-ben size katılmıyorum yani olayı başka şekilde değerlendirebiliriz yani şunu demek istiyorum ki başka bi açıdan olaya bakarsak daha net görebiliriz bakın size başka ülkelerden de örnekler vererek olayı daha açık bi şekilde ifade edeyim bildiğiniz gibi almanya da...
*hamzaaaa kamayı getir laaaaaannnnnnn...
kişinin vücudunu saran bütün giysileri çıkararak gerçekleştirdiği yüzme eylemi.
tekneyle kıyıdan meraklı gözlerin detayları seçemeyeceği kadar uzaklaşıldıktan sonra vücudu ve özgürlüğü saran bütün giysiler çıkarılır.sonrası malum.gerçek özgürlüğü kısa bir süreliğine de olsa bütün vücudunuzda hissedersiniz.bünye serin sularda ferahlarken takımlar da bundan fazlasıyla nasibini alır zaten bu eylemin asıl amacı onları özgürlüğüne kavuşturmaktır.ayrıca adına mayo denilen küçük bir bez parçasının bile insanın özgürlüğünden ne kadar çok şey götürdüğünü öğrenmiş olursunuz.
not: tecrübesiz olanlar lütfen çivileme atlamak gibi bir angutluğa kalkışmasın zira taşakların pişmesiyle oluşan acı kısa süreli de olsa bütün zevkinizi kaçırabilir.
tekneyle kıyıdan meraklı gözlerin detayları seçemeyeceği kadar uzaklaşıldıktan sonra vücudu ve özgürlüğü saran bütün giysiler çıkarılır.sonrası malum.gerçek özgürlüğü kısa bir süreliğine de olsa bütün vücudunuzda hissedersiniz.bünye serin sularda ferahlarken takımlar da bundan fazlasıyla nasibini alır zaten bu eylemin asıl amacı onları özgürlüğüne kavuşturmaktır.ayrıca adına mayo denilen küçük bir bez parçasının bile insanın özgürlüğünden ne kadar çok şey götürdüğünü öğrenmiş olursunuz.
not: tecrübesiz olanlar lütfen çivileme atlamak gibi bir angutluğa kalkışmasın zira taşakların pişmesiyle oluşan acı kısa süreli de olsa bütün zevkinizi kaçırabilir.
her gece saat 12 yi geçtikten sonra igor un sol frame in ebesine vahşice atlamasından dolayı açmaya karar verdiğim başlık.hayır nasıl bu kadar azimli olur bir insan gerçekten anlamakta zorlanıyorum.saat ücretiyle çalışan bir işçi kadar dakik kendileri.bazen "acaba maaşla mı çalışıyor ?"diye düşünmüyor değilim açıkçası.tamam tercih kendisinin ister tematik takılır ister günlük olarak kullanır sözlüğü.buna karışmak benim haddime değil lakin arada bir dinlense ne bileyim bir çay molası verse hem bizim ruh sağlığımız hem de kendisinin parmak ve göz sağlığı açısından çok daha güzel olur.
bağımlılarından biri olarak 6.defa girdiğim bu sınavda,okulun etrafına torpil atan mahalle piçlerini saymazsak olağan dışı bir duruma rastlamadım.kazık kadar gençleri kapıda bekleyen ebeveynler ve sınav çıkışı salya sümük zırlayanlar her yıl olduğu gibi bu yıl da vardı.evet bir öss maratonu daha bitti.sınavı kötü geçenlere üzülmemelerini ve "olmuşla ölmüşe çare yok" sözünü ilke edinmelerini tavsiye ederim.ha bu arada "kazanacam lan galiba" diye sevinenler de fazla sevinmesin.şayet o amerikan filmlerindeki üniversitelerde okuyacağınızı düşünüyorsanız kayıt için gittiğinizde suratınızın alacağı şekli görmek isterim.sanırım şu saatlerde götünden ter akmış gençler konu komşunun "nasıl geçti yavrum?" türü gıcık sorularıyle muhatap oluyorlardır.hepinize geçmiş olsun.bir sonraki öss de görüşmek üzere...
(bkz: ne zaman evleniyoruz)
artık hiçbir özelliği kalmamış her mahallede olan klasik liselerin yeni adı."üniversite olsun da gerisi mühim değil" zihniyeti maalesef bu liseleri de vurmuştur.her velinin göt beyinli de olsa yavrusunu "anadolulu" yapma gayreti ve akabinde okula yardım adı altında alınan rüşvetlerle açılan ek sınıflar sonra yerel politikacıların ucuz hizmet gösterişi yüzünden "her kasabaya anadolu lisesi" kampanyaları sonucunda nitelik folloş edilip nicelik önem kazanmıştır...
ya olay çıkarmayı seviyor ya da öyle görünmeyi.gazlarla arası iyi sanırım.gaza gelmemesi dileğiyle...
uyarı: bu entry önyargı içermektedir.
uyarı: bu entry önyargı içermektedir.
"çıkarın olmasa kimseye iyilik yapmazsın" anlamına gelen cümle.çıkarcı insanları tanımlamak için birebirdir.
organizasyonu yapanların dahi önemsemediği gerçekleşmemiş buluşma.hadi bunu anladık da madem önemsenmiyordu siklemeyenlere ne diye birlik-beraberlik nutukları çekildi?
akademik kadrosu,laboratuvarı,dersliği hatta ve hatta binası olmayan popülasyon amaçlı açılmış üniversite görünümlü liselerin ortak adıdır.
yıl 1992.o zamanın kurnaz hükümeti "lan naapsak da oy toplasak "diye düşünürken akıllarına çok parlak bir fikir gelmiş.evet.büyük devlet üniversitelerini parçalayalım ufacık minicik içi dolu tefecik yeni üniversiteler yaratalım demişler ve öyle de yapmışlar.bunun anlamı bir taşla 2 değil 10 kuş vurmaktır.bu parlak fikir sayesinde hem açıkta kalan üniversite adaylarına "aha lan size okul " hem de az gelişmiş anadolu şehirlerindeki vatandaşlara "bakın işte şehrinizi moderneleştiriyoruz ayrıca gelen talebeler ekonominizi canlandıracak.sikin sikebildiğiniz kadar!" deme fırsatı elde etmiştir. e tabi bir şehri kalkındırmak için oraya fabrika açmaya ,yatırımcılar için cazip imkanlar sunmaya ne gerek var.aç bi üniversite gitsin.nasıl olsa güzelim ülkemde açıkta kalmış üniversitede okuma imkanı bulamayan sürüyle genç var.yani müşterisi çoktan hazır.tabi bu kadar da değil ayrıca o okullardaki gerek idari gerek akademik kadrolara kendi yandaşlarını doldurarak devlet içindeki örgütlenmelerini güçlendirmişlerdir.sonucunda ne mi olmuş ? ahbap çavuş ilişkileriyle elde edilen akademik ünvanlar ve bu ünvanları öğrencilerin üzerinde ego tatmini için kullanan türlü hödükler ortaya çıkmıştır.e bu durumdan amerikan filmlerindeki gibi okullarda okuyacağını sanan ve sonunda babayı alan öğrenciler dışında herkes memnundur.hükümet istediği oy potansiyelini yaratmış,gözü aç yurdum esnafı 1 lira olan malı öğrenciye 2 liraya satmış,anadolu halkı da "la şehrimiz ne kadar gelişti görüyonuz mu "diye övünme fırsatı bulmuştur.bitti mi? bitmedi.yıl 2006.yine kurnaz bir hükümet aynı amaçlarla aynı yöntemi uygulamaya çalıştı.önceleri "ık mık bunlar kadrolaşıyor" gibi cılız sesler yükselse de sikleyen olmadı ve aynı film tekrar izlendi.bu sefer o ufalanan üniversitelerin parçaları da ufalanarak 17 adet mini mini hatta mikro üniversitecikler yaratıldı.isimleri mi?koy götüne gitsin üniversitesi.ne fark eder. isim bahane kadrolaşma şahane.ha unutmadan tabi bu süreçte vakıf adı altındaki özel üniversiteleri de unutmamak gerekir.e tabi böyle büyük müşteri kitlesi olunca uyanık iş adamlarımız da bu pastadan pay almayı unutmadılar.yapılacaklar belliydi.önce bir vakıf kurulmalıydı zira tc de özel üniversite açılması kanunlar gereği imkansızdı.sonra merkezi bir semtte 5 katlı bir bina kiralanır. e bi de afili tabela hazırladın mı oldu bu iş.alın size nurtopu gibi bir üniversite daha.
inşallah ilerde zengin olurum da bir üniversite de ben açarım.ismi bile hazır...
(bkz: siktim öldü belediye gömdü üniversitesi)
yıl 1992.o zamanın kurnaz hükümeti "lan naapsak da oy toplasak "diye düşünürken akıllarına çok parlak bir fikir gelmiş.evet.büyük devlet üniversitelerini parçalayalım ufacık minicik içi dolu tefecik yeni üniversiteler yaratalım demişler ve öyle de yapmışlar.bunun anlamı bir taşla 2 değil 10 kuş vurmaktır.bu parlak fikir sayesinde hem açıkta kalan üniversite adaylarına "aha lan size okul " hem de az gelişmiş anadolu şehirlerindeki vatandaşlara "bakın işte şehrinizi moderneleştiriyoruz ayrıca gelen talebeler ekonominizi canlandıracak.sikin sikebildiğiniz kadar!" deme fırsatı elde etmiştir. e tabi bir şehri kalkındırmak için oraya fabrika açmaya ,yatırımcılar için cazip imkanlar sunmaya ne gerek var.aç bi üniversite gitsin.nasıl olsa güzelim ülkemde açıkta kalmış üniversitede okuma imkanı bulamayan sürüyle genç var.yani müşterisi çoktan hazır.tabi bu kadar da değil ayrıca o okullardaki gerek idari gerek akademik kadrolara kendi yandaşlarını doldurarak devlet içindeki örgütlenmelerini güçlendirmişlerdir.sonucunda ne mi olmuş ? ahbap çavuş ilişkileriyle elde edilen akademik ünvanlar ve bu ünvanları öğrencilerin üzerinde ego tatmini için kullanan türlü hödükler ortaya çıkmıştır.e bu durumdan amerikan filmlerindeki gibi okullarda okuyacağını sanan ve sonunda babayı alan öğrenciler dışında herkes memnundur.hükümet istediği oy potansiyelini yaratmış,gözü aç yurdum esnafı 1 lira olan malı öğrenciye 2 liraya satmış,anadolu halkı da "la şehrimiz ne kadar gelişti görüyonuz mu "diye övünme fırsatı bulmuştur.bitti mi? bitmedi.yıl 2006.yine kurnaz bir hükümet aynı amaçlarla aynı yöntemi uygulamaya çalıştı.önceleri "ık mık bunlar kadrolaşıyor" gibi cılız sesler yükselse de sikleyen olmadı ve aynı film tekrar izlendi.bu sefer o ufalanan üniversitelerin parçaları da ufalanarak 17 adet mini mini hatta mikro üniversitecikler yaratıldı.isimleri mi?koy götüne gitsin üniversitesi.ne fark eder. isim bahane kadrolaşma şahane.ha unutmadan tabi bu süreçte vakıf adı altındaki özel üniversiteleri de unutmamak gerekir.e tabi böyle büyük müşteri kitlesi olunca uyanık iş adamlarımız da bu pastadan pay almayı unutmadılar.yapılacaklar belliydi.önce bir vakıf kurulmalıydı zira tc de özel üniversite açılması kanunlar gereği imkansızdı.sonra merkezi bir semtte 5 katlı bir bina kiralanır. e bi de afili tabela hazırladın mı oldu bu iş.alın size nurtopu gibi bir üniversite daha.
inşallah ilerde zengin olurum da bir üniversite de ben açarım.ismi bile hazır...
(bkz: siktim öldü belediye gömdü üniversitesi)
çocukluk yıllarının vazgeçilmez eğlencesi.genelde okuldan kaçmanın temel bahanesidir.evdekilerin "ulan bu çocuk serseri olacak bari atari alalım da evde otursun"diyerek aldıkları kara kutu,game star , sega
ve benzeri hiçbir cihaz aynı hazzı vermez.osurukla karışık sigara kokusu,kirden kapkara olmuş joystickler,kazanma hırsı, aşırı küfürlü konuşmalar, ilk içilen sigaralar işte budur zevk veren yoksa dandik oyunların bir numarası yoktur.ha çocukluk yıllarının eğlencesi dediğime bakmayın yıllar sonra tekrar gittim hala aynı hazzı veriyor...
ve benzeri hiçbir cihaz aynı hazzı vermez.osurukla karışık sigara kokusu,kirden kapkara olmuş joystickler,kazanma hırsı, aşırı küfürlü konuşmalar, ilk içilen sigaralar işte budur zevk veren yoksa dandik oyunların bir numarası yoktur.ha çocukluk yıllarının eğlencesi dediğime bakmayın yıllar sonra tekrar gittim hala aynı hazzı veriyor...
doluyken öylesine cılız bi "hadi geç" sesi çıkaran cihaz boş akbili basar basmaz çirkefleşir hayvani sesiyle bütün bakışları üstünüze toplar.içinizden "oh amk fakir var diye bağırsaydın bari" dersiniz.allahtan artık şoförlerde akbil bulunuyor da milletten akbil dilenerek daha da ezilmiyoruz.
insanları mutlu etmek için elinden geleni yapan yufka yürekli jedimiz.
tv ye çıkan bir kız "ben humeyni yi çok seviyorum ayrıca burada özgürlüklerim kısıtlanıyor" dediği için içi parçalanmış kızcağızın iran a gidiş biletini almaya karar vermiş.hem de first class.ya ya öyledir işte bizim jedimiz.buradan kendisine seslenmek istiyorum.sayın jedim ben kendimi türkiye de özgür hissetmiyorum.ayrıca maldivler devlet başkanı mamun abdülkayyum a da gizliden bir hayranlığım var.hazır konu açılmışken beni de maldivler e göndersen çok büyük sevaba girersin valla.hadi be jedim kırma beni...
tv ye çıkan bir kız "ben humeyni yi çok seviyorum ayrıca burada özgürlüklerim kısıtlanıyor" dediği için içi parçalanmış kızcağızın iran a gidiş biletini almaya karar vermiş.hem de first class.ya ya öyledir işte bizim jedimiz.buradan kendisine seslenmek istiyorum.sayın jedim ben kendimi türkiye de özgür hissetmiyorum.ayrıca maldivler devlet başkanı mamun abdülkayyum a da gizliden bir hayranlığım var.hazır konu açılmışken beni de maldivler e göndersen çok büyük sevaba girersin valla.hadi be jedim kırma beni...
meslek yüksekokullarının teknik bölümlerinden mezun olanlara 2008 yılından itibaren işletme-iktisat bölümlerinin intibak sınıflarına dikey geçiş hakkı tanınmıştır.intibak sınıfında sorumlu oldukları derslerden(iktisada giriş,genel işletme,hukuka giriş ve genel muhasebe)başarılı olan öğrenciler 3. sınıfa kayıt olabilir.
önemli not:intibak sınıfında askerlik tecil işlemleri yapılmamaktadır.
önemli not:intibak sınıfında askerlik tecil işlemleri yapılmamaktadır.
bilgi sözlük başlığında ilginç iddiaların bulunduğu sözlük.tabi bu iddia sahiplerinin bir zamanlar burada yazan bilgiçler olduğunu da unutmamak gerekir...
edit:şefim bildiğin sözlük amk.yok benim canım eksi oy vermek istedi diyorsan buyur diğer entrylerime saldır ama bunun oylanacak bir yanı yok.
edit:şefim bildiğin sözlük amk.yok benim canım eksi oy vermek istedi diyorsan buyur diğer entrylerime saldır ama bunun oylanacak bir yanı yok.
izlemesi bile insana haz verir.insanlar genelde yağmur yağarken sanki asit yağıyormuş gibi saklanacak delik ararlar.halbuki bir fark etseler damlaların yüze çarparken verdiği huzuru,insanın içine işleyen ıslaklığın verdiği arınma hissini.bir de yağmur yağarken yüzmek var ki "işte yaşamak budur" dedirten,hayatın gerçekliğini ispatlayan küçük detaylardan biridir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?