profesyonelogrenci

engelliler benim hastalarım olduğu için sorularınızı cevaplamaya geldim.
öncelikle yine soru sormak için başlık açılmış o zaman (bkz: hayırlı forumlar)

dedim ve buraya 4 paragraf bilimsel yazı döşedikten sonra terimlerin türkçesini bi taraftan googleda ararken fark ettim ki sorulan sorunun cevabı bir çok yerde anlatılmış. sizin niyetiniz bilgi öğrenmek değil sözlükte forum oluşturmak. o zaman bilgi de yok güzel entry de.

bu başlığın ilk tanımı: kimsenin ilgilenmediği sadece ilgilenir gibi yapıp engelliler üzerinden popularite oluşturmanın kolay olduğu bir ortamda yükselme çabası için konuşulan konulardan biri.

kendi ve yaptıkları hakkında hiçbir şey bilmememe rağmen her sözlüğe girdiğimde hakkında başka başlıklarda veya direkt nickaltına entry girilmesinden artık rahatsızlık duyduğum yazarlardan biri. bu saçmalığa ortak olmamak için günlerdir bekliyorum kapanmasını ama insanı zorla çileden çıkarırsınız siz.

ne etti bu adamlar size bile demek istemiyorum. çünkü kimseyi bağlamadığı gibi beni de bağlamıyor. o yüzden her gün her yerde konuşmanın anlamı yok. komik oluyor. işin garibi tartışmayın birbirinize salça olmayın diye bir uyarı da aldı bu yazarlar ama hala aynı şeyleri yapıyorlar. güldük eğlendik yeter.

burda bikaç kişi var birbiri hakkında hem dedikodu çıkartıp hem bunlara yorum yapan. bi adam bi yazarı başkasına yakıştırmış da falanmış da. tekrar sözlüyorum. bize ne bundan? kimsenin avukatı değiliz bireysel bulunuyoruz. iki kişi arasında sorun çıkıyorsa ikisi çözer biter. bize ne bundan? iki kişi kavga edince ben neden bunu entry olarak birsürü yerde okuyorum?

yeni bir yazar geldi visneli popkek gibi bir nicki vardı. adamın daha çömezliği kalkmadan ona bile salça oldu bu bahsettiğim grup. size ne kardeşim? başına gelen yazar yorum yapsa anlarım da size ne oluyor? bi rahat bırakın şu sözlüğü. sözlük diye geliyoruz magazin programından beter ettiniz. numaraları topladınız vatsapta konuştunuz, chat kanalı açtırdınız orda muhabbet ettiniz, ben daha kimseye mesaj atmamışken independence mesaj kutumuz doluyor diyenler vardı. yahu yapın kimse sizi tutmuyor da bu kadar şeyi sözlük dışında yaptıktan sonra elinize yüzünüze bulaşınca kavgalarınızı neden başlık altında yapıyorsunuz?

browncharlie ile beraber geleceğimiz buluşma. nasıl olacağı konusunda buluşmayı şuan ayarlayan kişiyle iletişim halindeyiz ama entry olarak yazıp herkesin görmesini istediğim bir şey var.
bu başlık altında böyle tartışanlar oraya birbirine laf sokmaya gelmesin. öyle olacaksa söyleyin biz gelmeyelim. beraber güzel vakit geçirip sözlük hakkında üç beş şey konuşacağımız buluşma magazin haberine dönmesin.
saygılar.

insanı hayatın zevklerinden alıkoyan hastalık. ne yutkunabilirsin ne konuşabilirsin yeri gelir nefes alırken bile canın yanar. o kadar aralıksız saatlerce sızlar ki kusasın gelir. sanki boğazından aşağıya sarkan iki taş gibi bilye varmış da her seferinde yutkunurken derinin içinde hareket ediyorlarmış gibi hissedersin.
sıcak bir şey içince sadece birkaç saniyeliğine yumuşatır bir sonraki yutkunma yine aynı acılarla olur. sadece yumuşasın istersin bir süre sonra aklında sadece şu kelime yankılanır: yumuşa...yumuşa..yumuşa...yumuşa...

aslında abarttığım kadar acısı sızısı yoktur fakat dakikada iki kere yutkunan normal bir insan bu hastalığın 3. günündeyse boğazından bademciğini kendi sökmek isteyebiliyor.
(bkz: çin işkencesi)

viral olduğundan çeşitli gargara pastil spreylerle patolojinin çoğalması önlenebiliyor veya ağrı kesiciyle ağrısız geçmesi beklenebiliyor ama onun dışında bir kere bademcik şişti mi inmesini beklemekten başka yapılacak sağlıklı bir şey yok. garip dimi. yıl ms 2016. bi bademcik yüzünden 3 gün kıvranıyosun.

edit: düşündüm de 20lik dişin de bi çaresi yok. onu da çekiyosun. yazık la bize.

adı çok itici gelmesine rağmen herkesin alelade yaptığı suçtur.

dediğim başlık başlığında da bahsettiğim üzere sözlüğümüzde bir kural var: tanım girmek. ondan sonra yorum mu yapıyorsun, hikaye mi anlatıyorsun ne yaparsan yaparsın. ama tanım girmelisin. kural bu.

bazı uyanık arkadaşlar tanım girmek sözlüğün asli kuralı değilmiş, tecrübe aktarmak asli kuralmış, zaten başlıklar tanım girilsin diye değil yorum yapılsın diye açılıyormuş, arada şık dursun diye tanım girilirmiş gibi aklına eseni yazıp sonuna dandik bir söz ekledi diye formata uygun yazdı zannediyor.

halbuki doğrusunu bilmiyor mu? hadi diyelim bilmiyor, uyarıyorsun bu sefer de seri eksi veriyor. neden? yaptığın yanlış dedin diye. hele bir de çoğunluğu arkasına aldı mı mümkün değil yanlışını kanıtlayamazsın, ısrarla kuralı kafasına göre şekillendirmeye devam eder. çünkü arkasında kendi gibi yapan çoğunluk var, yani bunun yanlış olduğunu anlatmaya çalışan insan linç edilmeli ki bir daha çoğunluğa baş kaldırılamasın. yanlıi hareket çoğunluk yapıyor diye yapılmaya devam edilsin.

ne oldu? tanım gir diye bir kural vardı, çoğunluk bunu yanlış yaptı ve artık o kural o yöne esnedi. yanlış diyorsun hayır doğru deniliyor. herhangi bir sözlükte herhangi bir yazara bak bakalım böyle dandik enrty göremezsin. çünkü ya entry silinir ısrarla yaparsa yazar uçurulur veya mod sessizse yazarlar yerden yere vurur. ama burda bu çoğunluk bu işi yapıyor diye doğru kabul ediliyor.

kimseden çıkıp özür dilemesini veya o dandik, entry sandıkları yorumları bu başlığın altına girmesini beklemiyorum. ama bi durun düşünün bakalım o yerden yere vurduğunuz akp de çoğunluğu arkasına aldı diye kuralların amına koyerken utanmadan "ee bu yolsuzluk, hak var, hukuk var, yasa var, kural var" diyebilecek misiniz.

(bkz: dediğim başlık) yazanlar bu listede başı çeker.

yazarların nedense ısrarla cümle sonuna nokta olarak yazdıklarında yorumlarını entrye evrilttiğini düşündükleri söz öbeği.
ama ne yazık ki öyle olmuyor.

okuduğu olayı durumu tanımlayamaması veya entry yazmaya önem vermediği için tanımlamakla uğraşmaması sonucunda böyle bir durum mu oluşuyor, moda sanıldı da mı yapılıyor yoksa topluca formatı bitirmeye kadar verdiniz de bana mı haber vermiyorsunuz anlayamadım. sadece bu duruma çok üzülüyorum. lütfen yapmayın.

"ah demek öyle oldu şaşırdım bak. dediğim başlık."
oldu canım, bu entryse ben de brad pitt.

(bkz: #1118255)
bu entrysinde anadolu çomarına hayatımda duyduğum en güzel açıklamayı yapmış yazar.
böyle güzel yazıyorken nickaltının boş kalmış olması beni üzdü hemen yazayım dedim.

aynı zamanda yakında büyük ihtimalle upto organizasyon katkılarıyla (bkz: olası bilgi sözlük buluşması) olacağı için adını daha sık duyacağımız yazar.

bunu ısrarla partiye bağlayanlar yine çomarların kendileridir. aslında bu ifadeyi cümle içinde kullanan insan muhtemelen @uptofate in açıkladığı davranışlardan birini gördüğü için bu lafı etmiştir ama çomarların çoğunun o davranışların yanlış olduğu konusunda bir fikri yok. hatta kurnazlık yapılmalıdır, menfaatçi olunmalıdır, bal tutan parmağını yalar gibi sapık düşünceleri vardır.

hal böyle olunca "biz çok normal davranmıştık, bunlar bize neden anadolu çomarı diyor? kesin üçüncü köprüyü çekemediler." şeklinde bir sebep sonuç yumağında kayboluyorlar. hayırlı olsun üçüncü köprünüz. sorun o değil, valla bak. sorun senin hayat görüşün, makarna yemen, o an giydiğin şalvarın, kara çarşafın falan inan ki değil. mini etekli cehapeli bir kadına da denilebilir bu, boynunda fularıyla gezen bir çocuğa da.

sorun senin insanların hakkını yemeyi zekilik zanneden bir çomar oluşun ve bunun yanlış olduğunu sana kimsenin anlatamaması.

ayrıca "anadolu çomarı" tabiri kullananlara "elit" "elitist" diyen de ya yine bunlardır ya da hümanistliği kabaran, onları da sevmeliyiz diyenlerdir. savunmayın efendim, nesi var bunun savunulacak? bu hareketleri yapan insanları neden sevelim? neden kendi çevremizde görmüyoruz diye elit oluyoruz?
yanlış davranışı kınamak için ne zamandır elit olmak gerekiyor?
elit olmak suç mu? anadoluyu sevmeyince linç ediliyoruz ama "türkiyeden siktir olup gitmek" konulu konuşmalar ilgimizi çekiyor, öyle bi hayat yaşamaya çalışıyoruz.

komik olmayın.
kelimelere takılmayın.
lafım çomarlara değil, onlara zaten ulaşılamıyor.
hümanist takılan çomarsevicilere diyorum. her gün anadolu çomarları ile karşılaşmanız dileğiyle. esen kalın.

başka sekmede takılırken bulunmayabildiğimiz yer.
bilgi sözlük hep açık ben başka bir sekmede başka şeylerle ilgileniyorum. ama birkaç seferdir online yazarlarda "ben yalnız kaldım" tarzı entryler görüyorum buna rağmen.
ilginç.
sabah 5ten selam olsun.

çok yakışıklı olduğum ve sözlükten erkek kaldırmak isteyenlerden korktuğum için katılamajksdf
neyse yapın bi zirve de gelelim.
bahar geldi malum böyle şeyler güzel olur.

online yazarlara baktığımda gördüğüm farklı nicklerden biri.
yeni gelmiş sanırım
hoşgelmiş.

öncelikle (bkz: hayırlı forumlar)

(bkz: bir arkadaşım ekolü) nün bir örneği olan olay.
basketçilerle çok takılmasın arkadaşın, sonra alkolü bırakan sen oluyosun.

(bkz: dostum lazaroni demişsin ama bu bildiğin lazanya)

lütfen git bir kere de
artık buraya gelme
zorla durma sözlükte
anlamadım amacın ne
niye bu ısrar niye
yine dalmışsın laza
akrostiş yaptım sana

prof. öğrenci 24 yaşında. 56 senedir şiir yazıyor...

ayrıldıktan sonra insan kabullenemese de barışma umudunu içinde tutar. o yüzden o acı bir türlü maksimum seviyesine ulaşmaz. ne zaman ki taraflardan biri sevgili bulur da barışılamayacağı kesinleşir, o zaman tek kalan taraf için ayrılığın ilk gününden daha büyük bir acı başlamış demektir.

10 yıl sonra kendimi hala evde pc başında oturmuş bir şeyler okurken görüyorum. yanımda uzun zamandır benimle olan hayat arkadaşım var. doğruluğu çok net şeylere "ama olmayabilir" diyor tartışıyoruz yine. bir süre sonra ortak bir paydada buluşucaz dünyayı kurtarmış olmanın mutluluğuyla uyucaz. kalanlar detay, fasa fiso.

alttaki yazar, yarın için bir planın var mı yoksa gelişine mi yaşıyorsun?

içim o kadar sıkıldı ki olmayacak şeylere sardım. kendimi aslında kazanmamın çok da gerekmediği bir sınava kasarken buldum. hem de bildiğin kasmışım. 90ları gördüm. ee ben atanmak istemiyorum ki. üstelik mezun olabilir miyim belli değil. işin en civcikli kısmı da burası. mal gibi kalakalabilirim yılın sonunda.
benden başka kaç kişi finallere çalışmaktan kaçmak için kpss kasmak kadar saçma bir şey yapmıştır acaba?

only god can judge me.

şakaydı vurmayın.

ilk defa bir çılgınlık yapıp kendimi ifşa edebileceğim buluşma olur. ya da belki gelirim ama nickimi söylemem ama zaten kaç kişiyiz beni bulmak zor olmaz. belki sinsice yan masada oturup herkesi inceleyip uzaklaşırım oradan.

ya da belki de cidden ifşa olurum. olabilir. belki.

ne seviyorsunuz goygoyu ya, yapın başka yapacak bir şeyiniz yoksa tabi yapacaksınız. yalnız atamı bu işe neden alet ediyorsunuz? kendi çapınızda birini bulmanızı öneririm.
kapağın büyüklüğünü görüp ağlamamış olursunuz.

kelime kelime gidicem. boş adamım ben, yazarım. özet geç piç diyenlere özet yok.

"ateist cenah" tamlaması bir boş kümedir. çünkü ateistlerin ateist olmak dışında ortak herhangi bir paydaları yoktur. örneğin "müslüman cenah" dersek orada "meleklere inanmak" "şeytanı sevmemek" "allaha inanmak" vs ortak bir çok kesinlik bulabilirken ateistlerde herhangi bir dine inanmamak bile çok çeşitli olabilir. istisnai olarak bir çatı altında toplanan ateistler sadece kendi bireysel inanma-inanmama özgürlüğü haklarını savunan insanlardır. bunun dışında ortak bir ülküleri bile yoktur.
ateistlerden bu kadar korkmayınız. kimseyi ham yapmazlar umurlarına bile takmazlar.

işbu sebeple aziz nesin isimli kendini ateist olarak tanımlayan bireyin bir düşüncesi başka herhangi bir ateisti bağlamaz. neden? çünkü ateistlerin ortak değerleri yoktur.
bir müslüman "zina haram" der çünkü tüm müslümanların inandığı kitapta o yazar. bu yargı tüm müslümanlara mal edilebilir. ama ateistin teki çıkıp bir şey söyleyince nasıl başkasına mal edeceksin?

yine aynı sebeple bir insanı sevip sevmeme durumu "ateist" insanların hepsine mal edilemez. kişinin kendi görüşüdür. var mı yok mu böyle bir açıklama araştırma yapma gereği bile duymuyorum. beni bağlamıyor. bir ateist olarak atatürkü sevip sevmediğimi bir açıklama ile anlayacak değilim.


ikinci olarak miras konusuna gelelim.
linki verilen sitenin nasıl bir bakış açısıyla olayı anlattığını daha açmadan biliyordum. çünkü böyle bir yazı yazabilmek için düpedüz "arsız" olmak gerekir.

bak kardeşim olaydan tamamen bağımsız bir şey söyleyeyim, bir yerde bir olayın iki taraflı bakış açısını anlatırken, bir tarafın savunmaları için "işte böyle saçma iddialar" "komik iddialar sadece güldürüyor" "ne boş konuştular yahu" tarzı cümleler kuruluyorsa o yazı ne tarafsızdır ne de ciddi. olsa olsa hülooğcu insanlara gaz vermek için yazılmıştır. ama hatrın için böyle bir haberi ciddi ciddi inceledim ve kendini tekrar eden boş iddialardan başka bir şey göremedim.

açıkcası görsem bile böyle bir konuyu konuşmayı kendime yakıştıramam. yediğim kaba pislemek gibi huylarım yoktur.

ama olanlar için söyleyeyim, yapılan hırsızlıklar konuşulacaksa sıra atatürke gelene kadar çok kişi var.
senin çaldı dediğin parayı para üstü diye sıfırlayan var.
önce bunları görmek lazım.

hepsinden önce de haddini bilmek lazım.
tanım: kendini sevmeyecek kişilere ülke vermiş kişi.