz sizinle anlasamayacagiz. )
but , if you go with this head to army , you take nah as diploma. (ama, siz bu kafayla giderseniz askere nah alirsiniz teskere. )
here that much ! ( iste o kadar! )

seri eksi oy veren ibne

max
s: seri eksi oy veren ibne
m: max

s: selam...
m: selam.kimsin kardeş tanışıyor muyuz?..
s: ben ibne...
s: veren ibne...
s: seri veren ibne...
s: seri eksi oy veren ibne...
s: çok seri veririm...
m: ne verirsin? anlamadım...
s: eksi oy...
m: hee... anladım.tamam...
m: ben de max...
m: sadece max...
s: sen benim hakkımda ileri geri konuşuyormuşsun doğru mu?
m: evet. eksi oy almayı kaldıramayanlardanım ben...
s: demek sende o gruptansın.hiç sevmiyorum ben sizin tayfayı...
m: yanlış anlama.entry kötüyse eksi vercen tabi ona bi lafım yok ama sırf senin din ve siyasi görüşlerini paylaşmıyorum diye eksi vermek olur mu?..
s: iyide ibneyim ben...
m: hee. tamam o zaman.senin işinde zor tabi.her gördüğüne vermek kolay değil.
s: valla öyle.benim değerimi bilmiyo bu sözlük....
m: anladım.müsadenle ben kaçayım yavaştan sen vermeden...
s: ee daha vercektim ben sana.nereye?..
m: ya benim gitmem lazım.yapmam gereken bissürü iş var daha.sen eksiyi bırak bu entrynin sonuna.ben alırım onu sonra...
s: hımm.tamam o zaman.ben buraya bırakırım.hadi görüşürüz max sonra...
m: görüşürüz ibne...

trafoberk

max
kendisi elma sekeriiii ne gayet yamuk yapmış ve tandt ile benim büyük tepkimi almıştır.ayrıca ben gidiyorum artık 5 ay yokum diyerek yaptığı duygu sömürüsünden sonra da sözlükten atılmıştır ve bütün bu olaylardan yaklaşık 3 hafta sonra da hiçbir şey olmamış gibi tekrar aramıza dönmüştür.insan sormadan edemiyor nerde senin gururun diye.belki bu entry den sonra tekrar ben gidiyorum diyerek dikkat çekmeye çalışabilir veya bu sefer gerçekten gider,bilemiyorum.ama bildiğim tek şey ne yaparsa yapsın kesinlikle umrumda olmayacağıdır.bazı insanlar ikinci bir şansı hakederler, bazıları ise haketmez.sözlük yönetimi trafoberk e ikinci bir şans vermiştir.benim buna saygı duymaktan başka yapabileceğim birşey yoktur.umarım kendisi bundan sonra insan ilişkilerinde daha dikkatli davranır.tekrar hoşgelmiştir.iyi entryler yazması dileğiyle...

broken promise

max
tırsak yazar.beraber gittiğimiz izmir fuarında beni delirtmiştir kendisi.başlangıçta herşey çok güzeldi.gezdik tozduk.dünya mutfaklarında iğrenç bir hint yemeği yedik .güldük eğlendik ve iyice gezdikten sonra her türk gencinin yapacağı gibi lunaparka girdik.film burdan sonra koptu zaten.uçan halıya bindik önce . sonra ben kamikaze, ufo, radar ve bilimum coşturan oyuncaklara doğru yöneldiğimde ne göreyim? broken promise kardeşim ben bu şeylere binmem ve hatta binmem de binmem diye kıyametleri kopartıyor.önce alttan aldım.tatlı dille halletmeye çalıştım sorunu.daha sonra yalvarma ve yakarma aşamalarına geçtim.fayda etmedi.en sonunda tehdit etmeye başladım.bu korkaklığını sözlüğe yazarım bak dedim.seni dünya aleme rezil ederim yeni bir kimlikle hong kong da bir balıkçı kasabasında yaşamak zorunda kalırsın dedim.yok.ne nuh dedi ne de peygamber.kendisi tırıs tırıs tırsmıştır.kendisine atlı karınca yı tavsiye ediyorum.o ancak ona binebilir herhalde.tabi ona da yalnız binemez diye düşünüyorum.4 yaşlarında bir arkadaş bulması lazım.ne diyim?tırsaksın işte.tırsak...

metal

max
ayrıyetten felsefelerini anlamak için şu örnekte işe yarayabilir...

bir ejderhanın kalesinde kapalı kalan prensesi ejderhadan kurtarmaya
hangi tür metalci giderse ne olur?



power metal : eleman saraya beyaz bir atla ulaşıyor, ejderhadan
kurtuluyor, prensesi kurtarıyor ve onunla büyülü ormanda bir aşka
başlıyor.

thrash metal : eleman ejderhayla dövüşüyor, prensesi kurtarıyor ve
onu s...yor.

heavy metal : eleman bir harley’le geliyor, ejderhayı öldürüyor, bir
kaç bira içiyor ve prensesi ....yor.

folk metal : eleman akordiyon, keman, fülüt ve daha bir çok farklı
enstrüman çalan arkadaşlarıyla geliyor, ejderha
dayanamayıp uykuya dalıyor sonra herkes ayrılıyor. prensesi almadan.

viking metal : eleman gemiyle ulaşıyor, ejderhayı o kudretli
baltasıyla öldürüyor, dersini yüzüp onu yiyor, prensese
tecavüz edip onu öldürüyor, üzerindeki her şeyi alıyor ve kaleyi
yakıp oradan gidiyor.

death metal : eleman ejderhayı öldürüyor, kadını ....p onu da
öldürüyor ve mekanı terkediyor.

black metal : gece vakti geliyor, ejderhayı öldürüp kalenin önünde
kazığa geçiriyor, kadını öldürmeden önce bir ayin yaparak
kanını içiyor ve daha sonra onu da ejderhanın yanına koyuyor.

gore metal : ejderhayı öldürüyor, bağırsaklarını kalenin önüne
dağıtıyor, kadını ....p öldürüyor, ölüsünü tekrar ....yor,
bağırsaklarını yiyip ölüsünü tekrar ....yor, sonra cesedi yakıp son
kez ....yor.

doom metal : ejderhanın boyutlarını görüyor ve onu asla
yenemeyeceğini düşünmeye başlıyor, sonra depresyona girip intihar
ediyor. ejderha adamı yiyor üzerine de prensesi tatlı niyetine yiyor.
bu hüzünlü hikayenin sonu.

progressive metal : bir gitarla gelip 26 dakika boyunca solo atıyor.
ejderha sıkıntıdan kendisini öldürüyor. eleman
prensesin odasına giriyor ve konservatuarın son senesinde öğrendiği
tüm teknik ve tonlarla başka bir solo çalıyor.
prenses gözleri heavy metalciyi arayarak uzaklaşıyor.

glam metal : eleman kaleye geliyor, ejderha adamın kılığına gülüyor
ve içeri girmesine izin veriyor. adam prensesin makyaj
malzemelerini çalıyor ve kaleyi pembe renkle boyamaya çalışıyor.

nu metal : eleman bir honda civic’le geliyor ve ejderhayla dövüşmeye
kalkıyor ama yanarak ölüyor çünkü o moron bol kıyafetleri
tutuşuyor.

lsd

max
aşağıdaki linkte, 1950 yılında bir ressam üzerinde uygulanan bir lsd deneyinin sonuçları gözlemlenebilir.mutlaka bakın...


http://www.cowboybooks.com.au/html/acidtrip1.html

goetica

max
kendisine kalbimden kopan bu akrostis i hediye ediyorum...

gül yüzlü bir peridir
okuruz yazılarını nicedir
efkar basar arada
terk i diyar yapar uzaklara
ikna yeteneğim azdır bilirim
can der ki ben dj olabilirim
ama sadece bir şans lazım
ben gerekirse kendimi yakarım
elbet bir gün herkes göçer
nicedir bu böyle sürer gider
ister gönül dj olmak
dünyada bir iz bırakmak
jüri versin son kararı
yakar bu bekleyiş aklımı
ama ben inanıyorum sana
paylaşıyorum inancımı burada...

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol