kalbimde senede kac kez birisi idam aldi?
$aibelerim $airimdi, $akaci mecburi sifatti.
rihtimlarimdan gemiler kalkti, yolcular agirladim agir agir.
revanlarim..
gune$tim bir ara yagmur, oldum.
kendi deryalarimda kendimi zorla bogdum.
...spekulatif duslerin spazmi var.
stagflasyon onlemliydi, sozumu kesme giri$iminde bulunan herkeseydi radikal argolar.
soyle ne zaman bitti aska dair tangolar?
her iste bir racon var.
-------------------------------------------------
takma kendimden can sikintim, onceden beridir bir ölüm takintim.
bunu da yuzume vurmasinlar sade evde yuzum asik, di$arda sempatik takildim..
hayatımın şarkısı...
vasiyet
(bkz: vodka redbull)
(bkz: alternatif vasiyetler)
kisilerin hur iradeleriyle yazdiklari ve oldukten sonra yapilmasini istedikleri metinleri olusturan belgeler.
(bkz: vasiyetname)
sagopa kajmerin son albumunun ilk klip parcasi.
fecre dal!..
fedai cembiyeleri ile cenkte kaldi, surlarimda kahpe uyuya daldi.
suretim sarap misali eskidikce degeri artti.
serserim,serim giotin alti.
kalbimde senede kac kez birisi idam aldi?
$aibelerim $airimdi, $akaci mecburi sifatti.
rihtimlarimdan gemiler kalkti, yolcular agirladim agir agir.
revanlarim..
gune$tim bir ara yagmur, oldum.
kendi deryalarimda kendimi zorla bogdum.
...spekulatif duslerin spazmi var.
stagflasyon onlemliydi, sozumu kesme giri$iminde bulunan herkeseydi radikal argolar.
soyle ne zaman bitti aska dair tangolar?
her iste bir racon var.
haydi egoma sponsor ol!..
ecemle ecele giderim. rabbenami bir hic ugru tersledim.
offff ha$aaaaaaaa!...
bir dilekti vurgun oldu, vodka redbull cigere doldu.
sagopa nadir sarho$ oldu.
cemre gec de olsa du$tu.
kelimelerdi kerimelere ve kertelerime munzeviydim.
dunveyi senaryolarda "rap" denen bahirdim.
munasebetsiz kufru bastim, onurun canini yaktim.
alti senedir aklindayim, cekemedin yoo farkindayim.
rapimtraksin, sen reel degilsin.
yazdiklarina sadik olamadin, soyle kac e$lisin?
muaf biraktim seni ve kitlelerini, sarfiyatlarim fiyatsiz..
anonim oldu haykiri$larim
az once dogdum
halatim yirmi yedi bogum
sele gitti agustosum
vasiyet etmek istedim $arkilarimi kizima, hep sonunda kendimi vurdum.
$arjoru doldurdum..
ko$tugum bu yolda yarimi sonladim ve kocaman adama dondum.
sanma cok tela$liyim, durgunum biraz.
solgunum yuzum, bitkinim ufaklik.
sen de gel pe$imden amma cok cali$!..
duvarda yazmaz her kural,
yumruk yersin yilma kalk, dayan!..
bu abi yerle cok sevi$ti.
du$mek hic ayip degil, kalkmasini bil!..
ve acele et su gozya$ini sil!..
sagopa idol(aydl)oldu bak dedim babam, ben dayandim.
buraya kadar geldim 27 adim.
takma kendimden can sikintim, onceden beridir bir olum takintim.
bunu da yuzume vurmasinlar sade evde yuzum asik, di$arda sempatik takildim..
fedai cembiyeleri ile cenkte kaldi, surlarimda kahpe uyuya daldi.
suretim sarap misali eskidikce degeri artti.
serserim,serim giotin alti.
kalbimde senede kac kez birisi idam aldi?
$aibelerim $airimdi, $akaci mecburi sifatti.
rihtimlarimdan gemiler kalkti, yolcular agirladim agir agir.
revanlarim..
gune$tim bir ara yagmur, oldum.
kendi deryalarimda kendimi zorla bogdum.
...spekulatif duslerin spazmi var.
stagflasyon onlemliydi, sozumu kesme giri$iminde bulunan herkeseydi radikal argolar.
soyle ne zaman bitti aska dair tangolar?
her iste bir racon var.
haydi egoma sponsor ol!..
ecemle ecele giderim. rabbenami bir hic ugru tersledim.
offff ha$aaaaaaaa!...
bir dilekti vurgun oldu, vodka redbull cigere doldu.
sagopa nadir sarho$ oldu.
cemre gec de olsa du$tu.
kelimelerdi kerimelere ve kertelerime munzeviydim.
dunveyi senaryolarda "rap" denen bahirdim.
munasebetsiz kufru bastim, onurun canini yaktim.
alti senedir aklindayim, cekemedin yoo farkindayim.
rapimtraksin, sen reel degilsin.
yazdiklarina sadik olamadin, soyle kac e$lisin?
muaf biraktim seni ve kitlelerini, sarfiyatlarim fiyatsiz..
anonim oldu haykiri$larim
az once dogdum
halatim yirmi yedi bogum
sele gitti agustosum
vasiyet etmek istedim $arkilarimi kizima, hep sonunda kendimi vurdum.
$arjoru doldurdum..
ko$tugum bu yolda yarimi sonladim ve kocaman adama dondum.
sanma cok tela$liyim, durgunum biraz.
solgunum yuzum, bitkinim ufaklik.
sen de gel pe$imden amma cok cali$!..
duvarda yazmaz her kural,
yumruk yersin yilma kalk, dayan!..
bu abi yerle cok sevi$ti.
du$mek hic ayip degil, kalkmasini bil!..
ve acele et su gozya$ini sil!..
sagopa idol(aydl)oldu bak dedim babam, ben dayandim.
buraya kadar geldim 27 adim.
takma kendimden can sikintim, onceden beridir bir olum takintim.
bunu da yuzume vurmasinlar sade evde yuzum asik, di$arda sempatik takildim..
sagonun son albumunun cikis parcasi ve ilk klip parcasidir son zamanlarin en baba sarkilarindan biri.
nazim hikmetin sevilen bir siiri...en guzel siirlerinden biridir bence...
yoldaslar, nasip olmazsa gormek o gunu,
olursem kurtulustan once yani,
alip goturun
anadoluda bir koy mezarligina gomun beni.
hasan beyin vurdurdugu
irgat osman yatsin bir yanimda
ve cavdarin dibinde topraga cocuklayip
kirki cikmadan olen sehit ayse obur yanimda.
traktorlerle turkuler gecsin altbasindan mezarligin,
seher aydinliginda taze insan, yanik benzin kokusu,
tarlalar orta mali, kanallarda su,
ne kuraklik, ne candarma korkusu.
biz bu turkuleri elbette isitecek degiliz,
topragin altinda yatar upuzun,
curur kara dallar gibi oluler,
topragin altinda sagir, kor, dilsiz.
ama bu turkuleri soylemisim ben
daha onlar duzulmeden,
duymusum yanik benzin kokusunu
traktorlerin resmi bile cizilmeden.
benim sessiz komsulara gelince,
sehit ayseyle irgat osman
cektiler buyuk hasreti sagliklarinda
belki de farkinda bile olmadan.
yoldaslar, olursem o gunden once yani,
- oyle gibi de gorunuyor -
anadoluda bir koy mezarligina gomun beni
ve de uyarina gelirse,
tepemde bir de cinar olursa
tas mas da istemez hani...
yoldaslar, nasip olmazsa gormek o gunu,
olursem kurtulustan once yani,
alip goturun
anadoluda bir koy mezarligina gomun beni.
hasan beyin vurdurdugu
irgat osman yatsin bir yanimda
ve cavdarin dibinde topraga cocuklayip
kirki cikmadan olen sehit ayse obur yanimda.
traktorlerle turkuler gecsin altbasindan mezarligin,
seher aydinliginda taze insan, yanik benzin kokusu,
tarlalar orta mali, kanallarda su,
ne kuraklik, ne candarma korkusu.
biz bu turkuleri elbette isitecek degiliz,
topragin altinda yatar upuzun,
curur kara dallar gibi oluler,
topragin altinda sagir, kor, dilsiz.
ama bu turkuleri soylemisim ben
daha onlar duzulmeden,
duymusum yanik benzin kokusunu
traktorlerin resmi bile cizilmeden.
benim sessiz komsulara gelince,
sehit ayseyle irgat osman
cektiler buyuk hasreti sagliklarinda
belki de farkinda bile olmadan.
yoldaslar, olursem o gunden once yani,
- oyle gibi de gorunuyor -
anadoluda bir koy mezarligina gomun beni
ve de uyarina gelirse,
tepemde bir de cinar olursa
tas mas da istemez hani...
(bkz: atatürkün vasiyeti)
sagopa kajmerin eseri.
sagopa kajmerin pek leziz, kesinlikle dinlenmesi gereken parçası.
"solgunum yuzum, bitkinim ufaklik.
sen de gel pe$imden amma cok cali$!..
duvarda yazmaz her kural,
yumruk yersin yilma kalk, dayan!.. "
"solgunum yuzum, bitkinim ufaklik.
sen de gel pe$imden amma cok cali$!..
duvarda yazmaz her kural,
yumruk yersin yilma kalk, dayan!.. "
ilginç ve izlenilesi bir klibe sahip sagopa kajmer şarkısı.
http://tinyurl.com/ypgjcd
http://tinyurl.com/ypgjcd
“ki en kötüsüdür,
ölümden sonra da istemek.”
benden firar eden dünyadan,
son isteklerimi ta$ırken bana,
dikkat et; aynı olmasın torbanın rengi,
ayağına giydiğin galo$larla.
$u bizim yan odada,
kürt ka$lı kız çok inledi dün gece,
bo$tu yatağı,
bugün iyile$mi$, tahliyesi olmu$,
inandıramadılar bana.
bir uçlu sakla da göğsüne,
teninin kokusu olsun izmaritinde.
bu yalnızlığı biz yaratmadık,
bilakis tütünü bile dost eyledik kendimize.
ya sen,
ellerini yıkıyorsun bana her geli$inde,
benimle aynı gün ölecek olan alyansında,
bir sabun parçası,
ne demekse.
yarın belki de son kez,
ziyaret saatini özleyeceğim yine,
yemek yiyeceğim,
tadını tuzunu alıp, öyle veriyorlar yemeği,
mercimeğin içindeki böceğin bile hesaplı kalorisi.
giydiğin eteğin yırtmacı ilk defa dokunuyor bana,
beni yolcu eden akciğer
kediye atsan yemez
geç kalmayacak randevusuna.
gidince çürümeyeceğini bilsem,
ellerimizi deği$tirelim derdim.
ellerimin ellerinde verdiği güzel ve uzun mola,
ayrılık allah’ın emri,
ölüm olmasa…
özge dirik
ölümden sonra da istemek.”
benden firar eden dünyadan,
son isteklerimi ta$ırken bana,
dikkat et; aynı olmasın torbanın rengi,
ayağına giydiğin galo$larla.
$u bizim yan odada,
kürt ka$lı kız çok inledi dün gece,
bo$tu yatağı,
bugün iyile$mi$, tahliyesi olmu$,
inandıramadılar bana.
bir uçlu sakla da göğsüne,
teninin kokusu olsun izmaritinde.
bu yalnızlığı biz yaratmadık,
bilakis tütünü bile dost eyledik kendimize.
ya sen,
ellerini yıkıyorsun bana her geli$inde,
benimle aynı gün ölecek olan alyansında,
bir sabun parçası,
ne demekse.
yarın belki de son kez,
ziyaret saatini özleyeceğim yine,
yemek yiyeceğim,
tadını tuzunu alıp, öyle veriyorlar yemeği,
mercimeğin içindeki böceğin bile hesaplı kalorisi.
giydiğin eteğin yırtmacı ilk defa dokunuyor bana,
beni yolcu eden akciğer
kediye atsan yemez
geç kalmayacak randevusuna.
gidince çürümeyeceğini bilsem,
ellerimizi deği$tirelim derdim.
ellerimin ellerinde verdiği güzel ve uzun mola,
ayrılık allah’ın emri,
ölüm olmasa…
özge dirik
sago nun en baba parcasidir evet.cunku vasiyet i dogmamis kizina yazmistir.
_____
vasiyet etmek istedim sarkilarimi kizima, hep sonunda kendimi vurdum.
sarjoru doldurdum..
_____
_____
vasiyet etmek istedim sarkilarimi kizima, hep sonunda kendimi vurdum.
sarjoru doldurdum..
_____
öztürk ün bir şarkısıdır.
gözlerinde gördüğüm mutluluğun son nefesi
içimdeki son ateş yıldızların gölgesi
dudaklarımla hüznü çizdim, duvarlara mutluluğu
yine de boşlukta çıplak ruhum
ben ölünce yağmur yağsın,
ağladığı belli olmasın
ben ölünce..
gözlerinde gördüğüm mutluluğun son nefesi
içimdeki son ateş yıldızların gölgesi
dudaklarımla hüznü çizdim, duvarlara mutluluğu
yine de boşlukta çıplak ruhum
ben ölünce yağmur yağsın,
ağladığı belli olmasın
ben ölünce..
ben ölünce yağmur yağsın,
ağladığı belli olmasın
ben ölünce.
üşürsün soğuk gecede
güneşi ararsın karanlığın ortasında
yansıyınca şehrin yorgunluğu üzerine,
korkarsın kendinden sebepsizce...
gözlerinde gördüğüm mutluluğun son nefesi
içimdeki son ateş yıldızların gölgesi
dudaklarımla hüznü çizdim, duvarlara mutluluğu
yine de boşlukta çıplak ruhum
ben ölünce yağmur yağsın,
ağladığı belli olmasın
ben ölünce..
gözlerinde gördüğüm mutluluğun son nefesi
içimdeki son ateş yıldızların gölgesi
dudaklarımla hüznü çizdim, duvarlara mutluluğu
yine de boşlukta çıplak ruhum
ben ölünce yağmur yağsın,
ağladığı belli olmasın
ben ölünce..
ben ölünce yağmur yağsın,
ağladığı belli olmasın
ben ölünce.
üşürsün soğuk gecede
güneşi ararsın karanlığın ortasında
yansıyınca şehrin yorgunluğu üzerine,
korkarsın kendinden sebepsizce...
ben
senden önce ölmek isterim.
gidenin arkasından gelen
gideni bulacak mı zannediyorsun?
ben zannetmiyorum bunu.
iyisi mi, beni yaktırırsın,
odanda ocağın üstüne korsun
içinde bir kavanozun.
kavanoz camdan olsun,
şeffaf, beyaz camdan olsun
ki içinde beni görebilesin
fedakarlığımı anlıyorsun :
vazgeçtim toprak olmaktan,
vazgeçtim çiçek olmaktan
senin yanında kalabilmek için.
ve toz oluyorum
yaşıyorum yanında senin.
sonra, sen de ölünce
kavanozuma gelirsin.
ve orada beraber yaşarız
külümün icinde külün
ta ki bir savruk gelin
yahut vefasız bir torun
bizi ordan atana kadar...
ama biz
o zamana kadar
o kadar
karışacağız
ki birbirimize,
atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz
yan yana düşecek.
toprağa beraber dalacağız.
ve bir gün yabani bir çiçek
bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse
sapında muhakkak
iki çiçek açacak :
biri sen
biri de ben.
ben
daha ölümü düşünmüyorum.
ben daha bir çocuk doğuracağım
hayat taşıyor içimden.
kaynıyor kanım.
yaşayacağım, ama çok, pek çok.
ama sen de beraber.
ama ölüm de korkutmuyor beni.
yalnız pek sevimsiz buluyorum
bizim cenaze şeklini.
ben ölünceye kadar da
bu düzelir herhalde.
hapisten çıkmak ihtimalin var mı bugünlerde?
içimden bir şey :
belki diyor.
(bkz: nazım hikmet)
senden önce ölmek isterim.
gidenin arkasından gelen
gideni bulacak mı zannediyorsun?
ben zannetmiyorum bunu.
iyisi mi, beni yaktırırsın,
odanda ocağın üstüne korsun
içinde bir kavanozun.
kavanoz camdan olsun,
şeffaf, beyaz camdan olsun
ki içinde beni görebilesin
fedakarlığımı anlıyorsun :
vazgeçtim toprak olmaktan,
vazgeçtim çiçek olmaktan
senin yanında kalabilmek için.
ve toz oluyorum
yaşıyorum yanında senin.
sonra, sen de ölünce
kavanozuma gelirsin.
ve orada beraber yaşarız
külümün icinde külün
ta ki bir savruk gelin
yahut vefasız bir torun
bizi ordan atana kadar...
ama biz
o zamana kadar
o kadar
karışacağız
ki birbirimize,
atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz
yan yana düşecek.
toprağa beraber dalacağız.
ve bir gün yabani bir çiçek
bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse
sapında muhakkak
iki çiçek açacak :
biri sen
biri de ben.
ben
daha ölümü düşünmüyorum.
ben daha bir çocuk doğuracağım
hayat taşıyor içimden.
kaynıyor kanım.
yaşayacağım, ama çok, pek çok.
ama sen de beraber.
ama ölüm de korkutmuyor beni.
yalnız pek sevimsiz buluyorum
bizim cenaze şeklini.
ben ölünceye kadar da
bu düzelir herhalde.
hapisten çıkmak ihtimalin var mı bugünlerde?
içimden bir şey :
belki diyor.
(bkz: nazım hikmet)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?