son derece basarili muzik ve sozleri olan, yine de sanki dream theater’dan bir seyler arakliyorlarmis izlenimini veren muzik toplulugu.
bir bilgici bilgi sozluk airlines’a gondermek icin harcanan sure bir sacma ukdeyi silmek icin gereken sureden daha kisadir.
kim ne derse desin sevisirken tavan yapan aksiyomdur.
dudaklarinin arasindan cikarken sut kokusu, avuclarinizin icinde terleyen kucuk elleri, her haraketinizde hizlanip yavaslayan nefesinin icten sesi, ipekten kivircik saclarinin kokusu, tenin ve hafif bir acemilikle yapilmis makyajin tadi.
ve gozlerinizin icine dikilmis yesil-mavi gozleri, ve kendi kalp atislarinizi bir baska bedende hissetmek. butun odaya sinmis o eksi, kekremsi kokudaki tanidiklik, yataginizin sessis takiplerindeki oyunbozan yaylarin minik gicirtilari.
butun duyularin kendi sinirlarini asarcasina, sanki o an bir daha hic geri gelmeyeceksene her seyi algilama, ve kalbimiz karsisinda kucucuk kalan beyinimizin gelen butun bilgiyi kaydetme cabasi.
dudaklarinin arasindan cikarken sut kokusu, avuclarinizin icinde terleyen kucuk elleri, her haraketinizde hizlanip yavaslayan nefesinin icten sesi, ipekten kivircik saclarinin kokusu, tenin ve hafif bir acemilikle yapilmis makyajin tadi.
ve gozlerinizin icine dikilmis yesil-mavi gozleri, ve kendi kalp atislarinizi bir baska bedende hissetmek. butun odaya sinmis o eksi, kekremsi kokudaki tanidiklik, yataginizin sessis takiplerindeki oyunbozan yaylarin minik gicirtilari.
butun duyularin kendi sinirlarini asarcasina, sanki o an bir daha hic geri gelmeyeceksene her seyi algilama, ve kalbimiz karsisinda kucucuk kalan beyinimizin gelen butun bilgiyi kaydetme cabasi.
niceliktense sozlukte bin entry gucunde bir entry girmenin daha makbul oldugunu dusunerek vaz gecilmesi gereken enerji sarfiyati.
genel kaninin aksine sadece yahudilere calismamis, kendi irki ve/veya ideolojisi disindaki her insani sistematik katletme politikasi izlemistir.
politikadan uzak durdugu surece turkiyenin en buyuk sanatci ve aydinlari arasinda kalicak kisilik karakter sahibi insan. gurbet duygusunu insanin icine cizecek sesin kardesi, odayi kirece, yuzumu gulece boyuyan adam.
benim gozumde icilmeyecek saraptir. hele yurdumuzda yapildigi gibi oda sicakliginda onunuze konuldugunde migdenizi agiziniza getirebilir.
ote yandan bircok makarna sosu ve et yemegi yapiminda kullanilmasi guzel bir tad katar.
ote yandan bircok makarna sosu ve et yemegi yapiminda kullanilmasi guzel bir tad katar.
hava basinci nedeni ile ancak 3000 metrenin uzerinde yetisebilen koyu mavi cicekleri olan bir bitki.
basarisi be huzunu ile "goz dolduran" ahmet telli siiri.
kimdi cesaretimi kıran, üstelik
yeni serüvenlere hazırlarken kendimi
sesimi cılız, rüzgarımı yelkensiz
bulan kimdi, ki şimdi geniş zaman
kipiyle düşürüyor gölgesini anılarıma
ama kimdi adını bir kadına ödünç verip
doruklara çekilen büyülü doruklara
biz "asmin" dedik ona, sevgilim, kadınım,
anamdı belki, ama o çoktandır
üç bin metrenin altına inmiyor artık
içimde bir fil sezgisi, kopup gitmeliyim
dağlara yazmalıyım aşkı ve ayrılıkları
asminli düşler kurmalıyım ya da birisi
karşılık bulmalı canımı yakan sorulara
kim demiyorum kim olursa olsun
boynu kırılan bir oyuncaksam hırçın
bir çocuğun elinde, ki celladım
gözlerimi de oymuştu fırlatıp atarken
yine de özlüyorum onu, niyetçi
tavşanlara dönerken beklediklerim
aynı soruyu sormaktan, minör
ağrılardan yoruldum, gitmeliyim buralardan
içimde buharlaşan cıvayı soluyorum artık
yoruldum yoruldum yoruldum
gereklilik kipinde yaşamaktan.
kimdi cesaretimi kıran, üstelik
yeni serüvenlere hazırlarken kendimi
sesimi cılız, rüzgarımı yelkensiz
bulan kimdi, ki şimdi geniş zaman
kipiyle düşürüyor gölgesini anılarıma
ama kimdi adını bir kadına ödünç verip
doruklara çekilen büyülü doruklara
biz "asmin" dedik ona, sevgilim, kadınım,
anamdı belki, ama o çoktandır
üç bin metrenin altına inmiyor artık
içimde bir fil sezgisi, kopup gitmeliyim
dağlara yazmalıyım aşkı ve ayrılıkları
asminli düşler kurmalıyım ya da birisi
karşılık bulmalı canımı yakan sorulara
kim demiyorum kim olursa olsun
boynu kırılan bir oyuncaksam hırçın
bir çocuğun elinde, ki celladım
gözlerimi de oymuştu fırlatıp atarken
yine de özlüyorum onu, niyetçi
tavşanlara dönerken beklediklerim
aynı soruyu sormaktan, minör
ağrılardan yoruldum, gitmeliyim buralardan
içimde buharlaşan cıvayı soluyorum artık
yoruldum yoruldum yoruldum
gereklilik kipinde yaşamaktan.
klasik mitolojiye gore dunyada henuz iyi ve kotu birbirinden tamamen ayri iken, iki bolgeyi birbirinden ayiran tek nehirin uzerindeki, tek koprude kurulmus, tek kaleyi korumakla gorevli 13 melegin genel ismi.
gunumuzde etrafa baktigimizda aynen gordugumuz gibi mutlak iyi ve mutlak kotu kalmamistir. bu 13 melek bir sebepten dolayi bir gun kaleyi koruma gorevlerini terk etmislerdir.
hikayenin bundan sonrasi ilginctir, ve farkli versiyonlari vardir. bir versiyonu, meleklerin sonsuza kadar savasicaklari ama asla kazaznamayacaklari bir savasin hakli reddedisi olarak kendi aralarinda bir oylama sonucunda kale kapilarini acmaya karar verdiklerine yoneliktir.
diger bir versiyonda disi melegin kotulugun iyiligin yararina oldugunu idda ederek kapiyi kendi actigidir. bu dusunceyi kavramasi biraz zor geliyorsa asik oldugunuz insani dusunebilirsiniz.
bir baska ayrim, bu meleklere kalenin dusmesinin ardindan ne oldugudur. en yaygin gorus, kaleye ilk giren tarafin ellerinde oldurulmeleri olsa da benim inanmayi daha guzel buldugum taraf "meleklerin hic bir sey hissetmedikleri bu dunyada sonsuz yasama mahkum edilmesidir" ilk bakista "lan ne guzel sonsuza kadar dertsiz tasasiz yasa iste" diye dusunulse de uzun donemde hisler olmadan yasamak sonsuz bir isgencedir. 12 melek intahar eder, ve intahar ettikleri icin yer altina giderler (ki modern dunyadaki cehennem kavramina denk duser bu yer alti) disi melek ise hala aramizdadir. etrafiniza daha dikkatli bakin.
gunumuzde etrafa baktigimizda aynen gordugumuz gibi mutlak iyi ve mutlak kotu kalmamistir. bu 13 melek bir sebepten dolayi bir gun kaleyi koruma gorevlerini terk etmislerdir.
hikayenin bundan sonrasi ilginctir, ve farkli versiyonlari vardir. bir versiyonu, meleklerin sonsuza kadar savasicaklari ama asla kazaznamayacaklari bir savasin hakli reddedisi olarak kendi aralarinda bir oylama sonucunda kale kapilarini acmaya karar verdiklerine yoneliktir.
diger bir versiyonda disi melegin kotulugun iyiligin yararina oldugunu idda ederek kapiyi kendi actigidir. bu dusunceyi kavramasi biraz zor geliyorsa asik oldugunuz insani dusunebilirsiniz.
bir baska ayrim, bu meleklere kalenin dusmesinin ardindan ne oldugudur. en yaygin gorus, kaleye ilk giren tarafin ellerinde oldurulmeleri olsa da benim inanmayi daha guzel buldugum taraf "meleklerin hic bir sey hissetmedikleri bu dunyada sonsuz yasama mahkum edilmesidir" ilk bakista "lan ne guzel sonsuza kadar dertsiz tasasiz yasa iste" diye dusunulse de uzun donemde hisler olmadan yasamak sonsuz bir isgencedir. 12 melek intahar eder, ve intahar ettikleri icin yer altina giderler (ki modern dunyadaki cehennem kavramina denk duser bu yer alti) disi melek ise hala aramizdadir. etrafiniza daha dikkatli bakin.
art rock, symphonic rock, classic rock, jazz ve blues muziklerinden temel alan, hatta bir seviyeye kadar parcasi olan muzi turu.
tanimlamasi cok zor olan, ama dinliyen insanlarin, hic yanilmadan ayirt edebilecekleri kaliteli muzik.
aslinda rock muzigin konservatuarda derece yapicak kalitede muzik ve enstruman cesitliliginde yapilani diyebiliriz.
progresif muzik progres kelimesinden de anlasilacagi gibi ilerleme, birikme, gelisme anlamlari icermektedir. bu hem calan parca hem de dunya muzigi icin gecerlidir. cogunlukla eksperimental rock ile karistirilmasinin nedeni "ilerleme" vasifinin gecerli kilinmasi icin prograsif muzik yapma iddasindaki muzisyen ve gruplarin yeni seyler denemeye neredeyse yukumlu olmalaridir.
kisaca iyi muziktir. kalitelidir. tarz olarak sevilip sevilmemesi kabul edilebilir, ama yapana saygi duymak gerekir.
tanimlamasi cok zor olan, ama dinliyen insanlarin, hic yanilmadan ayirt edebilecekleri kaliteli muzik.
aslinda rock muzigin konservatuarda derece yapicak kalitede muzik ve enstruman cesitliliginde yapilani diyebiliriz.
progresif muzik progres kelimesinden de anlasilacagi gibi ilerleme, birikme, gelisme anlamlari icermektedir. bu hem calan parca hem de dunya muzigi icin gecerlidir. cogunlukla eksperimental rock ile karistirilmasinin nedeni "ilerleme" vasifinin gecerli kilinmasi icin prograsif muzik yapma iddasindaki muzisyen ve gruplarin yeni seyler denemeye neredeyse yukumlu olmalaridir.
kisaca iyi muziktir. kalitelidir. tarz olarak sevilip sevilmemesi kabul edilebilir, ama yapana saygi duymak gerekir.
(bkz: progresif muzik)
bu gun iyi muzik yapiyor denebilecek, en azindan muzik yapma amacinda ve iddasinda olan muse, radiohead, anathema, mor ve otesi gibi gruplarin cikis noktasi.
hicbir parcasi cover’lanmamasi gereken grup.
progressive music’in yaraticisi degilse bile, olgunlastiricisi, ve bu gune getireni, bir nevi vaftiz babasi.
hicbir parcasi cover’lanmamasi gereken grup.
progressive music’in yaraticisi degilse bile, olgunlastiricisi, ve bu gune getireni, bir nevi vaftiz babasi.
sik sik yanlis anlasilan, yada yeterince, degerince iyi anlasilmayan, turkiye’ye waters’in gelmesinden sonra birden pop cevrelerde ve pop zihinlerde de populerlik kazanmis, yakinda cep telefonu melodilerinin de cikmasindan endise ettigim, tarihin en iyi muzik grubu. bu kadar.
kime gore neye gore degil.
insanlarin beyinlerini, kalplerini ve ruhlarini tamamen muzige actiginda ne olacaklarinin bir sembolu. zihin ve dusunceyi genisleten, insani baska boyutlara tasiyan, dunyevi ve bunyevi varliginizi geride birakmanizi saglayacak narkotik muzik turu.
dudaginizin ucunda yuzyillardir kurumus ama bir turlu soyleyemediginiz, dogru kelimeleri bulsanizda mukkemmele ulastiramayacaginiz sozlerin tercumani pink floyd.
dogdugumdan beri evin cesitli yerlerinde caldi pink floyd , dark side of the moon albumundeki saat tiktaklari benim gecmise donuk en eski anim.
sonra ilk defa amcam 14 yasimda beni salonda yanina cagirip, "kus otuyo mu lan" demek yerine, bir dinle bak su sarkinin sozlerini diyerek confortably numb’i tanitti bana.
muzigi duydum. o anlik aydinligi yasadim yavas yavas. bir anda oturmadi pink floyd ruhuma, buyudukce, gelistikce, adim adim, sanki cektigim her nefeste kanimi zehirlercesine sardi beni. arsenigim oldu gilmore’un penasi, ve leave us kind alone oldu tenim. o zamanlar sadece isyan yani vardi pink floyd’un.
atom heart mother oldu ilk aldigim, ve en cok sevdigim albumleri.
pixie’ye confortably numb’i piyanoda calarken asik oldum.
wish you were here’in basindaki soloyu cikaricam diye gitara basladim.
ve gecen her yil, daha fazla anlayip, ulastiklari seviyeyi daha iyi ogrendim.
pink floyd.
gelmis gecmis en iyi muzik grubu.
her biri bir nesile ruhunu kazandiracak insanlarin bir araya bir sekilde gelip ortaya cikardiklari jazz temelli muzik. waters’in sesinden kulaklarimiza, ve ordan benligimize dair her seye akan nehir.
senin benim olmadigim.
hepimizin bir oldugu.
ve olumun olmadigi bir duzlemde...
anlayabilecegimiz. ogrenebilecegimiz. dinleyebilecegimiz son sinir. sevgi ve saygi sozcuklerinin sonu yok ki.
muzigine kalbini ruhunu ve aklini vermis dehalara baska ne denir ki...
kime gore neye gore degil.
insanlarin beyinlerini, kalplerini ve ruhlarini tamamen muzige actiginda ne olacaklarinin bir sembolu. zihin ve dusunceyi genisleten, insani baska boyutlara tasiyan, dunyevi ve bunyevi varliginizi geride birakmanizi saglayacak narkotik muzik turu.
dudaginizin ucunda yuzyillardir kurumus ama bir turlu soyleyemediginiz, dogru kelimeleri bulsanizda mukkemmele ulastiramayacaginiz sozlerin tercumani pink floyd.
dogdugumdan beri evin cesitli yerlerinde caldi pink floyd , dark side of the moon albumundeki saat tiktaklari benim gecmise donuk en eski anim.
sonra ilk defa amcam 14 yasimda beni salonda yanina cagirip, "kus otuyo mu lan" demek yerine, bir dinle bak su sarkinin sozlerini diyerek confortably numb’i tanitti bana.
muzigi duydum. o anlik aydinligi yasadim yavas yavas. bir anda oturmadi pink floyd ruhuma, buyudukce, gelistikce, adim adim, sanki cektigim her nefeste kanimi zehirlercesine sardi beni. arsenigim oldu gilmore’un penasi, ve leave us kind alone oldu tenim. o zamanlar sadece isyan yani vardi pink floyd’un.
atom heart mother oldu ilk aldigim, ve en cok sevdigim albumleri.
pixie’ye confortably numb’i piyanoda calarken asik oldum.
wish you were here’in basindaki soloyu cikaricam diye gitara basladim.
ve gecen her yil, daha fazla anlayip, ulastiklari seviyeyi daha iyi ogrendim.
pink floyd.
gelmis gecmis en iyi muzik grubu.
her biri bir nesile ruhunu kazandiracak insanlarin bir araya bir sekilde gelip ortaya cikardiklari jazz temelli muzik. waters’in sesinden kulaklarimiza, ve ordan benligimize dair her seye akan nehir.
senin benim olmadigim.
hepimizin bir oldugu.
ve olumun olmadigi bir duzlemde...
anlayabilecegimiz. ogrenebilecegimiz. dinleyebilecegimiz son sinir. sevgi ve saygi sozcuklerinin sonu yok ki.
muzigine kalbini ruhunu ve aklini vermis dehalara baska ne denir ki...
muzik olarak atom heart mother ile benzerlikler gosteren, altina hem gilmore, hem waters hem de wrightin imzalarinin atilabilecegi nadir parcalarindandir.
bir yandan bu adamlarin kafasi normalken boyle bir sarki yazmalari uzerine boyle bir beste yaratmalari imkansiz gibi gelirken, bir yandan da pink floydun her biri muzik dahisi 5 efsanesini ( ) elinden ciktigi dusunulurse varligi kabul edilebilecek, insan ustu, prograsive musigin kutsal temel taslarindan bir tanesi.
bir yandan bu adamlarin kafasi normalken boyle bir sarki yazmalari uzerine boyle bir beste yaratmalari imkansiz gibi gelirken, bir yandan da pink floydun her biri muzik dahisi 5 efsanesini ( ) elinden ciktigi dusunulurse varligi kabul edilebilecek, insan ustu, prograsive musigin kutsal temel taslarindan bir tanesi.
turkiyenin en buyuk lojistik sirketlerinden biri.
bir aralar yayinda olan ana adli dizideki kotu karakter. kafasina uc kere vurup "cat cat cat, kel behsat" derdi bu karakter.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?