2026 sonya

kardeşime annem tarafından yazdırılan mesaj:
"abla, annem diyor ki gelirken maya ve süt alacakmışsın, du bi dakka almayacakmıssın varmıs dolapta"

(bkz: #667216 )

... vicdan ...

nurgül yeşilçay, murat han ve tülin özen’in oynadığı sinema filmi. yönetmen erden kıral. vizyona yeni girdi biz de izleme gafletinde bulunduk.
bu kadar kopuk, basit bir hikaye ve film olamaz. konu daha berbat işlenemezdi, anlamak için epey çaba sarf etmek gerekiyor. nurgül yesilcay hep bildiginiz gibi; her rolü aynı mimikler ve bakislarla oynuyor. murat han’ı kiremit fb.sında üstü çıplak çektiklerinde eminim ki cok seksi bir görüntü elde ettiklerini düsünmüslerdir, zira belinde simit seklinde yağları kimse dikkate almamis. aydanur ve songül’ün arkadasliklari sanki lezbiyenmis havasında verilmis ama tek bir karede bile carpik bir iliski söz konusu degil.
mahmut görüp görebileceginiz en kazma adam.
bir bakis ve ayni bakisin akabinde bir repligi var ki; izleyenler hemen anlayacaktir hangi sahneden bahsettiğimi.

amaaann! kisacasi gitmeyi düsünüyorsanız paranıza yazık derim, baska da bisi demem...

beni ne zamandan beri tanıyorsun? 1 yıl mı? hakkımda bir yılda neler öğrendin? göz rengim, ses tonum, yaşım, mesleğim, hangi müziği dinlediğim, doğum yerim… bunları mı? 10 yıldır mı tanıyorsun beni? tüm bunlara ilave olarak, hangi olaylar karşısında ne tepki verdiğimi, hangi filmleri sevdiğimi, hangi konuları konuşmaktan hoşlanmadığımı, nelerden korktuğumu, neleri hayal ettiğimi mi?
20 yıldır tanıyor olsan ne bilirdin hakkımda? uzun bir makale yazabilir miydin benimle ilgili? televizyonda bir program izlerken, “şimdi o da mutlaka bunu izliyordur” diyebilir miydin? kitapçıda bir roman görsen, “kesin okumuştur” diye bir tahminde bulunabilir miydin? kalbimin nasıl kırılacağını, gönlümün nasıl alınacağını bilir miydin? maksimum kaç gün küs durabileceğim konusunda her söylediğini tutturabilir miydin?
oysa ben kendimi yaklaşık 30 yıldır tanıyorum...

peki beni tanıdığıma memnun oldum mu?
bu da kafamdaki onlarca cevapsız sorudan biri işte, cevabım yok!

belki bir 30 sene sonra bu soruya cevap verebileceğim, kimbilir?

peki ya sen ;

beni tanıdığına memnun oldun mu?

(bkz: sıctı cafer bez getir)

insan ilişkilerinde "para" çok hassas bir konudur. o nedenle mümkün mertebe kimseyle borc alışverişine girmemekte fayda görüyorum ... hele de sevgiliyle ...

bu burcun kadınıyla birlikte olan bir erkek tutkuyla bağlanır ve resmen lanetlenir ...burclar aleminin en "dişi"si olan bu kadınlara kapılanlar icin artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır!

namus denilen zıkkım ne bacak arasında ne makyajda ne de açılan et parçasındadır. ancak insanoglunun namus kavramı bu oldukca daha cok töre cinayetleri, kıskanclık cinayetleri, boşanmalar, bakire kız arayışları -ki diktiren diktirene sadece kendinizi kandırıyorsunuz bakire biriyle evlendiğinizi zannederek- bitmeyecektir... eski zamanlarda annelerimiz tabiri caizse kıclarının tepesinde etekler apartman topuk ayakkabılar giyiyorlarmış; peki mini etek giyen kadını düzülecek kadın olarak gören zihniyet bunu düşündün mü hiç?

namus denilen zıkkım kafadadır, beyindedir... insanın etiği, ahlaki değer yargısı falan yoksa burkanın arkasından baksa ne fayda ...

ayrılıktır ...
yanılgıdır ...
can acısıdır ...
can havlidir ...

ama hayat devam etmektedir...
ne denli yoğun olursa olsun, o an ne kadar onulmaz gibi görünürse görünsün, geçer. hatırlamak istedikleri kendi tercihi olmalıdır insanın. güzel şeyleri hatırlamak, yitirilmiş aşka küçümseyen gözlerle bakmamak, yaşananları her seyiyle kabullenmek gerekir.

yeniden aşık olmakı tecrübe ettiği birinin sıcacık ellerini tutup, çok acıtılmış yerlerinin üstüne bastırır ve derin bir nefes alarak "hayır" der, "yaşıyorum"...

sevgilinin koynundan düşüp, sevginin yamacından yuvarlanırken kendi küllerinden doğan bir kucak kavrayıverir onu havada. süzülmeyi seçmek ...
en yüksekte tutunmayı bırakmayı seçmek ...
ya da bırakılmak ...

artık acıtmaz.

kendini bilen kız’dır.

boyuneğmez ...
asi ...
seksi ...
şeytan ...

erkek için tehlikeli kadın modelidir ...
uzak durun diyeceğim ama asla uzağında kalamayacağınız kadındır.

sabah uyandığında, makyajsızken, hastayken, huysuzken, mutsuzken vs vs... hallerinde güzel geliyorsa göze; dış güzelligini ruhunun güzelliği, zekası ile de pekistirmisse
işte o kadın gercekten güzeldir.

yoksa "makyaj güzeli" çoooook !...

kimler var bölümünde nickini gördügümde beni gülümsettigi icin "hosgeldin" demek istedigim 4. nesil bilgic adayı...

hosgeldin !..

- bu ilişki nereye gidiyor?
= arkadaşlarıyla maçı varmış bey
- hiç evde durduğu yok ki zaten ...

"seçilirsem eğer chp ile de uyum içerisinde olmak istiyorum" dediğini an itibariyle tv’deki röp.ünün kj sinde okuduğum kişi ...

evet de!
butun marifetlerimi gostereyim sana
gor, bir kilo raki nasil icilirmis
nasil siir yazilirmis ac karnina
nasil yasanirmis
nasil sevisilirmis
ogren
sana bin yil yasatayim bir gunde
once evet de umitleneyim
istersen sonra hayir de ...

dogum günümde cok cok deger verdigim biri tarafından 1 ay icinde bitirmem dikte edilerek hediye edilmis tugla gibi bir kitap ...

"hediye degil çekilecek çile, dogdugum güne lanet olsun" diye homurdanarak okumaya başladığım; ama o da ne?! her sayfada daha da müptelası olduğum ve dikte edilen süreyi 10 gün aşarak bitirebildiğim hayata bakış açımı degistiren essiz eser ... vicdanın aynası!..

okunmadıysa okunmalı, hatta okunduysa bile tekrar okunmalı ...

siktirname bi nevi ....

her an farklı şeylere yüklediğimiz anlam bence!

bugün hayatın anlamı onun simsiyah gözleriyken, 3 gün sonra bir bebeğin kokusu, 5 gün sonra tutkulu bir sevişme, 10 gün sonra iskeleden muhteşem bir denize atlayıp serinlemek olabiliyor...

bir avuç gs li hadsiz’in chelsea yı karsilamak üzere havaalanina gitmesi üzerine fb’nin kazanmasını daha da yürekten istediğim maç olacaktır ...