cape horn

oy kullandığınıza dair damgalanmamıza yarayan bir cinsi de mevcuttur bu meretin. bu versiyonunun leş kokusundan hint kınası karışımı gibi bir şey olduğu anlaşılabilmektedir. derinizdeki lekeyi aseton ve el kremi vasıtasıyla, bir pamuk yardımıyla azaltabilirsiniz. tırnaktakinin çıkarılabilmesi konusunda ise umutsuzluğum artış göstermektedir.

türkiye genelinde sadece izmir’den chp ve içel’den mhp’nin galip çıkacak gibi göründüğü seçimdir
çiftçisine ’ananı da al git’ diyen, şehitlerine ’kelle’ diyen, şehit analarına utanmadan ’askerlik yan gelip yatma yeri değildir’ diyen, telekom-tüpraş-petkim gibi stratejik ehemmiyeti olan kurumların el altından yabancılara satılmasına ön ayak olan bir insan bir seçimden daha galip ayrılmaktadır. ülkem insanlarına helal olsundur.

doğum günün kutlu olsun güzin abla. nice mutlu senelere...

korku filmlerini korkmaya hazır bir vaziyette izleyen şahsiyettir. daha filmin başında isimlerin geçtiği yerlerde rahatsızığımı gidermek adına kolumu oynatmış ve akabinde kendisini tavandan toplamışımdır.

13 nisan 2007 tarihi itibarı ile pyramaze adlı danimarkalı bir progressive metal grubununda tekrar müzik yapmaya başlamış muhteşem sesli vokaldir.

ham petrol ve kimyasal tip tankerlere sahip olan ve işleten bir denizcilik firmasıdır.

(bkz: ihsan kalkavan)

sabaha karşı polislerin yanına gidip ’biz toplum huzurunu bozuyoruz, bizi tutuklayın’ diye uzunca bir süre ısrar etmek.

sarhoşken deniz kenarında olmak
izmirin denizini temiz görmeye alışık olmayan bünye, deniz kıyısındaki kayaların tepesinden ’aaa deniz çekilmiş’ nidalarıyla denize atlayıp, akabinde yurda giriş saatinin geçmiş olması sebebiyle sabaha kadar ıslak papuçlar ve pantolonla kışın soğuğunda beklemek zorunda kalıp aylarca hastalıkla uğraşabiliyor.

kendisiyle ilgili bilgiye aşağıdaki linkten ulaşılabilir;

http://en.wikipedia.org/wiki/nina_hagen

1996 çıkışlı theatre of tragedy albümüdür. grubun en sevilen şarkılarından biri olan venus de bu albümde bulunmaktadır.

sabah uyanılır, uyku sersemi bakılır denize çengelköy sırtlarından, yeşilliği tanıdık gelir, askeri lisenin tepesindeki bayrağa kayar gözler istem dışı. tanıdıktır esintinin yönü. hayal kırıklığı.
lodos; yalnızlığı ve özlemleri algılamanın zamanı. dışarı çıkmalı, görmeli hayatı ve tanımalı kendini. denize doğru irtifa düştükçe hayatı hatırlamalı ve unutmalı yalnızlığını, ağaç kokusu yerini yavaş yavaş denizin güneybatıdan gelen kokusuna bırakırken. kendini kandırmaya çalışmalı; bile bile yeşilin ona yalnızlığını hatırlatacağını, kendini bulmaya çalışmalı.
yalnızlığını unutmaya çalışmalı lodosun kıyıya vurduğu çöplerin arasında, balık tutanlara ’rastgele’ demeli, onlardan gelen tebessümle mutlu olmalı.
ah lodos; çelişkilerin esintisi, mutlu-mutsuz, tenha-kalabalık, kendi hayatın-onların hayatları, yeşil-mavi... kendini çelişkilerinden kurtarmaya çalışan hırçın ve yeşil deniz; hayat ve çelişkilerinden çelişkilere tutunarak kurtulmaya çalışan insanlar. deniz ve onun yeşili.

jay jay johanson un antenna albümündeki güzel şarkılardan birisidir. müzik yok denecek kadar azdır. ritimlerine uyum sağlar insan kalbi, yeni kararlar almaya vesile olabilen bir şarkıdır. .

sözleri;

tomorrow
i will try to be more positive
all the troubles
that’s been hurting me
hopefully be gone

tomorrow
you consider coming back to me
it will honestly be nice to see
hope it won’t be long

and i just can’t wait
for the turn of my fate
come on, let’s celebrate
cause it’s gonna be great
oh i wish you were already here

tomorrow
i will write a letter to my friends
i will tell them i’ve been missing them
specially when i’m low

tomorrow
i will make a phone call to my mum
and i promise i will be back home
very soon to you

and i just can’t wait
for the turn of my fate
come on let’s celebrate
cause it’s gonna be great
oh i wish you were already here

tomorrow
i will try to be more positive
all the troubles
that’s been hurting
will hopefully be gone

and i just can’t wait
for the turn of my fate
come on let’s celebrate
cause it’s gonna be great
oh i wish you were already here

tomorrow
you consider coming back to me
it will honestly be nice to see
hope it won’t be long

- duydun mu? sultans of the dance diye bir gösteri grubu çıkmış, muhteşemler, onları sahnede canlı görebilmeyi çok isterdim.
+ işte senin sorunun burada başlıyor. neden bu kadar küçük düşünüyorsun? ben orada dans edebilmek isterdim.

sonuç: istediğini başaran bir arkadaş ve istediği şeylerle ilgili büyük düşünmeye çalışan ve eline yüzüne bulaştıran bir insan.

"o yıllarda şimdiki kadar rock - metal dinleyen insanlar çok çok azdı. öyle 14 - 15 kişi bir araya gelip beraber müzik dinlerdik, müzik yapmaya çalışırdık genellikle. bakırköy tayfası, avcılar tayfası gibi kodlamalar vardı. üstümüze o zamana göre çok ters sayılacak şeyler giyerdik; bilekliklerimizi kendimiz hazırlardık mercan’dan piramitler alıp. çok laf yedik, tepki çektik. öyle bir dönemdi, hatta kolsuz tişört giymenin bile homoseksüellik sayıldığı yıllardı. sonra rambo çıktı da insanlar alıştılar buna. 80’ler güzeldi ama türkiye için zor yıllardı. dünyada da heavy metal’in sıçrama yaptığı, enstrümanların kalitesinin arttığı heavy metalin en güzel günlerini yaşadığı dönemlerdi. türkiye’de, darbe sonrası yasakların olduğu, insanlara yapılan baskıların getirmiş olduğu stres ve zorlukları yaşadık bizler. öyle bir nesil olarak yetiştik...

ilk konserimizi moda’da verdik bir düğün salonunda. o zamanlar eski vitamin grubunun solisti gökhan vardı (allah rahmet eylesin, trafik kazasında öldü.) işte, onun vokal yaptığı şu an ismini hatırlayamadığım ac/dc tarzında türkçe sözlü müzik yapan bir gruba konuk olduk. 5 parça çalıp inecektik ama biz daha 5. parçaya gelemeden birden her şey yıkıldı salonda. sandalyeler, masalar, her şey kırıldı. türkiye’de verilen ilk speed metal konseriydi ve yaklaşık 150 - 200 kişi koskoca düğün salonunu yıkmıştı. daha sonra düğün salonun sahibi geldi "ne oluyor" filan dedi. yine biz ödemek zorunda kaldık kırılanların masraflarını..."

cenk ünnü

kaynak:http://tr.wikipedia.org/wiki/pentagram

sepulturk
pentagram a saygı kuşağında yayında... şarkılar güzel, bekleriz efendim

erkeklerden yediği kazıkları unutamayan bayanların muhtemel sözüdür.

şefkate ihtiyacı varmış gibi görünmek isteyen erkeğin hareket tarzı da olabilir. zira bayanlar acı çeken ve yardıma ihtiyaç hisseden erkeklerden haz ederler. kısacası bayanların bir çoğunu etkilemek için birebirdir.

sepulturk burada;
herkesi bekliyoruz, yayın süper

bir bayana olduğu gibi aşık olup daha sonra onların hamurlarını kendilerine göre yoğurmaya çalışıp hatun kişinin hayatını mahveden, hatun kişi istedikleri kıvama geldiğinde ise sıkılıp çekip giden ya da aldatan, heyecanı başka yerlerde arayan bireylerdir. tabi unutmamak lazımdır ki; bütün genellemeler yanlıştır

gemiye yeni katılan bireylerin olaylara müdahale etmesi sonucunda geminin eski personelinin kullandığı bir deyimdir. bu cümleye genellikle stajerlerin maruz kaldığı görülmüştür.