sonsemskan

emre aydın’ın sıkı bir sözlük yazarı olduğunu belgeleyen sözlerdir.

yeni açılan bir sözlük sitesi daha. default temaları gayet hoş duruyor. bir günde açılan başlık sayıları yeni açılan bir sözlük için gayet iyi durumda.

http://www.sonsozluk.com

tuzluk dergisinin geçmiş sayılarını kontrol ettiğimde bilgi sözlük’ün içerisinde bir çok academisable muharrir barındırdığı fikrini edindim. sadece günlük açılan başlık sayısında bir problem var sanırım. lakin jack welch’e göre kaliteyi verimlilik izler. ilgiyle takipteyiz efendim...

yeni reklamlarında ki abstraksiyon güçleri ile dikkat çeken gsm operatörü. yaratıcı ve akılda kalıcı...

sözlük mefhumunu kavramış yazarlardan oluştuğunu düşündüğüm lakin online yazar sayısı ve açılan başlık sayısı konusunda öteki klonlara pek bir üstünlük sağlayamamış interaktif sanal bir sözlük.

mevhum ile sıkça karıştırılan kelimedir.

(bkz: türban şoray)

soğudum senden deyiminin hard versiyonu. aldatma temayülüne sahip kişi söylemi.

müsteşar kemal bey’in eşi. emekli olan kocasının her gün yeni bir işe girmesini şikayet amaçlı haluk’ların evine gelirdi. rahmetle anıyoruz.

bu yarışma varken çarkıfelek denen zikindirik bi yarışma daha vardı ve reytingi çarkıfelek alırken bu zavallımda öyle kendi halinde takılırdı. lakin kime sorsan çarkıfelekten nefret ediyorum "bir kelime bir işlem"e bayılıyorum derdi. bu ne yaman çelişkidir diye yıllarca düşünmüşlüğüm vardır.

ilhan irem’le mehmet ali erbil gibiler sanırım. ilhan irem’i herkes sever ama kimse dinlemez. mehmet ali’yi kimse sevmez ama herkes izler...

(bkz: fuckerhaneme hoşgeldiniz)

(bkz: bana moderasyonu bağlayın)

sonsemskan, aslında son şemski değilmiş...

ekşi sözlük yazar alımlarını açtıktan sonra herkesin içine düştüğü ruh halidir.

saw’ı türk film şirketlerinin çekmesi ve başrollerinde tanıdığımız simalara, tanıdığımız isimlere yer vermesi ortaya garip diyalogların oluşmasına sebebiyet verecektir.

- hello coşkun! i want to play a game with you...
+ ya bi siktir git...ne diyon, türkçe konuş ziktirtme tahtanı..
- "oyun oynamak istiyorum" dedim salak herif !!!
+ ne oyunu lan palyaço, koskoca adamsın taktığın maskeye bak..hay yarabbi ya resullallah!
- senelerce tecavüzcülük yaptın.insanların hayatıyla oynadın...şimdi sıra sende...
+ bi siktir git, sana da tecavüz edecem şimdi, sonra adımız oğlancıya çıkacak!
- yanda ki oda var ya...
+ eee nolmuş ona?
- odanın içinde tam olarak 1000 tane hatun seni bekliyor, alayını 60 saniyede zikersen serbest kalacaksın...yoksa zikinin ucuna yerleştirdiğim bomba patlayacak ve cinsiyet değiştirmek zorunda kalacaksın...
+ aç lan kapıyı onları zikip, üstüne de seni zikmezsem bana da coşkun demesinler...
- oyun başlasın!
+ ahhh..ohhh...yeahh...372...az kaldı..ahh...ufff...690...testereyi götüne sokmaya geliyorum...780...
-harbi zikiyo lan bu...kaçsak iyi olacak...ama bu iş burada bitmedi coşkun...

yazarlığının uçurulmamasına nedendir bilinmez ama çok sevinmiş bir ayağı çukurda, aşk acısıyla yanıp tutuşan bir yazar, hemi de 3. nesilmiş, onuda az önce öğrendik, aynı zamanda bilgi sözlüğe vakit ayırmayı düşünen bol bol yazmak isteyen kişidir.

bünyesinde çok kaliteli yazarları barındıran bir sözlük.

mehdar, araftayananmum, yenibena, lyon ve hiperstatik takip edilesi yazarlarıdır...

çocukken (90’lı yıllar) sabahın köründe atari salonunu sahibiyle beraber açardık.zaten tek jetonluk parayı zar zor bulurdum işte bu yoksunluk beni farklı çözüm yolları bulmaya itmiştir.jetonu en iyi şekilde değerlendirmek ve atari salonun içinde daha uzun sure kalmak için bir çok tespitim olmuştur:
1. makineye tel sokma diye bir olay vardır.bu işlem kontrolün az olduğu saatlerde yapılır. makineye, ucu parmak vasıtası ile eğilmiş bir tel sokulur ve jetonun geçerken değdiği tele değdirilir bu şekilde istenilen sayıda kredi yüklenir.bu madde çok tehlikelidir çünkü atarici abi her an hortumla dalabilir.bir de çok enteresan bir kampanya vardır. tel sokanı yakalayana 50 jeton gibi bir ödül verilme olayı…her an arkanızda, sağınızda, solunuzda bir ajan olabilir. yakalanırsanız sonuc malum sırtınızda sopa kırılması kaçınılmazdır yada o makinaya soktuğunuz kıvrık tel dötünüze sokulur.açıkçası, abi ben makinanın orasına mı sokmuştum gibi yalvarır tarzda da konuşmanında bir etkisi yoktur.atarici abi sinekten serttir…
2. jetona herhangi bir yerinden delik açılır ve iple bağlanır.bu şekilde makinenin içine sarkıtılan jeton tekrar tekrar kullanılabilir.aslında bu şekilde oynamanın tadı bir başkadır.bir yandan yakalanma korkusu, bir yandan oyundan aldığınız haz…gerçekten müthiş bir duygu… (bkz: orjinal bir türk icadı)
3. bilmeyenler için şu açıklamayı yapayım öncelikle:
makinelerin jeton atma yerinde iki adet delik vardır.deliklerden biri jetonun atılacağı delik. öteki delik ise jeton takıldığında üzerinde bir düğmesi olan ve basılınca jetonun geri geldiği deliktir.neyse gelelim olaya…
atari salonuna yeni takılan kişiler kendilerini direk belli ederler zaten. mal mal etrafa bakarlar acaba jeton nerden alınıyor gibilerinden…kurban jetonunu alır ve oynayacağı makineye doğru gider.yardım etme bahanesiyle yanaşılır ve bak jeton buradan atılıyor diyerekten o alta ki düğmeye basılı tutulur.kurban jetonun makinenin içine girdiğini sanar ama jeton artık alt delikten alınarak çoktan cebe atılmıştır.kurbana, görevli abiye gitmesi ve makinenin jetonu yuttuğu söylenmesi gerektiği söylenir ve içten içe çocuğu da ne .iktik be diyerek hemen olay mahalinden uzaklaşılır.
4. street fighter yada mortal kombat gibi oyunlarda tek jetonla akşama kadar oynayabilirsin.bu oyunlarda oyunu çok iyi bilmen gerekir ki karşına geçen herkesi yenmelisin.bu sayede akşama kadar kalırsın içeride...
5. tek jeton alınır ve jeton harcanmaz saklanır.salona yeni takılanlara, yani oyunları iyi bilmeyenlere "ver de bu turu geçeyim" gibi tekliflerde bulunursun.zaten o turu geçemeyen bir sonraki turu nasıl geçecektir ki.yani sonuçta yine size muhtaçtır.bu şekilde jetondan tasarruf sağlanır…
6. ve beklenen anons gelir.salon sahibi yada çalışanı dötü yırtılırcasına bagırır."jetonu olmayanlar dışarı çıksın.allah ım ne kötü bir durumdur ordan o şekilde boynu bükük eve dönmek ama dünden kalan tek jeton sizi kurtarıp salon sahibini göt etmeye yetecektir…

kaçıncı hükümet vardı ve dönemin başbakanı kimdi tam olarak hatırlamıyorum ama ekmek fiyatlarının aşırı yüksek olduğunu çok iyi hatırladığım bir dönemdi...bakkallarda satılan ekmek, büyükşehir belediyesinin açtığı ekmek bayilerinin nerdeyse iki katı fiyatındaydı...ee haliyle bu durum ekmek bayilerinde inanılmaz bir kuyruğun oluşmasına sebebiyet veriyordu...kavganın,gürültünün patırtının eksik olmadığı kuyruklardı bunlar..her tür insanla aynı sıraya girerdiniz..

***

- yavaş ol beyamca!!! girme ortadan...iki saattir boşa mı bekliyoruz???

+ eee...şeyyy....evladım, ben sıradaydım zaten...cuma namazına gitmiştim!

- seninki bişey mi...? en sonda ki amcada hacdan geldiğini söylemişti ama paşa paşa girdi kuyruğa...hade bakem yallah!!!

***

-hooppp hooppp birader!!! geç en sona..görmüyor musun sırayı???

+pardon, görmedim...sıra mı varmış...sonu nerde...oraya geçeyim bari...tamam kızmayın yav...valla görmedim..

***
- sürtün lan ibneye!! aradan girmek neymiş görsün...

+ahhh...ıhhh...yavaş ol bee...çek şu sopayı...

***

birde, bayinin önünden geçerken arkadaşımı gördüm, biraz konuşayım numaralarıyla, ortadan dalan tipler vardır ama yer mi anadolu çocuğu...hey yavrum heyyy!!!

x- aaa!!! kuyrukcan naber dostum???

y- nolsun işte, bitmedi mına koduğumun kuyruğu, ekmek bekliyoz...

x- ya iki bayan bi erkek muhabbeti nerden çıkmış yaa??

y- .....işte öyle,bayanlar çok gelince........
.
.
.
z- birader! sen neden ortadan girdin sıraya...?

x- ehmm...şeyy...ben geçecektim abi en sona da...arkadaşı görünce...biraz muhabbet falan işte...ne bileyim bunun gibi...

z- hadi canım!!hadi güzelim!! izmir marşıyla...

-zem zem suyu
-misk-i amber
-ezan okuyan saat..