hatasiz kul olmadigina inanan yeni bir bilgic adayimiz.
sozcukleri kullanma sanatinda on kaplan gucunde olan yazar.
iki dakikalik pratik nohut yemegi:
malzemeler
1) pirinc.
2) 3 bas kuru sogan.
3) 1,5 kutu soyulmus domatez konservesi.
4) 1 kavanoz (700 gr) haslanmis nohut.
5) biber salcasi.
6) 300 gr yagli dana eti.
7) 5 yemek kasigi kati yag.
diyelim ki bir anda misafiriniz geldi, yada cok yemek yapasiniz olmadigi halde guzel bir seyler yemek istiyorsunuz, bu tarif tam size gore.
oncelikle pirinci kokusu gidene kadar bir miktar yag ile kavurun, sonra uzerine su ekleyip, altini olesiye kisip, kapagini kapayin. orasi pilav olucak.
oncelikle soganlari yemeklik kiyin (yemeklik demek kucuk kareler halinde demek canim arkadasim) eti ise yarim bas parmak buyuklugunde parcalar halinde kesin, bu arada bir yandan baska bir yerde su isitmaya baslayin, buyukcene bir tencerenin icine yagimizi koyun, ve once soganlari sonra eti guzelce kavurun. etler az cok yenilecek kivama gelince tencerenin icine salcamizi ekleyin, salcayi biraz yaktiktan sonra uzerine su ekleyerek acin.
yavas yavas kendi kivamini bulan yemegin icine konserve domatezleri dokun, biraz kaynar su ekleyin, uzerine nohutunuzu da atin. ha bu arada nohutu kullanmadan once mutlaka bir suzgecten gecirin yoksa icindeki igrenc koruyucu siviyi da yemek zorunda kalirsiniz.
bundan sonra yemeginizin tuzunu kara biberini koyun. agzini kapayip 10 dakka orta ateste kaynatin. sicak taze ekmek ve pilavla servis edin.
malzemeler
1) pirinc.
2) 3 bas kuru sogan.
3) 1,5 kutu soyulmus domatez konservesi.
4) 1 kavanoz (700 gr) haslanmis nohut.
5) biber salcasi.
6) 300 gr yagli dana eti.
7) 5 yemek kasigi kati yag.
diyelim ki bir anda misafiriniz geldi, yada cok yemek yapasiniz olmadigi halde guzel bir seyler yemek istiyorsunuz, bu tarif tam size gore.
oncelikle pirinci kokusu gidene kadar bir miktar yag ile kavurun, sonra uzerine su ekleyip, altini olesiye kisip, kapagini kapayin. orasi pilav olucak.
oncelikle soganlari yemeklik kiyin (yemeklik demek kucuk kareler halinde demek canim arkadasim) eti ise yarim bas parmak buyuklugunde parcalar halinde kesin, bu arada bir yandan baska bir yerde su isitmaya baslayin, buyukcene bir tencerenin icine yagimizi koyun, ve once soganlari sonra eti guzelce kavurun. etler az cok yenilecek kivama gelince tencerenin icine salcamizi ekleyin, salcayi biraz yaktiktan sonra uzerine su ekleyerek acin.
yavas yavas kendi kivamini bulan yemegin icine konserve domatezleri dokun, biraz kaynar su ekleyin, uzerine nohutunuzu da atin. ha bu arada nohutu kullanmadan once mutlaka bir suzgecten gecirin yoksa icindeki igrenc koruyucu siviyi da yemek zorunda kalirsiniz.
bundan sonra yemeginizin tuzunu kara biberini koyun. agzini kapayip 10 dakka orta ateste kaynatin. sicak taze ekmek ve pilavla servis edin.
"hey bak!" dedim ona elinden tutup heyecanla cekistirirken, "bak ne gostericem sana". pembe pembeydi merakli gozleri mavi yanaklari ve turuncu dudaklariyla bana bakarken.
"goz kapaklarimin icine serilmis ozlemin" dedim ona. "ne zaman ki bir sokakta duysam, taze cekilmis kahve kokusunu, yada ne zaman yuzlerce kere duydugum guzel bir sarkiyi ilk defa dinlesem kapanir gozlerim. ve gozlerimin icinde gorurum seni. karanlikta ulasirim tekil varligina. ne zaman ayak parmagimi yatagin kenarina vursam, ne zaman mac sayisini kacirsam basket macinda kapanir gozlerim sukunetle. ve tam da sicak sonbahar gunesinin tadini cikarirken sahilde, ve tam da dogru kartlar gelmisken elime, ve tam da huzurun mutlulukla birlestigi anlarda kapanir gozlerim. ve goz kapaklarimin icindeki karanlikta bulurum seni. "
minik dudaklarini kivirp gulumsedi bana, sussam sonsuza kadar susabilirdim ya gozlerine karsi, konusasim vardi.
"ve ruzgarli bir gecenin en sonunda ogrenci evimde, kabarik yesil yorganimin altina girdigimde kaparim gozlerimi. uykuma ulasmadan onceki huzurda bulurum seni...
ozlemini."
sozcuklerim biterken dizlerimde uyuya kaldi.
ozlemi sardi goz kapaklarimin icini.
uzerine buyuk bir asma yapragi cekip,
uykuya daldim yaninda.
gozlerimin karanliginda buldum ozlemini.
"goz kapaklarimin icine serilmis ozlemin" dedim ona. "ne zaman ki bir sokakta duysam, taze cekilmis kahve kokusunu, yada ne zaman yuzlerce kere duydugum guzel bir sarkiyi ilk defa dinlesem kapanir gozlerim. ve gozlerimin icinde gorurum seni. karanlikta ulasirim tekil varligina. ne zaman ayak parmagimi yatagin kenarina vursam, ne zaman mac sayisini kacirsam basket macinda kapanir gozlerim sukunetle. ve tam da sicak sonbahar gunesinin tadini cikarirken sahilde, ve tam da dogru kartlar gelmisken elime, ve tam da huzurun mutlulukla birlestigi anlarda kapanir gozlerim. ve goz kapaklarimin icindeki karanlikta bulurum seni. "
minik dudaklarini kivirp gulumsedi bana, sussam sonsuza kadar susabilirdim ya gozlerine karsi, konusasim vardi.
"ve ruzgarli bir gecenin en sonunda ogrenci evimde, kabarik yesil yorganimin altina girdigimde kaparim gozlerimi. uykuma ulasmadan onceki huzurda bulurum seni...
ozlemini."
sozcuklerim biterken dizlerimde uyuya kaldi.
ozlemi sardi goz kapaklarimin icini.
uzerine buyuk bir asma yapragi cekip,
uykuya daldim yaninda.
gozlerimin karanliginda buldum ozlemini.
(bkz: ithalat)
gok yuzunun maviliginin damla damla insanlara hediye edilmesi.
kedilerin dort ayak uzerine dusmesi tek bir tarafinda recel olan ekmegin yere dustugunde her zaman recelli tarafinin yere gelmesi gibidir. durumu esitlemek icin kedi sirtina recel surulup masadan atilmalidir.
grup yorumun kac sarkisi varsa usenmemis ve hepsini sozluge tasimis insandir. iyi mi yapmistir kotu mu yapmistir bilmiyoruz.
ara ara idda edilen, eskiden kuzey buz denizinin uzerinde var olan donmus kutle uzerinden turk kavimlerinin kuzey amerikaya goc ettigini var sayan, ve bu var sayimini, samanizm, cadir sekilleri ve hali motiflerindeki benzerliklerle destekleyen idda.
son derece ozel olan, ama niye ozel olduklarini bir turlu kimsenin tanimlayamadigi muzik grubu.
bilgisayar basinda kafayi yemis bireyin baska birinin bir kusuru gostermesi karsisinda vermesi muhtemel tepki.
genelde kotu biten maceralarimizin sonunda ne kadar severse o kadar aci cektigimizi gordukce kendimize sordugumuz, bir turlu tatmin edicek bir cevap bulamiyor olsak gerek ki sevmeye devam ettigimiz soru.
sigaranin paketi degil kokusudur asil saklanmasi gereken, ve asil saklanmasi zor olan. yoksa paket elinizde yakalansa bile "bir arkadasin" denilebilir, ama ceketin uzerine sinmis sigara kokusunu hicbir anne kacirmaz. hele ki bu anne sigara kullanmiyorsa sizin hic farkinda olmadiginiz kokularin bilincinde olucaktir kendisi.
benim memurum isini bilir.
boyle bir basligi ukde olarak vermek, doldurup kendini desifre etmemektir.
demokratik duzenlerdeki temsil hakkini kotuye kullanicak sicanlarin her zaman var olucagini hatirlatan deyim.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?