confessions

cahnabal

- Yazar -

  1. toplam entry 16
  2. takipçi 1
  3. puan 6475

bilgiçlerin şiirleri

cahnabal
ketumluğumun gizil sandığında / dilbaz kadın çığlıkları
sessiz duracağım / denizler de ölür demiştin ya
inanacağım

...

deniz gümüşlenince gözlerinde gecenin
sevda dile geldi ağzında mızıkacıların
uzaktan bir gayda sesi çığıl çığıl
şişti ve söndü

sokağının kapısı maviye açılırdı bir zaman
ve papatyalar gölgesinde kokardı ellerimizin

-yamacında o tepenin gözlerin bir aralık karanlığa dalardı
sitemkar seslenirdin-

denize nazır kurulmuşsunuz toprağa
iri gövdeli iki çam
ay’a gümüş diyorsunuz
güneş’e altın
ne siz inanıyorsunuz bu yalana ne deniz

kimse susmasın diye dilinde kendine susardın
satılık öpüşler dokunduğunda tenine
dudaklarından başlardın ölmeye

salındığına bin pişman
hafif meşrep sandı bir karabatak
daldı çıktı sularına
bu denizden hayır yok

ay ışığından sürgün /on dört taze ışgın
kazınmıştı alnına
kimseler gitmesin derdin / ben giderim kendime

yaşamak ister her deniz
gözlerine gecenin gümüşlenmek
bileklerine günün
altın olup ışımak
hiç salınımsız durmak durmak

ah deniz olmak

bilgiçlerin şiirleri

cahnabal
uzak yakınlaşma

yürürlükten kalkmadı henüz
çocuk yaşta kadın olmak
ve her kadının içinden bir çocuk çalmak
...
gece vakitlerinde gel otur dizlerime
ansızın
sayfa sayfa çevirelim hayatı düşlerimize
yeni alınmış kitapların
okunmamış heyecanları gibi
çekilelim birbirimize sorgusuz

başım omzunun himayesinde dinlensin

bu ilk yüzleşme
dokun
dinsin canımın can çekişleri
iplk ucu yaşamlardan

bir insan neden yaşar nef(e)sini tüketerek

damla damla inerken saçlarımdan kan ter
alnındaki dudak izlerine birikti
kıpırtısızım
çatladığı toprağı çorak yüzüm
dudaklarını çek alnımdan
mevsimi geçmeden yağsın damarlarıma kan

ensemde nefesin kuru bozkır havası yüksek sancılardan esen

tren istasyonlarında tutulan akşam nöbetleri
kaçan trenin ardından savrulan bir kaç sayfalık kül
soğuk (r)ayların kucağına terkedilen çakıl taşları
çok uzaklarda bir kızın
ağzında alevlenen yeni yetme sözcüklerden arta kalan

yanında götür gözlerinde kalan yüzümü sana daha çok yakışır

soluk benizli çocuklar
kapalı kapılar ardında makamsız şarkılar söyler
uyku saatlerine
yangın yemiş yanında sokağın başıboş dualar salınır
yüzsüz köpekler saldırı hazırlığında
boynuma bulaşmış kan kokusuna

şimdi uyut yüreğini yarın elelrinde şehrime taş(ıy)acaksın
...
gelişine bir anlam veremedim
gidişine alışamadım
bekletme
aşkın kapı eşiğinde yaşayamıyorum

milli güvenlik dersi

cahnabal
dersi anlatmak için sınıfa gelen askeri, bir kişi merdivenlerin başında bekler ve geliyooooor! diye bağırırdı. tüm sınıf esas duruşa geçip asker selamı verirdi. anlayamadığım bunun o şahsa nasıl bir zevk verdiğiydi.

izmir konak ykm onu

cahnabal
konak’ta herkes tarafından görülmesi en olası koca bina. saat kulesi’ne çaprazdan bakan, kemeraltı’nın alt tarafında kalan, denize nazır bir buluşma mekanı. şahsım hiç bir buluşmayı orada gerçekleştirmemiştir. insanların yüzünde ve tavırlarında ki yegane ifade,
ohhh bee!yalnız değilmişimdir.
daha nice kavuşmalara ev sahipliği yapacağından hiç bir şüphem yoktur.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol