confessions

alchoburn

- Yazar -

  1. toplam entry 2129
  2. takipçi 1
  3. puan 69572

deniz ve mehtap

alchoburn
martı- olm bi kız vardı yanında n’oldu?
dario- abi bırak ya...zaten kafam bozuk...
deniz-ağlamış gibisin ne iş?
dario-abi, n’olsun işte..
mehtap-eheh...konuşsana olm..
dario-...abi biz işte böyle bi süre ayrı kalalım dedik...
martı-hadi lan bi süreymiş!! eheh olm biz gördük onu mehtapla,sahilde sarmaş dolaş bi elemanla
mehtap-eheh evet lan senden de yakışıklıydı valla
dario-ya bari dalga geçmeyin bak dalıcam şimdi
martı- hadi olm hadi sen daha olaya uyanamamışsın bi de bize horozlanıyorsun
dario-ya olm niye damarıma basıosunuz döverim lan hepinizi! şerefsizler!
rüzgar-abi gel yeaa bırak yeaa...gel düş önüme gidelim..
dario- abi duymuyo musun şerefsizler ya...bak hala gülüyolar...adiler..

yılbaşında taksim de yaşanan rezalet

alchoburn
yılmaz özdil’in yazısından:

"vurun kahpeye!


dinci iktidarındaki turizm ülkesinin "kültür başkenti"ni gördünüz değil mi?

avustralyalı kız, eczaneye sığındı.

litvanyalı kız, pastaneye.

alman kız, taksicilere.

polise sığınan olmadı...

çünkü polis, "pkk saldırmasın" diye, kızlara saldıranları koruyordu o sırada!

*

geçen sene...

bir rus kızı, otobüs durağının üstüne tırmanmıştı; ahtapot gibi uzanan, yılışık, arsız ellerden kurtulmak için... ayakkabısı çıkmıştı. çorabını çekiyorlardı aşağıdan... külotunu cep telefonuna kaydediyorlardı, o çığlık çığlığa yardım isterken.

bir önceki sene...

atv haber’deydim. hırvat kız, bizim kameramanlara sığınmıştı. kazağı duruyordu ama, sütyeni yırtılmıştı, sütyeni.

erkek arkadaşını yumruklamışlardı. söyleyemedik tabii, "bıçaklanmadığına şükredin" diye... "türkiye’yi unutmak istiyorum" demişti bize.

*

izledik televizyonlarda...

utanıyoruz.

televizyonlarda izlemediğimiz için "utanmadığımız" haberler vereyim size.

3’üncü sayfalardan.

*

tecavüz ederken yakalandı; tecavüz henüz gerçekleşmediği için "yarım kaldı" indirimi aldı.

tecavüz edip, kameraya alan kişi, "eski sevgilisi" olduğu için, indirim aldı.

"tecavüzde bağırmıyorsa, rıza göstermiş sayılır" indirimi yapıldı.

üvey kızına tecavüz eden baba, "kızın ruh sağlığı bozulmadığı için" indirim aldı.

ormanda saldıran, ama astım krizi geçirdiği için tecavüzü başaramayan sapık, "orası ıssız bir yer, isteseydi yapabilirdi" indirimi aldı.

tecavüz edip, hamile bıraktı; "zaten bakire değildi" indirimi aldı.

tanımadığı birine saati soran eşini öldürdü, "cilve yaptı" indirimi aldı.

"kot giyiyordu" indirimi aldı.

"piercing takıyordu" indirimi aldı.

"tayt giymişti" indirimi aldı.

çantasında doğum kontrol hapı buldu, öldürdü, "tahrik" indirimi aldı.

kadın programında "babam bana tecavüz etti" diyen kızını öldürdü, "babasını kamuoyunda rezil etti" indirimi verildi.

mahkemeye takım elbiseyle gelen tecavüzcüye "iyi hal" indirimi yapıldı.

*

ya yılbaşı rezaleti?

salyalarıyla sırıtarak kızlara saldıranlar, 57’şer lira ödeyip, çıktı. aramızdalar...

otobüste. vapurda. tenhada.

*

kadın olmak zor bu ülkede.

"başı açıksa" daha zor.

potansiyel namussuzsun!

"örtün, kurtul" psikolojisi, giderek daha fazla hákim oluyor atmosfere...

kadına yönelik suçlarda ceza indirimi yapılması, ses çıkarılmaması, göz yumulması, hatta bırakılması, ondan.

*

taksim’e dönersek...

bakıyorum o güruha...

terör örgütü "bomba koymasın" diye o kadar çaba harcamasa mıydık acaba?

ölü sayısı çok olurdu ama...

"kaybımız" pek olmazdı galiba."

14 nisan 2007 cumhuriyet mitingi

alchoburn
sözlükteki arkadaşlara yılmaz özdil’in okur mektuplarından oluşan yazısını aktarmak isterim...

-------------

"finike’de yaşıyorum, sağlık sorunlarım nedeniyle gidemiyorum, yol masraflarını karşılayarak bir genç arkadaşımı gönderiyorum, ergun", "mitingi yazanlar parmakla gösterilecek kadar az, mitinge katılacak olanlar hesap makinesiyle sayılamayacak kadar çok... herkes görecek, altan", "ne mutlu ankara’da olabilene... reşit", "hayır demeye gidiyoruz, metin", "bafra’dan yola çıkıyoruz, arda", "shangai’dayım, kalbim orada, hamit", "gelemeyeceğim ama bayrağımı astım, gülgün", "tandoğan’dayım, bora", "85 yaşındaki babamız ve küçük torun hariç, ailemizin tamamı ankara’da olacak, sevgi ve dua ile, kenter", "basının objektiflerine gerek kalmayacak, hafızalarda basılacak deklanşöre... izmir’in bayrak dolu balkonlarını görmenizi isterdim, senem", "iki yaşındaki kızımı anneme bırakıp, gidiyoruz. büyüyünce cumhuriyet onurunu yaşayabilsin diye, arzu", " antalya geliyor... ben de eşimle birlikte otobüsle yola çıkıyorum, sedat" , "almanya’dayım. yüksek lisans için geldim. çaresizim. size yurttaki odamda çekilmiş, bayraklı fotoğrafımı gönderiyorum. ricam, bu fotoğrafı yazıcıdan çıkartıp, ankara’ya giden birisine vermeniz... bu sayede kendimi orada bulunmuş sayabilirim, göksel", "ailece oradayız, berrin", "ali kemaller 1919’da da istanbul’da yazıyordu, o zaman da ankara’ya gelemiyorlardı, ihsan", "ailem bodrum’dan geliyor, 11 saat, yola çıktılar bile, burak", "eşimle birlikte, bayraklarımızı aldık, istanbul’dan yola çıkıyoruz. evimizi de bayraklarla donattık. inşallah bu miting istanbul’da da yapılır, gülsüm", "6 yaşındaki oğlumla orada olacağım, filiz", "otobüsle gidiyoruz, birlikte yola çıktığımız insanların çoğunu tanımıyorum ama, atatürk sevgisi hepimizi dost yapıyor. sesimiz duyulsun istiyoruz, özge", "öyle bir lider düşünün ki, bizi hâlâ atatürk örgütleyebiliyor, ceylan", "ben 52, eşim 47 yaşında, ilk defa bir mitinge katılıyoruz. memleketin sahipsiz olmadığını göstermek istiyoruz, atilla", "ben de, şeker hastası babamla gidiyorum. bol bol fotoğraf çekeceğim. hem internette yayınlayacağım, hem de mitingi yazmayan gazetecilere göndereceğim, bedra", "eşimle birlikte oradayım. bu kalp son atımına kadar ata’nın emrinde, haluk", "iletişim öğrencisiyim, arkadaşlarımla birlikte trenle gidiyoruz. meslek büyüklerimiz utansın, barbaros", "zürih üniversitesi’ndeyim, ben sınavda, yüreğim tandoğan’da, altan", "mitinge gelemeyen bayrak assın, irem", "balıkesir’den 3 vagon, 10 otobüsle yola çıkıyoruz. çılgın türkler pankartı görürsen, o biziz, metin", "akın var ata’ya akın, ankara’yı zaptedeceğiz, kemal", "dedikleri gibi, anamı da alıp, ankara’ya gidiyorum, özlem", "60 yaşındaki babam, emekli arkadaşlarıyla ekip kurdu, biletlerini aldılar, yola çıkıyorlar, kevser", "15 günlük bebeği olan anneyim, gidemiyorum. eşim gidiyor. kızımla birlikte babamızı gururla seyredeceğiz, serpil", "milletin andıçını görecekler, umut", "arabam 8 kişilik, o kadar arkadaş gidiyoruz izmir’den, önder", "tutuştular, koray", "burasının irak olmadığını göstermek için yürüyeceğiz. kimsenin arkasından değil, omuz omuza yürüyeceğiz, gökçen ", "hepimiz mustafa kemaliz, necibe", "basının yazmadığı haberi, millet yazacak, meltem ", "babam iş seyahatinden geceyarısı 3 gibi geliyor, 5’te ailece yola çıkıyoruz, efe", "hayatımda almadığım kadar mesaj aldım, hayatımda atmadığım kadar mesaj attım. meğer herkes bugünü bekliyormuş, senem", "birliğimiz, dirliğimiz, çocuklarımız için gidiyoruz, serdar", "2 yaşındaki kızım, 9 yaşındaki oğlum, 82 yaşındaki babaannem, 80 yaşındaki anneannem, eşim, annem, babam, ben... allah bu milleti seviyor, oradayız, ibrahim", "60 yaşını geçen annem, 35 yıl sonra meydanlara iniyor, 68 kuşağı da orada olacak, kerem."

buraya bu kadarı sığdı.
tandoğan’a sığmayacağı kesin.

kuraklıgin sebebi ahmet necdet sezer

alchoburn
bidon kafa...


şaril şarıl bedava su varken, baraj yapacağına, dünyanın en uzun borusunu döşeyip, taaa rusyalardan en pahalı gazı getiriyor...

depo yok.

depo var...

su yok.

suyu bulsa...

boru yok.

boru döşese, o döşeyene kadar zaten su kuruyor.

*

yani darılmayın ama, hakikaten allah cezanızı versin be kardeşim.

*

bakıyorum televizyonlara...

şöhret olmuşsun yahu!

bbc, cnn hep seni gösteriyor.

akmayan çeşme başında, elindeki boş bidonu kameraya sallayarak, "elim kırılsaydı" diye bağırıyorsun.

*

hiç bağırma.

senin paranla sana köfte ekmek ısmarladılar, hizmet sandın... sudan ucuz senin oyun.

hiç bağırma.

*

düşün şöyle bir...

maazallah chp-mhp iktidar olsaydı, ne diyeceklerdi?

"uğursuz bunlar..."

"bereketsizler..."

"geldiler, kuruttular..."

demeyecekler miydi?

diyeceklerdi.

sen de kafanı emme basma tulumba gibi sallayarak, "he valla" demeyecek miydin?

diyecektin.

hatta, şu anda tek satır bile susuzluktan bahsetmeyen liboşları, satılık kalemleri okuyup okuyup, "şerefsiz bu laikler" demeyecek miydin öfkeyle?

diyecektin.

hiç bağırma.

*

bak şimdi sen, çoluk çocuk kokarcaya döndün, afrikalılar gibi fellik fellik yıkanacak dere arıyorsun...

senin sırtından koltuk sahibi olanlar, borsa vurgunu yapanlar, ihale kapanlar, dolar-faiz volisi vuranlar ise, perrier’le san pellegrino’yla jakuzide banyo yapıyor, köpük köpük.

*

reina’da sular kesik mi sanıyorsun, a benim bidon kafalım?

*

şimdi iyi dinle...

yap elini yumruk.

şeytan kulağına kurşun der gibi vur bakayım kafana iki defa...

ne duydun?

"donk donk" di mi?

*

sen önce onu doldur.

su kolay.


tesettürlü kızların isyanı

alchoburn
temelde hedef alınan şeyin, ulusun ortak karakteri olduğunu açıkça görebiliyoruz alında bu haberde...

aydın doğan’lar, fethullah kuklaları, david lynch’in fox’u ve sokakta yürüyen her kadını fahişe gibi gösteren reklamcıklardan sonra bu belki doğal sonuç artık...artık haberlere de bu yansıyor, köşe bucak sarıyor etrafı. sinsice başlayan eylem, gün yüzüne çıkıyor şimdi.

1960’larda bu ülkede ne türban ne din meselesi hakimdi. bu meseleler para yeme meraklısı mandacıların elinde yoğurula yoğurula bu hale geldi...en sonunda artık, birbirimizin yaptıklarınhoşgörüsü olmayan bir toplum olduk çıktık. hırsız’ın adı hırsız bile değil, iyi ki yürütmüş oluyor; katil’in adı katil değil, vatan evladı sayılıyor resimler çektiriyor bir kesim onlara özeniyor...

off of diyebiliyorum, neyse. sadece, başı açık olduğu için suçlanması değil önemli olan. saldırı değer yargılarına artık, toplumun birleşmesini engelleyecek son değerlere...

uslu bir çocuk olursanız, başardıklarını bile görebilirsiniz.

gerzek sevgili diyalogları

alchoburn
-beni seviyo musun?
-tabii..öhöm elbette...
-peki yüz kilo olsam sever miydin beni gene?
-e tabii kızım iç güzellik yani (ne diyorum lan ben)
-peki böyle paçoz görünsem...gene sever miydin?
-e yani...seviyorum seni görüntün önemli değil..
-peki böyle kaza geçirsem aklımı yitirsem?
-e tabii bakardım sana hatta(kaza geçirmene gerek yok gerçi)
-peki ...

berberlerin durmadan kola sürtünmesi

alchoburn
-(lan?)
-abi favorileri kısaltiym mi?
-(yok ya yok deydirmiyo) yok böyle iyi...
-yanaklara ip çekelim mi?
-(lan bak gene..) yok istemez makinayla al yeter.
-tamamdır abi..
-(yah bana mı öyle geliyor seks objesi mi olduk)
-jöle sürüyorum?
-yok sürme kalkıcam fenalık geldi(allah bilir jöleyi neden yapıyor sapık herif..)
-tamam abi borç 8 milyon
-(oh bi de üstüne para aldı) buyur
-eyvallah abi
-bereket versin(cenabet herif)

sperm

alchoburn
prof. - bildiğiniz üzere sperm besi maddesi olarak bol miktarda glikoz içermektedir
kız öğrenci - hocam glikoz şeker değil mi?
prof - evet?
kız öğrenci - peki sperm’in tadı niye öyle değil?

önce derin sessizlik,ardından kopan kahkahaların arasında kızaran kızın amfinden dışarı çıkışı...o esnada hocaın izahati,
-tabii dilde tatlı maddeleri algılayan papiller ön kısımda bulunur

piksel piksel anadolu

alchoburn
bu haftaki bölümüyle de koparmıştır bizi:

"saniye teyze açıp kapatıyor bilgisayarı... beklerken himmet dayı ’ daha da fenasını anlatayım" diyor."bizim muhtarın kaynı alamanya’ya gitmişti...bir gün bize bir email gönderdi ’bunu 20 kşiye gönderin’ diye bitiyor. orası alamanya ama burada yok ki 20 tane email. ankrara’ya yazdık ’aman bize acil 20 email lazım. yoksa işiniz rast gitmez’ diye. iki ay sonra yirmi kişi gönderdiler. bize dabaha kadar sopa çektiler. beklenmeyen bir hata ile karşılaşmıştık ama olgunlaştık."

küresel ısınma

alchoburn
asıl önlem alınması gereken safha geçeli çok olmasına rağmen,ancak korku maşası haline getirilmiş felaket tetikleyicisi.

20. yüzyıl süresince artan endüstriyel faaliyetler sonucu artık geri dönülemez noktada olduunuzu sevgiyle belirtmek isterim. elbette haberi yapıldığı gibi bir anda hissetmeyeceksiniz; zamanla azalacak sularınız ve yaşaycak alanlarınız.

abartıldığı şudur ki, çevre felaketi falan yoktur ortada; asıl kıyamet insanoğlu ve medeniyet içindir. yoksa doğa dediğiniz, dünya dediğiniz şey zaten bu olayı 50 - 60 bin yılda bir yaşıyor. biz sadece buzul çağına giriş yolunu kısalttık yaptığımız her harekette o kadar.

doğa yüz bin yıl fişini çeker,sonra yeni canlıları ortaya çıkarır. olan insanlığa olacaktır sadece. bağırmanızın pek bir faydası olacağını sanmıyorum sevgili basın yayın organları ve güzide insanlık...ama çok istiyorsanız yaygara koparmak serbest tabii.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol