çok sevdiğim iki kavramı (vikingler in gemileri (bkz: drakkar) ve karadeniz pidesi) kitaplarından birinde birbiriyle ilişkilendiren şirin insan.
sunay akın
(bkz: fahi$e)
aslen karadenizli olmasına rağmen, üsküdar selimiye’de büyümüş şair, yazar, muhabbet adamı..
uzun süre komşumuz olduğu için yakinen tanıma fırsatım olmuştur.görüldüğü gibi sıcakkanlı,sohbetli latif bir insandır.
göztepede bir oyuncak müzesi vardır..
uzun süre komşumuz olduğu için yakinen tanıma fırsatım olmuştur.görüldüğü gibi sıcakkanlı,sohbetli latif bir insandır.
göztepede bir oyuncak müzesi vardır..
çay bardağında
bırakılan dudak payı
kadar bile
uzak kalamam
gözlerine
yakın olsun isterim
ellerime ellerin
yanındaki beton binaya
yaslanması gibi
köhne bir evin
seni bir çivi
gibi çaktım
çünkü beynime
ve toplayıp
bütün kerpetenleri
attım denize
bırakılan dudak payı
kadar bile
uzak kalamam
gözlerine
yakın olsun isterim
ellerime ellerin
yanındaki beton binaya
yaslanması gibi
köhne bir evin
seni bir çivi
gibi çaktım
çünkü beynime
ve toplayıp
bütün kerpetenleri
attım denize
ilk siirini 9 yasindayken meteoroloji müdürünün kizina,ewlerinin terasındaki odunlugun kapısının ic kismina yazan yazar.fakat kiz siiri hicbir zaman okumaz.yillar sonra bu kapinin da yakildigini ogrenir.bu yuzdendir ki,ilk siiri kayıptır.
o duyduğu her sözcükle ilgili güzel şeyler anlatabilir.ama ona karşı duyulanları anlatacak kadar güzel sözler yoktur ne yazık ki...
son zamanlarda katıldığı show programları ve her şarkıcı ile konserlerde boy göstermesi sebebiyle gittikçe popülerleşmeye başladığını düşündüğüm başta şair,daha sonra fikir adamı.
okudugum guzide universite olan marmara guzel sanatlarda,turk dili ve edebiyatı dersini vermesi icin cagırılan derse gelmeyen ama geldigi derste de gothe yi turk halki cok sevmis hatta adını sokaklara vermıs deyip ustunede gothe sokak vardır demis ınsandır.
sevilesi insan, anlattığı hikayelerle çoğu insanı aydınlatan, bide sanatçı nev’i çok seven ve nerdeyse her programa onunla beraber katılan edebiyat düşkünü biri.
mason olduğundan şüphelendiğim yeteneksiz şair bozuntusu
1 hafta aralıksız otursun konuşsun karşısında oturun onu dinleyin.hayatınızın en güzel,en ilginç 1 haftasını geçirmiş olursunuz.işte öyle bir adam sunay akın...türkiyenin en aydın en koruma altına alınması gereken adamı.
tekrar, tek basina program da yapmasi gerektigi ortada olan sahsiyet. sen konus ben hep dinlerim.
program yapmak ile kendini programlamayı karıstırmıs insan.hep guler...(bkz: yuppi akımı)
bu hafta objektif adlı programa katılmış olup programın başında, türk bayrağının nasıl bu şeklini aldığını anlatarak bir çok insanı bilgilendirmiş olan insan.teşekkür ederiz kendisine.
(bkz: ozan)
destan yazmadan da insanın ruhuna hitap edebilen, sadece yazdıkları ile değil okudukları ve anlattıkları ile de takdire şayan olan, kızılderililere olan hayranlığına en az kızılderililler kadar hayran olduğum, anlattığı küçük hikayeleri de şiirleri kadar sevilen ama benim en çok sevdiğim eseri aşağıya eklemiş olduğum şiir olan yetenek.
beyaz adam
beyaz adam
küçücüktü ilk geldiğinde
ve oturmaktan
bütün kemikleri sızlıyordu
büyük teknesinde
beyaz adam
kızılderililerin sunduğu yiyeceklerle beslenip
topraklarına uzandığında büyüdü
bulutlar arasında
barış içinde yaşayan
manitu yerine
tapmamızı istediği de
işkence görüp
çarmıha gerilen
bir ölüydü
beyaz adam
özgürlük adına
dev bir kadın heykeli dikti
doğu denizinin kıyısına
ve her gece
altında dans ettiğimiz yıldızları
bayrak diye tutsak etti
bir bez parçasına
beyaz adam
özgürlük gibi adaleti de
bir kadın heykeliyle simgeledi
ama elinde terazi tutan
zavallı kadın
gözleri bağlı olduğu için
kendisine tecavüz edenin
kim olduğunu göremedi...
beyaz adam
beyaz adam
küçücüktü ilk geldiğinde
ve oturmaktan
bütün kemikleri sızlıyordu
büyük teknesinde
beyaz adam
kızılderililerin sunduğu yiyeceklerle beslenip
topraklarına uzandığında büyüdü
bulutlar arasında
barış içinde yaşayan
manitu yerine
tapmamızı istediği de
işkence görüp
çarmıha gerilen
bir ölüydü
beyaz adam
özgürlük adına
dev bir kadın heykeli dikti
doğu denizinin kıyısına
ve her gece
altında dans ettiğimiz yıldızları
bayrak diye tutsak etti
bir bez parçasına
beyaz adam
özgürlük gibi adaleti de
bir kadın heykeliyle simgeledi
ama elinde terazi tutan
zavallı kadın
gözleri bağlı olduğu için
kendisine tecavüz edenin
kim olduğunu göremedi...
oyuncak müzesini gezerken sadece oyuncaklara değil tarihe duyduğu merakı da görebildiğim şair.
(bkz: istanbul da bir zürafa)
’’bilerek mi yanına
almadın giderken
başının yastıkta
bıraktığı
çukuru
güveniyordum
oysa ben sevgimize
vapur iskelesi
ya da tren istasyonundaki
saatin doğruluğu kadar
beni senin gibi
bir de annem terketmişti
ki göbeğimde durur
onun yokluğundan
bana kalan
çukur.’’
almadın giderken
başının yastıkta
bıraktığı
çukuru
güveniyordum
oysa ben sevgimize
vapur iskelesi
ya da tren istasyonundaki
saatin doğruluğu kadar
beni senin gibi
bir de annem terketmişti
ki göbeğimde durur
onun yokluğundan
bana kalan
çukur.’’
yuregim islaktir benim
kuytularda aglamaktan
ve hafif ucuktur rengi
kurusun diye kac kez guneşe asilmaktan..
kuytularda aglamaktan
ve hafif ucuktur rengi
kurusun diye kac kez guneşe asilmaktan..
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?