hepiniziaylavyu

güvenlikli bir sitede oturuyorum. 6 ayda 3 hırsızlık olsa ve güvenlik görevlisi "güvenlik zafiyeti yok" dese o görevliyi site girişindeki direğe oturturum

herkese talih bize kör salih

kayınvalide ya da kayinpedere ismiyle hitap etmek.

damat: merhaba selami, nasılsın?
kayınpeder: hööst

abazan detected

10 şubat 2016 tarihli fenerbahçe-braga maçında açılan muhteşem pankart. ortasında kaslı ve şapkalı bir civciv bulunmaktadır. pankartın sahiplerinin 110 yıllık tarihlerinde avrupa'da herhangi bir başarılarına rastlanmadığına göre bu pankart ile istanbul avrupa yakasında bulunan bazı feneriumlarda çalışanlara ekmek yedirerek istihdama katkı sağladıklarını vurguluyor olmaları muhtemeldir.

fenerbahçe'yi öven, galatasaray'ı ise yerin dibine sokmaya çalışan haberleriyle meşhurdur. henüz bugün gördüğüm bir haberde, ersun yanal'ın galatasaray'a randevu vermediğini belirtiyorlardı. ersun yanal kim, galatasaray'a randevu vermemek kim.. ersun yanal dahil hiçbir yerli hocanın, boştayken, üç büyüklere randevu vermemesi diye bir şey söz konusu olamaz. bunu iddia eden de en hafif tabirle kötü niyetli bir palavracıdır..

gereginde mecazlı anlamlara da yer verilen özel dil veya söz dağarcığı.. en güzelleri natuk baytan tarafından yönetilmiş kemal sunal filmlerinde bulunur..


-sen misin ulan yedi bela hüsnü?
+benim.
-sen insanı çorba yaparmışsın.öyle mi?
+ne çorbası?mercimek mi, pirinç mi, yoksa balık mı? senden iyi balina çorbası olur.
-şimdi ananı laciverde boyadım it oğlu it.


marmara kazım:meraba lüfer
lüfer:ne o lan marmara kazım,sende arpa nanaydı,bakıyorum nevaleyi düzmüşsün,yoksa bi yeri mi hacamet ettin ha
marmara kazım:yok bee,bizimkinin dükkanına bi haybeci geldi, dükkan benim deyip dağıtıyor malları,bütün mahalleye haber vericem millet kapsın
lüfer:deme be once ben kapayım

bir türk de londra hyde parkta kuğu avlayıp yemişti.

toplantı set etmek

izmir kemeraltı şubesinin önünde "35 bhu .." plakalı kocaman bir mercedes gördüğüm ve sahibinin izmir'de yaşadığını düşündüğüm sütlü tatlı yenilesi tatlıcı

kimse drogba'nın sabrını sınamasın

galatasaray açısından uefa kupasına katılma hakkı elde edebilmek, ezeli rakibini yenebilmiş olmak ve ezeli rakibine rakibine şampiyon olma yolunda çelme takmak gibi yönleriyle çok kritik olan maçtır. fenerbahçe açısından galibiyet ise şampiyonluk yolunda bir virajı aşmak ve ezeli rakibinin uefa'ya gitmesini engellemek gibi faydalarıyla bir taşla iki kuş vurmak olacaktır. kağıt üzerinde fenerbehçe favori gibi duruyor ama derbidir sonuç olarak. sneijder'ın vuracağı, muslera'nın yakalayacağı tutarsa her türlü sonuç çıkabilir. öte yandan, galatasaray 13 mart'ta gençlerbirliği maçını kaybedip bir de 20 mart'ta fenerbahçe'ye yenilirse, hele az biraz fark yerse, o gün büyük ihtimal dursun özbek yönetiminin gideceği gün olacaktır.

edit: galatasaray kazanırsa galatasaraylıların sokağa dökülmeyeceği maçtır.

kızın hoşlandığından şüphelenilen bir erkek varsa ve telefon numarası mevcutsa onun en son kaçta görüldüğü kontrol edilebilir..

en az tuğçe kazaz'ın twitter'dan diyanete sorduğu "diyanet işleri fetva kuruluna sorumdur. elektronik cihazlarımızda, kuran'ı kerim uygulamasını indirdikten sonra, abdestsiz dokunabilir miyiz?" sorusu kadar mantıklı olan sorudur.

öncelikle bu karar ab ile gerçekleşen zirvede çıkmayacak. konuyla ilgili haberler detaylı incelenirse, vize muafiyetine ab üyesi ülkelerin hükümetleri tarafından karar verileceği görülebilir. diğer bir deyişle, ab üyesi ülkeler adına bizimle müzakere yürütenler, gidip "türkiye'yle şu koşullarla anlaştık, ne diyorsunuz?" diye diğer ülkelere soracak. ben ülkelerin tamamının bunu kabul edeceği kanaatinde değilim. hiçbir şey olmasa kıbrıs rum yönetimi ve yunanistan kabul etmez. bu işin sonunda ülkemizde vize hakkı falan olmaksızın 5 milyon mülteci ile kalıvereceğiz gibi geliyor. harbiye'deki vize merkezlerinin önünde hepsiyle bol bol karşılaşır sohbet ederiz artık..

bu akşam açık ve faal olduğunu görenler olmuş. mühürlenmemiş miydi?

çatlak profesör adlı filmde eddie murphy tarafından canlandırılmış karakter. filmde aynı zamanda şişman bir profesörü de canlandıran eddie murphy, şişmanlığından bıkıp bir şurup keşfediyor ve birdenbire yakışıklı, hazırcevap ve çapkın "buddy love"a dönüşüyor. aynı filmin 60'lı yıllarda çekilen bir versiyonu da varmış. gerçek hayatta will smith'in eşi olan jada pinkett-smith de oyuncular arasında.. hoşça vakit geçirtmişti 90'lı yıllarda sinemada izlediğimde..